Bölüm 2

19 9 0
                                    

Alarmın sesiyle uyandım, keşke okula gitmek zorunda olmasaydım. Zaten okul kavramı artık gözüme farklı gelmeye başlıyor bence okul ders görme yeri değilde dedikodular, olaylar, kavgalar, küslükler ve dışlanmalar ile dolu olan bir hapishane gibi..

Öylece duvara boş boş bakarak düşünmeye kendi aklımdan olması mümkün olmayan senaryolar kurmaya devam etmek isterdim ama bunu yapamam çünkü birazdan giyinmezsem servise geç kalacaktım.

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Servise yetişdigim için içimden şükürler yağdırıyordum. Yine her zamanki gibi en arka da kulaklığımı takmış kitabımı okuyordum. Kulaklığımda 'nurdisina -Fakirim varosum-' müziği çaldığından ciddi kalmakta zorlanıyordum.

Ardından bir dokunuş ile sendeledim. Beni çeviren yöne baktığımda turuncu saçları, toprak gibi koyu kahverengi gözleri ve beyaz vampir ten rengiyle karşılayan Defne'ydi.

"Ayy korkuttun kız beni" gülüşü de kendisi gibi güzeldi. "Sen ne yapıyorsun burada tek başına?" Meraklı gözleri beni incelerken yanıma oturması için biraz kaydım.

"Hiç öylesine oturdum" dedim ardından konuşmaya devam etti. "O elindeki ile ne yapıyorsun?" Sorusu o kadar saçmaydı ki 'çevirip bir yerime sokmayı planlıyorum' dememek için bütün irademi kullanmak zorunda kaldım.

"Of, Defne onu bunu boşver de sen matematik öğretmeninin olayını duydun muu?" Biraz düşündü ve kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Adam hapiste"

"NASIL?!" O kadar yüksek sesle söylemişti ki bunu kulaklarım şuanda bana ve Defne'ye bela okuyordu.

"Sakin ol amigo, biliyorum adama aşıktın ama adamda pislik yapmış"

"Ne yapmış ki?" Onu üzmek istemiyordum bu kızda yani seve seve pisliğin tekini sevmiş, yazık.

"Hani bizim sınıfta Berlin diye bir kız vardı ya, işte onu geçen gün çıkışta zorla bir yerlerini ellemiş" Defneni gözleri şaşkınlıktan fal taşı gibi açıldı, ben o adama aşık olsam bende şaşırırdım.

"Ama tabikide bunu yapmadığını inkar ediyor, çoğu kişi ona inanmadı ayni zamanda belki o yapmamıştır düşüncesiyle bir süreliğine hapiste kalacak, daha sonra çıkacakmış" Sesin geldiği yöne baktığımda siyah saçlı ve siyah gözlü birini gördük.

"Ah pardon, biraz muhabbetinize kulak misafirliği yaptım" ne diyeceğimi bilemediğim için sadace sessiz kaldım ama çocuk sessizliği bozarak konuşmaya devam etti.

"Bu arada adım Alev, sizinkilere Defne ve İpek olmalı. Sizi sınıfta görmüştüm tanışmamız da bu ana kısmetmiş demekki" Defne, Alevi sevmis olacak ki gülümseyerek ona yanıt verdi.

"Evett, benim adım Defne tanıştığımıza memnun oldum"

"Bende memnun oldum, bende İpe-"

Alev sözümü böldü ve Defne ile konuşmaya devam etti. Ne dedikleri beni ilgilendirmedigi için geri kulaklığımı takıp karanlığıma geri döndüm. Defne ise Aleve biraz dahada yaklaştı ve ikisi aralarında konuşmaya devam etti.

"İnsanlar genellikle ölürken altlarına sıçarlar."

Kitaptaki alıntı bütün ciddiyetimi bozmuştu. Kitabı kapattığımda okula vardigimizi fark ettim ve hızlıca servisten inip Defne ile Alevin arkasından yürümeye devam ettim.

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Beden dersinde voleybol oynamak için dışarı çıktık, herkes Berlin'in etrafında toplanmışdı, büyük ihtimalle bu taciz olayı hakkinda gereksiz sorular soruyorlardi. Ne kadar matematik hocasını sevmesem bile bu olaya pek inanmıyorum.

Bir anda uzaktan Berlinle göz göze geldim. Ayağa kalktı ve bana bakarak yanıma doğru ilerledi. Arkasında bıraktığı insanlar neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.

En sonunda kulağıma doğru eğildi ve "Bazen düşündüklerinin tehlikeli olduğunu biliyor muydun?" Diye fısıldadı...

☆♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡☆
476 kelime

Nefret Yarası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin