6- Acı ve Tatlı

19 3 1
                                    

Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir.
Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmektir.
Bunun için ölüme bir atılış gerekir.
Atıldıktan sonra bir daha geri dönmemektir.

Türkiye'ye döndüğümüzde Albay ile hemen bir toplantı gerçekleştirdik. Müslüm ve Azad itini mahkemeye çıkarmak için Sancak timi görevlendirilmişti, Suriye'de ki görevi başarıyla yerine getirmiştik bu yüzden Albay bizleri tebrik etmeyi de unutmadı.

"Sizleri tebrik ediyorum gençler, ilk görevinizde bu kadar başarılı olmanız beni gururlandırdı."dedi Albay hayran gözlerle.

"Komutanım görevimiz bu, elimizden geldiğince vatanımıza hizmet edeceğiz nerede olursa olsun devletimizi temsil edeceğiz."dedi Göktuğ komutan söze atlayarak tim yorgun olmasına rağmen toplantıyı dikkatle dinliyordu.

"Bir sonraki göreviniz için dinlenin gençler, Müslüm ve Azad şerefsizleri mahkemeye sevk edilmeden önce sorguya alın, Göktuğ ve Hande Müslüm iti sizde."

"Emredersiniz komutanım merak etmeyin."dedi Göktuğ komutan elindeki dosyayı sıkıca tutarken.

"Zeynel ve Burak siz ikiniz de Azad itini konuşturun."dedi Albay bakışlarını Zeynel'e çevirirken.

"Emredersiniz komutanım merak etmeyin, hadi Burak gidelim."

"Gidelim devrem bu iti konuşturalım."

"Komutanım birşey merak ettim o yüzden sormak istiyorum biz görevdeyken eylem gerçekleştirildi mi?"dedim Albay'a bakarken.

"Eylem gerçekleştirilmedi Hande kızım, Laz Hasan ve Umut etkisiz hâle getirdi sayenizde."

"Ne demek komutanım görevimiz bu."

"Allah yardımcınız olsun evlatlarım."dedi Albay sandalyeden kalkarken bizlerde hemen sandalyeden kalkıp Albay ile birlikte toplantı odasından çıktık.

"Gülşah kızım nasıl Taner?"dedi Albay Taner'e dönerken

"İyi komutanım geldiğimizde hastaneye sevk ettik hemen, yarasını tedavi etmiştim önceden ciddi bir şey yok."

"Kapısında nöbetçiler beklesin anlıyor musunuz? Gülşah kızımı ziyarete gideceğim."

"Anlaşıldı komutanım size eşlik edeceğiz, izninizle biz Hande teğmenim ile sorguya geçelim."dedi Göktuğ komutan ela gözleri kısılmıştı.

"Gidin çocuklar, Allah yardımcınız olsun."

"Sağ olun komutanım."dedi Göktuğ komutan tekrardan Albayın yanından ayrılıp sorgu odasına doğru yürürken bende peşine takılıp yanında yürüdüm.

"Komutanım sizce konuşurlar mı?"

"Konuşacaklar teğmenim! Konuşmak zorundalar anlıyor musunuz?"

"Anladım komutanım, merak ettiğim tek konu Azad ve Müslüm sizce önemli mi?"

"Önemli tabiki teğmenim öyle olmasa onları alır mıydık sizce?"

"Haklısınız komutanım, sanırım yorgunluktan beynim çalışmıyor."

Göktuğ komutan sözlerimden dolayı eğlenmişti ki sırıttı ela gözleri çok güzel görünüyordu.

"Sorgudan sonra gidip dinlenin biraz teğmenim sonuçta kaç gündür uyumuyorsunuz." Sende uyumadın Üsteğmen kendini de düşün biraz.

Yaşarken Ölenler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin