2. Bölüm

3 1 0
                                    

Yüzüme yaptığım büyüyle birlikte o farklı bir yere ben farklı bir yere doğru ilerlemeye başladım. Ben Cherry'i ararken o karşıma çıktı. "Luna!" ağlamaklı sesi beni bozguna uğrattı. "Seni arıyordum neredeydin!" ona bunu anlatmak için doğru anı beklemem lazımdı. "Bilmiyorum kendimi ilerdeki bir odada buldum." yalan, yalan, yalan ben yalan söylemeyi becerirdim ama sevmezdim.

Cherry izime ne olduğunu sorunca onun gördüğü aklıma geldi. Onu susturup bir odaya girdim. "Ben yıkılan krallığın bir parçasıyım. İzimi sakladım.  Öğrenilirsen beni öldürürler. Yani benim izim hiç olmamış gibi davranıp, konuşacağız zamanı gelince büyüyü kaldıracağım ama şimdi değil." Cherry benim iyiliğim için susma kararı aldı. Hemen diğerlerinin yanına gittik. O lord bozuntusunun derdi neydi bilmiyordum ama kötü kokular alıyordum. Etraftan yükselen bardak, tabak ve insan sesleri düşüncelerimi böldü.

Dışarıya çıktığımızda bir bambu ormanı bizi karşıladı. Hava çok sıcak ve nemliydi. Ama sadece ben böyle düşünüyordum. Biraz yürüdükten sonra önümüzdekiler durunca Cherry kolumdan tutarak öne doğru çıktık. İleride 3 tane kadın vardı ve bir birlerinin kopyası gibiydi. Kadınların yanında muhafızlar vardı. Bu gerekli mi? diye düşündüm. Kadın bir şeyler söyledi sonra herkes gözlerini kapattı. Bende Cherry'i ne yaparsa aynısını yaptım. Kadın bir şarkı söyledi rüzgar esmeye başladı. Şarkısı bitince herkesin sigiline dokunarak bir şeyler söyledi.

"Sen havasın, nefes verensin."

"Sen topraksın, yaşam verensin."

"Sen topraksın, yaşam verensin."

"Sen havasın, nefes verensin."

"Sen ateşsin, Yok edensin."

"Sen ateşsin, Yok edensin."

"Sen havasın, nefes verensin."

Herkese aynısını dedi sıra Cherry'e gelmişti.

"Sen topraksın, yaşam verensin."

Ve bana kız nazikçe önüme geçti ve izime dokundu. Olmayan izime. "Peki sen nesin Luna...." bunu soru sorar gibi sormuştu. "Luna..." cevabım ona yetmemiş gibi baktı. "Onun burada ne işi var." kadının tok sesi canımı sıkmıştı. "Kral onu görmek istedi Leydim." Kadın bana bön bön baktı ve asi tavırlarıyla ortadan kayboldu. Buna bedenlenme dediğini oradaki muhafızdan öğrendim. Daha sonra muhafızla birlikte bedenleme yaptık ve sarayın içinde bir odaya vardık. "Luna." arkadan gelen o tanıdık sesle irkildim. Bu profesör Cedric'in sesiydi. "Siz..." başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Benim krallığımın düşmanı... diye döşümdüm. "Çok garip değil mi?" Profesör yada diyarın sahte kralı ortaya çıktığında duruşum dikleşmişti.

Normalden genç ve yakışıklı görünmesi beni şaşırtmamıştı. Yaptığım büyü sayesinde saçlarım eski haline dönmüştü. "İşaretin belirmemiş." başımı yana eğdim. "Evet. Bir problem mi var?" sesim alaycı çıkması onu şaşırmıştı. "Hayır. Hava sarayında yaşayacaksın. Ama bu akşamki etkinliklere katılacaksın." emir almak hiç benlik değildi bu yüzden izin almadan içeriden çıktım. Kafamın içinde bir ses döndü. "Senden daha azını beklemezdim Luna..." bu o rüyaya benzeyen şeyde beni kucağında tutan kişinin sesiydi. İstemsizce gülümseyip ilerledim. Sanırım onun sesini ezberlediğim için duymuştum. Çünkü bildiğim kadarıyla o ölmüştü...

Kral bozuntusunun dediği gibi şimdilik bana bir oda ayarlanmıştı. Muhafızların eşliğiyle yukarı çıktım. "Arkadaşımı görebilir miyim?" Cherry ile konuşmam gerekiyordu. "Hayır zaten akşam o da orada olacak o zaman görebilirsin." mesajı almıştım. Tabii ki de benim yıllardır dersime giriyordu ve benim ne olduğumu biliyordu. Başımla onaylayıp odaya girdim. Oda ferah ve genişti. Hızlıca üzerimdekilerden kurtuldum ve banyoya girdim. Banyo gayet geniş bir küvete sahipti. Hemen suyu ayarlayıp içine girdim. 

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 28 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ElmentarWhere stories live. Discover now