Heyecandan yerimde duramazken duvar saatinden belki bininci kez saati kontrol edip ocaktaki yemeğin altını kıstım.
Dün ki kuaför maceramızdan sonra Taehyung beni evime bırakmış sonradan oğlumuzu ve Taehyun ile Beomgyu'yu evinde ağırlamak istediğini söyleyerek hastaneye geri dönmüştü. Çok mahcup olmuşlardı fakat yine de Taehyung'u kırmak istememişlerdi.
Ancak benim aklımda farklı bir şeyler vardı. Beomgyu ve Taehyun'a benim evime taşınmalarını teklif edecektim. Oğluma bunca yıl aile olan kişilere bir iyilik yapmak istiyordum.
Kai'nin anlattıklarına göre Beomgyu'nun tıpkı benim gibi bir ailesi yoktu. Fakat onun akrabaları ona benim gibi sahip çıkmamışlardı, Beomgyu bir yetiştirme yurdunda büyümüştü. Taehyun'un ailesi ise Taehyun, Vita için okulu bırakıp ortadan kaybolunca onu evlatlıktan reddetmişlerdi.
Kısacası ne kalacak yerleri vardı, ne de paraları. Dört bir yandan iş arıyorlardı ancak ben okullarına devam etmelerini istiyordum. Onlara evime taşınmalarını teklif edecektim. Teyzem, Jimin'in yanına taşınacaktı, Soobin ise Yeonjun ile mühürlenip ayrı bir eve çıkmak istediğini söylemişti bana. Evde tek başıma kalacaktım ve ev çok büyüktü. İki katlı ve bahçeliydi, benim için çok fazlaydı.
Ayrıca Beomgyu'dan oğlumun bana alışma süreci için yardım istemiştim. Her gün evinden ayrılıp yanımıza gelmek zorunda kalmasını istemiyordum.
Oğlum sonunda evine dönecekti. Şimdilik Beomgyu ile kalıyordu.
Çalan zil ile yaslandığım tezgahtan ayrıldım ve koşarak kapıyı açtım. Kucağında oğlum ile bana gülümseyen Beomgyu dışında kimse ile karşılaşamayınca biraz şaşırdım.
Yüzümdeki kocaman gülümseme eşliğinde "Hoşgeldiniz!" diye cıvıldadım. O da bana benzer bir tebessüm ile karşılık verdi.
"Hoşbulduk baba." Diyerek Doyoung'un tuttuğu elini kaldırarak elini sallamasını sağladı. Bana bilerek baba diye seslendiğini fark edince duygulandım. Oğlumun bana baba demesi için elinden gelen her şeyi yapıyordu.
"Hadi girin. Diğerleri nerede?" Hızlıca raftaki terliklerden birini ayakkabısını çıkaran Beomgyu'nun ayaklarının dibine bıraktım. Kollarındaki oğlumu kucağıma alarak sıkıca sarıldım ve tombul yanaklarına sulu öpücükler bıraktım.
"Markete gittiler, atıştırmalık bir şeyler alacaklarmış." Başımla onayladım ve içeri geçtik.
—————
Yemeklerimizi ve tatlılarımızı yemiş ve salona geçmiştik. Yemek yerken bana tanışma mevzularını tartışmıştık. Zorla da olsa kabul ettirmiştim. Dakikalarca dil dökmüştüm. Okul işi içinde bir o kadar uğraşmıştım. Taehyung şuan okuduğum okulda okuyabileceklerini söylemişti ve ben uzun uğraşlar sonucu bunu da kabul ettirmiştim. Ne kadar da inatçıydılar yahu.
Taehyung ve Taehyun koltuklarda otururken ben ve Vita ise Doyoung'un oyuncaklarını yere sermiş onunla oyun oynuyorduk. Oğlumun kahkaları büyük salonda yankılanırken beni başka bir şeyin bu kadar mutlu edemeyeceğini düşündüm.
"Doyoung, oğlum bak!" Dikkatini çektiğimden emin olunca parmaklarım arasındaki yapboz parçasını avuç içime koyar gibi yapıp çaktırmadan arkama attıktan sonra elimi yumruk yaptım.
"Üç, iki, bir..." Diyerek parmağımı şıklattıp elimi açınca orada olması gereken yapboz parçasını göremeyen Doyoung gözlerini irice açtı. Açık kalan ağzı ile o kadar tatlı görünüyordu ki dişlerim kaşındı. Şaşkınlığı atlatıp gülmeye başlayınca yanağına kocaman bir öpücük kondurdum.
Oturduğu yerden kalkarak paytak adımlarla birkaç adım ötedeki Beomgyu'ya ilerledi. Ellerini omuzlarına koyarak anlamsız sesler çıkardı. O sıra Kanepede oturan Taehyung ile sohbet eden Beomgyu dikkatini hevesle ona bir şey göstermek isteyen oğluma çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
padre asesino || taekook ✓
FanfictionYalnızca bir kere... Yalnızca bir kere 'ben yapmadım' deseydin inanacaktım sana. Söylesene Taehyung... Nasıl kıydın oğlumuza? Neden öldürdün benim bebeğimi? Neden yaptın bunu bize... NEDEN PARÇALADIN AİLEMİZİ SÖYLESENE?! (düzyazı) azıcıkta texting #...