Nazlının Ağzından
Abim ağzını tutamadığı sürece daha komik anlar yaşayacağımızı düşünüyordum. Alazla evlenme hayalini daha önce hiç kurmamıştım. Ne tepki vermem gerektiğini bilmiyordum. Böyle bir konunun bahsi dahi açılmamıştı. Haliyle bende evliliğin e' sinden bile bahsetmemiştim.
Alaz evlenmek isteseydi bu konuyu sık sık açar ve dile getirirdi. Acaba evlenseydik nasıl bir koca olurdu diye merak ediyordum. Abim şaka yapınca hayali aklımdan geçmedi değildi. Muhtemelen şehvetli ve tutkulu bir ilişkimiz olurdu. Her gece sevişirdik.
Böyle bir ilişkiye asla hayır demezdim. Kimsenin de hayır diyeceğini düşünmezdim. Ama herkes bir askerle hayatını birleştiremezdi. Buna yüzde yüz emindim. Ben bu cesareti gösterebiliyordum. Sadece bu hayatı kabullenmek biraz zaman alsa da yanımda sevdiğim olduğu sürece her şeye razıydım.
Aylarca evde yalnız başına kalmak herkesin harcı değildi. Bu konuyu kendi aklımda kurcamalayı bırakmalıydım. Yoksa işin içinden çıkamayacaktım.
" Belki de Alaz benim tuzlu kahvemi içmek istemiyordur abi."
" Bunu sana düşündüren ne ? "
"Daha önce hiç evlilik konusu açıkmadı. Evlilik ciddi bir müessese olduğu için evlenmek istemiyor olabileceğini düşündüm."
"Sevdiğim kadınla bir hayatı birleştirmeyeceksem bu hayatı niye yaşıyorum kızım? Hastayım diyorum sana. İstiyorsan direkt gidip nikah günü alalım. Ama ben işi hızlandırmak yerine her şey usulüne göre olsun isterim. Seni evinden davullu zurnayla gelinlikle çıkarmak isterim."
Alaz beni gün geçtikçe şaşırtmaya devam ediyordu. Benim için herkesi karşısına almayı tercih ediyordu. Benim için çok fazla çabaladığını görüyordum. Bende onun güvenini asla boşuna çıkarmayacaktım. Evlenmek ve bir ömür hayatımı Alazla yaşamak istiyordum.
"Yani sen şimdi benle evlenmek istiyorsun doğru mu anladım ben seni? Her sabah benim yüzümü görerek uyanmak istiyorsun. Benim triplerimi, bütün saçmalıklarıma katlanacağını söyluyorsun."
"Katlanamayacağımı ima ediyorsun anlamadım! Belki sabahları senin nur cemalini görerek uyanmak istiyorum. Ya da elimi beline sararak saçlarını okşayarak ve sana günaydın diyerek uyandırmak istiyorum seni. Senin triplerin vırs gelir, tırs gider. Bir kulağımdan girer, öbüründen çıkar. Amaç tüm hayatımızı birleştirip biz olabilmekse yeri geldiğinde alttan alabilmeyi bileceksin. Yoksa ömür dediğin ne ki? Her şeyi kafaya takalım."
Alaz bana az önce evlenme teklifi mi etmişti yoksa bana mı öyle gelmişti. Alazın kafasına taş falan düşmüş olabilir miydi acaba?
Benim hiç beklemediğim tavırlar sergiliyordu ve abiminde sesi çıkmadan buna dahil oluyordu.
Her an düşüp bayılabilirdim.Tek düşeceğim yer Alazın kolları olsun istiyordum. Düştüğümde bir tek beni o kaldırsın ve sarmalasın istiyordum.
Neyse ki isteklerim gerçekleşiyordu.Bana birkaç dakika önce evlenme teklifi edilmişti ve ben daha cevap verememiştim. Edilen evlenme teklifi bir soru şeklinde sorulmasa bile niyetini Alaz açıkca belli etmişti. Benim için bu bile yeterliydi.
Alazı daha fazla bekletmeden net olan cevabımı vermeliydim. Vereceğim cevabın abimi de mutlu edeceğini biliyordum. Benim bu anıma tanıklık etmesi beni de şu anda dünyanın en mutlu insanı yapmaya yetmişti.
"Beni olduğum gibi kabul edebileceksen, benim her halimi çekebileceksen hemen gidelim, yıldırım nikahı kıyalım. Çok da beklemeye gerek yok. Zaten yeterince beklemedik mi?"
"O zaman ben görevden geldiğimde hemen nikahı kıyalım. Yarın sabah erken gideceğimden istesek de nikah günuü alamayız gibi duruyor."
Abim şaşkınlıkla ikimize baktı. Aniden evlenme teklifi almamı o da ben gibi beklemiyordu. Aynı zamanda da Alazla aniden evlilik kararı almamızı sorguluyor gibiydi. Ama bu karar bizim için çokta şaşıralacak bir mevzu değildi. Hatta daha önceden verilmesi gereken ancak geç kalınmış bir karardı.
" Ben bu olan bitenden çok fazla yoruldum. Artık eve gidelim. Alaz da çok yoruldu zaten. Gidip dinlensin."
Alazın yorulduğunu hissediyordum. Eve gidip dinlenmesi gerekiyordu. Kahveyi de artık Alaz görevden döndüğünde yapardım.
Arabaya bindik ve abim arabayı sürmeye başladı. Eve gidiyorduk. Hepimizin biraz dinlenmeye ihtiyacı vardı. Alazın gözlerine baktığımda eve gitmek istediğini anlayabiliyordum. Sabah zaten göreve gideceği için yarın gitmeden görürdüm.
"Bu evlenme işi sizce de aniden olmadı mı ya? Benim kardeşim daha küçücük. Ben kardeşimi hemen yem edemem sana. Biraz daha geç evlenin. Alaz vur dedik, sende öldürdün yani."
Arkadaşlar dediğim gibi yeni bölüm geldi. Nasıl buldunuz? Sizce de artık evlenme zamanları gelmedi mi?
Aile kurgusunu yarın yazmaya başlayayım mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abimin arkadaşı Texting
Teen FictionSıradan bir abi- kardeş ilişkisinden aşka ilerleyen bir tutku. En fazla ne olabilir ki? Sizi içeriye bekliyoruz. Alaz Kara: Giymişsin kısacık elbiseyi.(00:07) Baldırlar çırılçıplak meydanda.(00:08) Göğüsler açıkta(00:08) Sonra niye sinirlerin zıplad...