1. Bölüm "Mektup"

16K 652 52
                                    

İnsan ne zaman doğar?

Bir çoğumuzun cevabı, anne karnından çıktığında olur. Peki bu ne kadar doğru?

Nefes alınca yaşamış, gözümüzü açınca doğmuş mu oluyoruz bu durumda?

Ben Aden Karlıdağ. 20 yaşındayım, Üniversite 2. sınıf okuyorum. Annem Elif Karlıdağ'ın, kansere yakalanması sonucunda tedavi için; İtalya'dan Amerika'ya geldik. Annemin beynindeki tümörü doktorlar çıkaramadığı için, acılı bir süreç sonunda; hayatını kaybetti.

Bu hayattaki tek dayanağım olan annem, öldü. Annemmm! Gül kokulum. Babam yoktu, hiç olmamıştı. Anneme, babamın nerde olduğunu sorsam net bir şekilde beni sustururdu hep.

Bana babasızlığın yokluğunu ne kadar hisettirmemeye çalışsa da, hisederdim. En çok da okulda ki baba kız günlerinde.

"Anne, neden bana babamdan hiç bahsetmedin? Ne zaman konusunu açsam, gözlerinde hep acı vardı. Neden?" Elim ıslak toprağın üzerinde geziniyordu bunları derken.
Herkes gitmişti. Cenaze bitmişti. Annem, kendi geleneklerine göre defnedilmişti.

İtalya'da en güzel manzarası olan mezarlık da toprakla bütünleşmişti. Benim doyamadığım anneme toprak doyacaktı artık.

Ayağa kalkarak arabama doğru yürüdüm. Arabamı çalıştırmak yerine, kafamı geriye yaslayıp gözlerimi kapadım.

Aklıma annemin benim için bıraktığı not geldi. Torpidoyu açıp içindeki siyah zarfı aldım.

'Biricik kızım'

Üzerinde bu yazıyordu. Annem ben öldükten sonra vermesi için avukatına vermiş. Cenaze töreninden önce elime vermişti, o hengame de torpidoya sallamıştım. Şimdi ise deli gibi meraklıydım. Acaba annem kendi vermek yerine neden avukata vermişti? Aklımdaki bütün soruların artık cevap bulma zamanı geldi.

Zarfı açtım içinden bir mektup ve bir küçük kart vardı. Zarf gibi mektup da siyahtı. Açtığımda beyaz yazılmış paragraflar beni şaşkına uğrattı.

"Biricik kızım Aden, sen bu satırları okuyorsan ben ölmüşüm demektir. Seni ölümüme alıştırmış olmayı diliyorum. Eğer amansız bir ölüm yaşamadıysam, çok da yıkılma önlemiş olmalıyım.

Yine de bir eksiksiklik yaşıyorsun, biliyorum. Hayatım boyunca seni güçlü ve kendi ayakları üzerinde durabilen bir kadın olarak yetiştirmeyi hayal ettim.

Yeri geldi hastalandığın gecelerde, ateşinin düşmesi için sabaha kadar başında bekledim; yeri geldi okuman için yüzüne tüküreceğim insanların laflarını yuttum, yeri geldi ergenlik dönemlerinde ağızından çıkan acı sözleri yuttum ama hepsine değydi.

Herkese, herşeye rağmen sen sağlıklı ve güçlü bir şekilde büyüdün canım kızım. Kimseye minnet etmeyen, kendi başına hayatta kalacak güçlü bir kadın oldun. Seninle o kadar gurur duyuyorum ki anlatamam.

Annen her bir anında yanında olmaya çalıştı, gerek oldu gerek olamadı ama yine de en ufak sıkıntında bile arkanda benim olduğumu hissettirdiğimi biliyorum kızım.

Sende yara açmasınlar diye uğraşırken en büyük yaranı kendim açtım çiçeğim. Affet.

Senden babanı esirgedim. Ben çok kötü bir kadınım annecim, babanın senden hiç haberi olmadı. Ben, ben ondan seni sakladım. Pişman olmadığımı söyleyemem. Sen ne zaman okulda ki çocukların babalarına imrenen gözlerle baksan pişmanlık duydum. Ama bunu yapmalıydım kızım. Anlamanı beklemiyorum beni.

Ama ben yaşadığım sürece babanla yüzleşemezdim. Hem babanla hem amcanla. Benim canım çok yandı kızım. Öyle bir yandı ki hem de, senin canını düşünemedim bile. Affet anneni.

Yıllar önce sana anlattığım hikayeyi hatırlıyor musun, hani şu iki futbolcunun hikayesini? İşte o hikaye babanın hikayesiydi kızım. Şimdi sen hangisi babam diye soracaksın. İnan bilmiyorum kızım. Bunu gidip senin öğrenmen gerekiyor. Eğer babanla tanışmak istersen kartın her iki tarafında da onların adresleri ve isimleri var. Git ve DNA testi yaptır. Eğer onlar da seni isterse onlara bir şans ver yavru ceylanım.

Sen her koşulda ayakta durabilirsin buna tüm kalbimle inanıyorum lakin baba şevkatini tatmak istersen diye bunu sana bırakıyorum.

Beni isterler mi diye sorma bana. Bilmiyorum? Kimin çocukları çıkarsan çık, seni isterler mi bilmiyorum kızım bu yüzden de affet anneciğini.

Sana acı dolu bir geçmiş bırakmıyorum lakin pişmanlık duyduğum bir geleceğin olmasındansa kötü anılmayı yeğlerim.

Seni hep sevdim, hep seveceğim.

Seni seven annen.
-Elif Karlıdağ -

Aşiret AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin