Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ders cidden sıkıcıydı.
Yanaklarımı şişirip başka şeyler düşünmeye başladım.
Mesela Kai'yi.
Gülümsedim düşüncelerim arasında.
Gülümseyerek fark etmeden etrafıma baktığımda en arkada bana çevrili gözler hissettim.
Hala farkında olmadan gülümseyerek ona döndüğümde göz göze geldik.
Anında gülümsemem silindi.
Ancak onun yüzünde bir gülümseme oluştu.
Başını iki yana salladı, 'Ne var?' dercesine.
Kaşlarımı çatıp ona göz devirdiğimde gülüşü büyüdü.
Sinirlendim.
Kaşlarım çatık önümdeki kitaba bakıyordum.
Tanrım, cidden!
Bu çocuktan bıkmıştım.
Bir anda bir hareket yapıyor ve aklımı başımdan alıyordu.
Kendime sinirleniyordum.
Yalnızca sana gülümsedi.
Alayla gülümsedi sana.
Seninle alay ediyor Jennie!
Ve ben benimle alay ettiğini bilmeme rağmen bu gülüşü yüz kere düşünüyordum.
Aklımdan çıkaramıyordum.
Aptal mıyım ben acaba?
Aklıma tekrar Kai'yi getirdim.
Hayır, olmuyordu.
Artık aklıma yerleşmişti gülüşü, başka birşey düşünemiyordum.
O benimle hep alay ediyordu.
Ancak ben onu aklımdan çıkaramıyordum.
Onun benimle alay etmesine izin veriyor, kendimi küçük gösteriyordum.
Yaptığı en ufak hareket beni öyle etkiliyordu ki, düşünmekten deliriyordum.
