44. Bölüm

1.7K 110 19
                                    

Aramadığım bir Milli Eğitim Bakanı kalmıştı. Gözlerim ağlamaktan şişmiş, dudaklarımı stresten paramparça yapmıştım. 

"Ben ne yapacağım?" Didem zorla bana su içirdi. "Halledeceğiz. Sakin ol." 

Öğrendiğim tek şey biri tarafından şikayet edildiğimdi. Şikayet dilekçesinde görevimi yerine getirmediğim ile ilgili çoğu asılsız şeyler öne sürülmüştü. "Biz de dilekçe yazarız. Hallederiz bir şekilde." Ayça saçlarımı okşadı.

Koştura koştura bana gelen öğrencilerime baktım. "Öğretmenim, ağlamayın." Onlar bana sarıldıkça daha çok üzülüyordum. Benden görevimi bırakıp gitmem isteniyordu. "Kim şikayet etmiş ki?" Tuna'nın sesi duyuldu. O ne zamandır buradaydı?

Tam bir şey söyleyecekken Pusat'ın dudaklarından dökülen kısık sesli küfrü duydum. Sonra hızlıca ayaklanıp uzaklaşmaya başladı. "Ne oldu?" Didem'in sorusunun cevabını Poyraz verdi. 

"Şikayet edeni soluksuz sikmeye gitti." 

🌺

Pusat, kapıyı yumrukluyordu. Yumruklamak sinirini geçirmemiş olacak ki sert bir tekmeyi kapıya savurduğu an kapı menteşeleri de dahil bir şekilde kopup yere yüksek bir sesle düştü. "NEREDESİN LAN?" 

İçeriden korkulu gözlerle karısı çıktı. "B-bir şey mi oldu?" Pusat kadını baştan aşağı süzdü. Bedeninde gördüğü morluk izleri daha çok gözünü döndürdü. 

"Vurdu mu sana?" Kadın bir şey demeden kollarını arkasında sakladı. "Nerede o ecdadını siktiğim herif?" Kadın yatak odasını gösterdi. Oraya ilerlemeden önce kadına döndü. "Sen çık evden. Diğerlerinin yanına git." Kadın ikiletmeden evden çıkıp gidince Pusat sert bir şekilde kapıyı açıp içeriye girdi.

"UYAN LAN!" Hüseyin irkilerek uyandığında üzerine yürüyen dev adamı göremeden yüzüne sert bir darbe almıştı. "N-ne oluyor?" Yataktan kalkıp odanın diğer ucuna kaçtı Hüseyin. 

Pusat'ın bakışları bile onu korkuturken kaçacak delik kalmamıştı onun için. "Şikayet ettin değil mi?" Korkuyla kafasını iki yana sallayınca Pusat tek adımda üzerine yürüyüp onu yakasından tuttu ve havaya kaldırdı. "YALAN SÖYLEME BANA!" Hüseyin sertçe yutkundu. 

Pusat kendini daha fazla tutamayıp Hüseyin'i sertçe karşıdaki duvara fırlatırcasına itti. "O kadına dokunmayacaksın demiştim." Üzerine çıkıp sert bir yumruk attı. "Dokunmuşsun." Bir yumruk daha. "Benim sevdiğimi ağlattın." Yumruğu bu sefer daha sertti. "Bende seni ağlatacağım." 

Onunla beraber yerden kalktı. Hüseyin'in her yerinden kan akıyordu. "Ö-özür dilerim." Korkudan konuşamaz hâle gelmişti. Pusat'ın siniri ise bir gıdım azalmamıştı. "Hangi elle yazdın o dilekçeyi?" Yerde sürüklediği Hüseyin ile birlikte mutfağa geçti. 

Ocağı sonuna kadar açtı ve Hüseyin'in sağ elini sertçe ocağa bastırdı. O acıyla bağırırken Pusat onu asla umursamıyordu. 

Hüseyin'in gözlerinden yaşlar süzülüyordu ve Pusat'ı fazlasıyla rahatlatıyordu. Hüseyin'in yanmış elini ocaktan çekti. "O şikayeti geri çekeceksin." Hüseyin korkulu gözlerle Pusat'a bakıyordu. "DUYDUN MU LAN?" Kafasını hızlıca aşağı yukarı salladı. "Hemen! Gözlerimin önünde geri çekeceksin!" Hüseyin'in ensesinden yakalayıp yatak odasına geri götürdü. Hüseyin şikayetini çekmek için numarayı tuşlarken Pusat sabırsızca onu izliyordu. 

Kısa bir sessizlikten sonra Hüseyin'i görüşmesi gereken kişiye yönlendirdiler. Bu süreç boyunca Pusat onu gözleriyle dövmeye devam etmişti. "Ceylan Su Taşkın adına yaptığım şikayet yalandı." Pusat konuşmanın bitmesini bekledi. Hüseyin bundan dolayı ceza alacaktı. Telefon kapandıktan sonra Pusat polisi aramaya başladı. "Şimdi de karısını döven bir orospu çocuğu olduğunu söyleyeceksin." 

Köy Hayatı Mı?Where stories live. Discover now