✯𝟐. 𝐁𝐨𝐥𝐮𝐦✯

35 5 30
                                    

Bana teşekkür ettikten sonra dans atölyesine ilerlemeye başladık, yürürken biraz kendimizi tanımak için hakkımızda bilgiler verdik. Öğrendiğime göre Minho dans etmeyi çok seviyormuş fakat yetenekli olmadığını düşündüğü için genellikle yanlız başına dans etmeyi tercih ediyormuş. Açıkcası benim inatlatım sonucunda sonunda dans odasına gidiyoruz.

Min. :acaba geri mi dönsek ya-

Bunu duyduktan sonra ona şakasına olan kızgın bakışlarımı atmıştım, ardından ikimiz de kahkaha atmıştık. Cidden sadece bugün tanıştığım biriyle bu kadar yakın olmam çok garip, ama içimdeki ses doğruyu yaptığımı söylüyor. Dans odasına girdiğimizde Minho ilk önce benim dans etmemi istedi;

Ka. :PUĞAHAHAHA şaka yapıyorsun dimi şakaysa çok komik de çünkü, ben ve dans etmek? PUĞAHAHAHA

Min. :o zaman bende etmem.

Ka. :çok ta s- umrumdaydı.

Min. :beni buraya silah zoruyla getiren de sensin?

Ka. :yo ne alaka.

Min. :boşversene, bence biraz daha muhabbet edelim.

Ka. :tamam da ne konuşacağız.

Min. :bilmem.

Uzun bir süre odada ölüm sessizliği olmuştu, ben yerde parmaklarımla hayat hikayesi yaparken Minho boş boş oturuyordu. Tam ona sıkıldığımı söylemek için döndüğümde bana baktığını fark ettim, ben kafamı kaldırınca gözlerini hemen arkamdaki aynaya yöneltti.

Ka. :sıkıldım

Min. :yemeğe çıkalım, zaten şimdi yemek tenefüsü başlıyacak. Bugünkü yemek çok güzelmiş çıkalım nolur.

Ka. :tamam.

AĞAĞĞAĞAPAĞA YEMEK YEMEYE AŞIĞIM BEN
ama tek sorun benim yemekhanede yemek yememem. Geçen sene olanlardan sonra kantinden yemeyi yada bütün gün aç kalmayı tercih ediyorum. Ama Minho'yu kırmamak için kabul etim. Ama bu sefer yanlız değilim, belkide bir şey olmaz.

...

Son merdivenleri çıkarken hafif düşücek gibi oldum, bu sabah demir ilacını içmeyi unuttum kesin. Bunu gören Minho omuzlarımdam insan tutup beni hafifçe sarstı;

Min. :hey, iyi hissediyor gibi görünmüyorsun, revire gidelim mi?

Ka. :hayır gerek yok her zaman oluyor.

Min. :doktora falan göründün mü?

Ka. :evet, sadece sabah ilacımı içmeyi unuttum.

Min. :pekala..

...

Herhangi bir masaya oturmuş yemek yiyorduk, şu ana kadar hiçbir şey olmamıştı. Bem x-ray cihazı gibi etrafı süpheyle izlediğim için Minho ile göz göze geldiğimizde "sorun mu var? " anlamımda kafasını sallıyordu. Yemeği yediğimiz gibi bahçeye indik ve dolaşmaya başladık. Daha sonra önüme geçti ve beni durdurup hafifçe yüz hizama eğildi;

Min. :bir sorun mu var?

Ah, bir dakika. Minho'yu ilk kez suratını bu kadar ayrıntılı görüyordum. O gözlerindeki tatlılık ve seksilik- Hayır! Yani gözleri güzelmiş.

Ka. :aa şey canım sprite çekti, hadi gidip alalım

İçecekleri aldıktan sonra bi banka oturduk, ve içmeye başladık. En azındam şu an içimdeki düşünceler azalmıştı ve biraz rahatlamıştım.

Min. :bu akşam bize gelsene, yani şey olarak ingilizce öğretmen için.

Ka. :kütüphane yada kafe?

Min. :oda olur.

....

Eve geldiğimde annemin yanına gidip kapıyı tıklattım

Ka. :girebilir miyim?

Anne(a.) :gir.

Ka. :anne bugün ders çalışmak içi-

A. :arkadaşlarınla nuluşamazsın.

Ka. :hayır tek başıma kütüphaneye-

A. :saat 7 olmadan eve gel.

Sessizce odadan ayrılıp kapıyı kapattıktan sonra Minho ile okulda konuştuğumuz kafeye gittim, girdiğimde Minho oturmuş, telefonuna bakıyordu. Çok tatlı görünüyordu. Amaan öf. Oturduğu yere doğru ilerledim.

Ka. :geldim.

Min. :tamam, şimdi başlıyor muyuz?

Ka. :evet, neleri anlatmamı istersin?

Min. :ya şimdi ortaokuldan kalma şeyi nasıl öğrenemedin de istersen ama present perfect i hâlâ anlayamıyorum.

Ka. :sorun değil, anlatıyorum..

...

Bu şekilde çalıştıktam sonra saatin 18.28 olduğunu fark ettim.

Ka. :burda bitirelim, eve gitmem gerekiyor.

Min. :iyi de saat daha 7 bile değil-

Ka. :zorundayım.

Min. :o zaman beraber dönelim?

Ka. :yönler aynı mı ki?

Min. :bilmem, birazdan öğreniriz.

Dışarı çıkıp eve yürümeye başladığımızda birden yağmur yağmaya başladı, Minho hırkasını çıkarıp ikimizin kafasına şemsiye gibi yaptıktan sonra koşmaya başladık. Belli bir süre sonra yorulduğumuz için bir ağacın altına girdik ve soluklanmaya başladık. Kafamı ona çevirdiğimde gözlerimiz birbirini buldu. Gözleri fazla büyüleyiciydi, şu an adeta hipnotize olmuştum. Biz öyle bakışırken birden kafama hemen eve gitmem gerektiği dank etti, Minho dan özür dileyip hızlıca eve koştum.

...

Eve vardığımda saat 18.57'idi. Bir oh çekip yavaşva bamyoya girdim, annem beni ıslak görürse kellem artık yere nasıl uçarsa elektronlardan daha hızlı uçup yerin içinden geçip backroomsa düşer. Banyodan çıkınca hızlıca giyinip soru çözmeye başladım.

....

Ortalama 300 soru çözdükten sonra maalesef saat 11 olduğu için yatmak zorunda kaldım. Ailem benim uyuduğumu zannediyordu ama ben tüm gece yatakta ya telefona bakıyordum yada manga okuyordum. Bu gece yine ailemden gizli açtığım edit hesabı için edit yaptım. Daha sonrasında her gece olduğu gibi acıktığım için sessizce kendime çikolatalı ekmek yapıp yedim daha sonrasında yatağa girip kendimi zorlayarak uyudum.



700 kelime...
Buraya kadar okuduysan helal
Cunku hayatinda okudugun en kotu fici okuyorsun su an.
Goz kanamasi gecirmemeniz dilegiyle..

Ne Demek İstiyorsun? ┆lee minho┆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin