4-Cehennem Ateşi

20 2 3
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapayı unutmayın.

Şarkılar:Amy Winehouse-Back To Black Sickick-Intro Infected

Keyifli okumalar.

-

Gözlerimi hemen açmadım, düşündüm ve kahretsin ki hatırladım.

Yıllar önce beni kaçırıp kurtarmaya çalışan, aylarca kafamda kahramanım olarak nitelendirdiğim ela gözlerin sahibi oydu, değil mi? Gözlerimi araladım ve hastane odasını inceledim. Sehpanın üstünde birçok çiçek vardı. Geçmiş olsun hediyesi değildi bunlar, yapay süs çiçekleriydi ve içlerinde kayıt cihazı olma ihtimali fazlaydı. "Uyanmışsın."

Kapı açıldı ve kapandı, içeriye suikastçı girdi, yanında tanımadığım bir adamla. Başımı sallayıp gözlerimi üstüne diktim. Beyaz bir gömlek ve siyah, ütülü bir pantolon giymişti gözlerinde gözlüklerle beraber. "Yalnız kalmak istiyorum," dedim soğuk bir ses ve ifadesiz bir yüzle.

"Neler oluyor?" Diye sordu anlam veremeyerek. Yanıma yanaştı, elimi tutmaya çalıştığında ateşe dokunmuşum gibi kendimi ondan hızlıca kurtardım.

"Bir şey olduğu yok," dedim ve kalbim adeta avuç içimde attı, yüzünü benimkine yaklaştırdı ve aramızda bir nefes mesafe kaldığında duraksadı. Yutkundum ama yaptığım şeyin de farkına vardım. "Haddini aşma," deyip onu ittiğimde gözlerine yansıdı kırgınlığı.

Pes etmiş gibi ellerini kaldırdı ve tekli koltuğa oturdu. Göz altları mosmordu, uykusuzluktan olmalıydı ve ellerine baktığımda nefesimin kesildiğini hissettim, kızarıklıklar, izler ve yer yer kesikler her yerdeydi. Onu incelememden rahatsız olarak konuyu değiştirdi. "İki gün ve üç gecedir uyutuluyorsun." Tahminimden daha uzun süredir uyutuluyor olmam beni bozguna uğratmıştı. İki gün ve üç gece, benim için en az iki cinayet demekti şimdiyse yaptığım tek şey yatmaktı.

Umursamazca omuz silktiğimde, beni tanımayan biri günlerin, saatlerin, dakikaların hatta saniyelerin benim için önemsiz olduğunu düşünebilirdi. "Günlerdir piyasada yokum yani?" dedim ama bu bir sorudan öte tespitti. "Bak suikastçı, açık konuşacağım. Senin yüzünden benim hayatım tehlikeye girdi, vaktim ziyan oldu ve bana hiçbir şey olmayacağı konusunda söz vermiştin," Hissettiğim acıyla duraksadım. "Ben sözlere de yeminlere de inanmam ama her şeye rağmen sana güvenmiştim. Sen bu güvenimi boşa çıkardın."

"Gören de en huzurlu hayatı yaşadığını sanacak," diye söylendi. "Sözlere ve yeminlere neden inanmazsın?"

Güldüğümde acım dudaklarıma yansımıştı. "Küçük bir çocukken güvendiğim kişi bir söz vermişti, bir yemin etmişti. Sözünü tutmadı. Söylediği gerçekleşmedi ve o gün aklımdan silemediğim tek gün."

Söylediklerim gözlerinin kısılmasına neden oldu. "Başka hiçbir günü hatırlamıyor musun?" Başımı iki yana sallayıp gözlerimi camdan çektim. "Doğum günün?"

Doğum günüm benim kanayan yaramdı. Bir doğum günüm olsun ne kadar istesem de bu imkansızdı, benim buna hakkım ve ihtiyacım yoktu. "Hatırlamamaktan öte," Bir sigara yaktım. "Bilmiyorum." Bir nefes çektim. Derin bir nefes ve belki de ihtiyaç. "Bana doğum günümün ne zaman olduğunu kimse söylemedi. Babam buna hakkım olmadığını söyledi. Ablam önemsiz olduğunu. Annemse hiçbir şey." Görüşüm bulanıklaştığında gözlerimin dolduğunu fark ettim. "Söylesene, benim buna hakkım yok mu?" Bana neler oluyordu? Vurulmanın da etkisiyle iyice duygusallaşıp aptallaşmıştım.

"Senin her şeye hakkın var," Çaresizce kaşlarını çattı. "Sana bunu kanıtlayabilirim. Neden kaçıyorsun ki benden?"

Ayağa kalktığımda kurşun yarası sızladı, koluma bağlı serum küçük bir çizik bırakarak duvara çarptı ve bir yalanımı daha hunharca sundum. "Çünkü senden nefret ediyorum! Ne beni ne de bir başkasını hak etmiyorsun," Hafifçe eğildim ama dikişlerin yırtılmaması için hala dik duruyordum. "Sen istersen bana aşık ol. Ben senden her zaman nefret edeceğim." Başım dönerken sağlıklı düşünemediğimin farkındaydım, yine de devam ettim. "Bugün ortaklığımız bitiyor, bir daha ne seninle ne saçmalıklarınla uğraşmak istemiyorum."

ÖZENTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin