4.5

20.8K 2.5K 444
                                    

Muhteşemmm bir bölüme hoş geldinizzz 🫶🏻

Hikayeme oy vererek destek olmayı unutmayın

Keyifli okumalar 🦋

🫶🏻

Dağ'ım 🤍

İzem: Nerdesin?

İzem: Ben valizimi aldım.

İzem: Şimdi inmiş uçağın baktım.

Dağhan: İndim şimdi, geliyorum.

İzem: Bekliyorum.

Telefonumu çantama koyup beklemeye başlamamın üzerinden sadece birkaç dakika geçmişken valiziyle bana doğru gelen Dağhan'ı gördüm. Onu görür görmez oturduğum banktan kalkıp kolları arasına koştum.

"Çok özledim seni." Diye mırıldandım sarılırken. O Amerika'ya döneli sadece bir hafta olmuştu ama bu hiç önemli değildi. Bir saat bile özlemek için yeterliydi.

Belime sarılı kolları beni güvende hissettiriyordu. "Güzel kokulu sevgilim." Dudaklarını boynuma bastırırken söyledikleri yüzümde bir tebessüm oluşturdu.

"Bir an önce otelimize gidelim, hemen hazırlanıp çıkmamız lazım." Zaten ancak 31 Aralık gününün sabahına uçak bileti bulabilmiştik. Asıl niyetimiz 30 Aralık sabahında gelip Londra'yı bol bol gezmek olsada herkes bunu istemiş olmalıydı ki bilet kalmamıştı.

Dağhan belimden ayrılıp elimi tuttu. "Gidelim güzelim, şu arabayı alalım önce." Valimizi ve çantamı aldıktan sonra onunla birlikte kiraladığımız arabayı teslim aldık ilk olarak.

Havaalanına yarım saat uzaklıkta olan otele geldiğimizde saat öğlen olmuştu bile. Bugünkü planımız öncelikle yılbaşı marketi gezmek ve tekrar otele dönüp gece için hazırlanmaktı. Bu yüzden şimdilik üzerime daha sade, beni ısıtacak şeyler giydim. Can alıcı, kan kırmızısı elbisemi geceye saklıyordum.

"Hazır mısın?" Rujumu sürerken arkamdan Dağhan'ın sorusu gelmişti. Kafamı salladım rujumu dudağıma dağıtırken. İşim bittiğinde aynanın karşısından ayrıldım. "Hazırım, gidebiliriz." Gözleri üzerimde gezindi önce.

"Yine ve yine çok güzelsin, başıma gelen en güzel şey misin acaba sen?" Gülerek hemen yanına gittim. Beni şımartıyordu ve bu benim kesinlikle hoşuma gidiyordu. "Hı hıı, senin başına gelen en güzel şeyim ben. Var mı bir itirazın?" Diye sordum keyifle.

"Asla." Hiç düşünmeden cevap verdi. "Bu güzel hanım efendi ile yeni yıla girmek için çok heyecanlıyım." İçimdeki heyecan onun bunu dile getirmesi ile daha da arttı.

"O zaman hemen gidelim, önce bu güzel kadını doyurman lazım." Uçakta yediğim sandviçten başka bir şey yememiştim bugün. Deli gibi açtım. Bu yüzden fazla oyalanmadan otelden çıkıp harika yemekleri olan bir restorana gittik.

Yemeğimizi yerden camdan dışarıyı izlemek benim için çok keyifliydi. Yerde birikmiş kara hala hafif bir şekilde yağan kar eşlik ediyordu ve şehrin her yeri yeni yıl için kırmızıya bürünmüştü.

"Acaba diyorum, sürprizimi artık öğrensem mi?" Dağhan'ın bugün aynı soruyu kaçıncı soruşuydu bilmiyordum ama asla bıkmıyordu.

"Ya Dağhan, gece vereceğim hediyeni. Sorup durma artık." Dedim bıkkın bir şekilde. Zaten heyecanlıydım, sorup da beni daha da heyecanlandırıyordu.

"Geceye daha çok var ama güzelim." Kafamı iki yana salladığımda pes edip yemeğine döndü.

Ona söylemeyeceğimi anladığında sessizce yemeğini yemeye karar vermişti. Birlikte karnımızı doyurduktan sonra restorandan çıkıp sokakta yürümeye başladık. Hemen merkeze kurulmuş olan görkemli pazarı gördüğümüzde Dağhan'la yönümüzü oraya çevirdik.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 09 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Canlı | TextingWhere stories live. Discover now