Hep bir ertelemekti hayatimda.
"Daha sonra yaparım anne"
" Daha sonra hallederiz abla"
" Daha sonra bakarız baba "
Hep daha sonraya bırakılmış şeyler aslında, sonu olmayan ve hiçbir zaman yapılmayan işler. Dilim gibi kalbimde alıştı bu söze. Daha sonra unuturum. Bu yapmak istemeyip fakat yapılması doğru olan birşeydi ve bunu nasıl başaracağım ? Ertelemek için ne kadar zamanım kaldığı hakkında hiçbir fikrim yok sadece bunları yapmak istemedigim için daha sonrayı kullanıyordum. Birgün daha sonra dememin bi anlamı olmadığını farkettim ve artık o kelimeyi kullanmıyordum çünkü herşeyi yapmaya başlamıştım. Beni kendime getiren pazardaki yaşlı teyze. Pazarın köşe başında pazar poşetlerini eline almış, bakımlı, hoş ton ton teyze. Pazarcı teyze bırak buraya çocukların gelir alır diye bağırıyordu, alamayacağını düşündü sanırım. Teyze usulca gülümsedi yok evladım benim evim yakın hem çocuklarım çalışıyor. Daha sonraya bırakılacak zamanım yok dedi. Evet o yaşta ve hala hayata bu kadar pozitif bakan bir ton ton teyzeyle karşı karşıyayım.
Kendimden de biraz utandım. Etrafıma bakıp herkesin ayrı telâşı ayrı dertleri ayrı sıkıntıları vardı belki de. O günden sonra yapmak zorunda olduğum şeyleri farkına vardım. Derslerime daha çok çalışmaya başladım.
"Yapalım anne"
"Şimdi hallediyorum abla"
" Bakalım sorun ne babacım"
Hayatım çok daha farklı olmaya başladı...
Ama kalbim hala "daha sonra " diyodu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Seslerin Yükselişi
Short StoryBir insanın iç sesini asla susturamazsınız. Bu da onlardan bir tanesi. Her defasında susup fakat içinden geçirdiği mutlaka birşeyler vardır. Elbette bu iç sesimizi hiç bir zaman dinlemiyoruz, çünkü yanlış yada doğru bildiğimiz şeyleri duymaktan kaç...