Bölüm 6: Acı Dolu Yaşamlar

5 1 0
                                    

Bölüm 6*Acı Dolu Yaşamlar*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm 6
*Acı Dolu Yaşamlar*

Buzul kuşlarının müthiş melodili sesleri eşlerinde gözlerimi araladım. Tavanın beyazlığı içinde birkaç saniye kadar kafamı topladım. İnanılmaz derecede sakin olduğum bu günlerde zihnimde bir yığın dolusu soru geziniyordu. Üzerimdeki pikeyi kaldırıp birkaç saniye de sadece közü kalan şömineye baktım. Bu evi yabancılamaktan vazgeçmeyecektim. Başımdaki rahatsız edici ağrının gitmesi için kafamı ovalayarak kalktım. Alt katta bulunan banyoya girip elimi yüzümü yıkadıktan sonra tekrardan salona döndüm. Bu sefer yalnız değildim. Özge buzdolabında bir şeyler arıyordu. Hiçbir şey söylemeden koltuğa doğru ilerledim. Altıma serdiğim çarşafı ve üzerime aldığım yorganı toparlayıp bir köşeye kaldırdım.

“Sana da günaydın.” demişti iğneleyici sesiyle.

“Günaydın.” dedim tekdüze bir sesle. Ona alışmam biraz zaman alacaktı. Özellikle de bu saçma sapan tavırları devam ettiği sürece asla alışamayacaktım. Koltuğun ucuna oturup kafamı dirseğini koltuğun kolçağına yasladığım avucumun içine yerleştirdim. Kafam yerinden çıkacak gibi ağrıyordu.

“Günaydın Mevsim.” Gökalp’in sesini duyunca hızlıca kafamı kaldırdım. Sırtında bir çanta ile giyinik bir şekilde aşağıya inmişti. Gidecek miydi? Hemen mi? Çantayı kapının girişine bırakıp yanıma geldi. “Afiyet olsun Özge.” Özge sadece kafa sallayıp salondan çıktı. Samimiyetsiz.

“Hemen gidecek misin?” dedim çantayı işaret ederek.

“Çıkmam lazım.” Yüzüm istemeden asılmıştı. Gitmesini istemiyordum. Ne bu insanlara alışabilmiştim ne de bu eve. Buraya tamamen yabancıydım. O da giderse yalnız kalacaktım. “Gitmem gerektiğini biliyorsun Mevsim.” dedi yumuşak sesiyle. “Bu şekilde yapman işleri zorlaştırır. Burada seninle olacak üç kişi daha olacak.” Bir çocuk gibi davranmak istemiyordum ama ona karşı her zaman dürüst olmuştum.

“O kıza güvenmiyorum Gökalp. Kötü bir enerjisi var. Savaş desen, tanışalı iki gün oldu.”

“Fatih’in burada olduğuna sevin o zaman...” Onun hakkında neler düşündüğümü çok iyi biliyordu. Bu cümlesi kaşlarımı çatıp gözlerimi birkaç saniye ondan çekmeme neden oldu.

“Ona da güvenemiyorum.”

“Kötü biri olmadığını biliyorsun.”

“Ama iyi olduğunu da bilmiyorum.” Fatih’e olan sevgisini biliyordum elbette ama bu benim onun hakkındaki görüşlerimi etkileyemiyordu. “O kara büyücülerden farksız Gökalp. Ölü gibi...” dedim onda bulamadığım sıcaklığa “ölü” lakabını takarak.

“Artık bunları aşmalısın. Bu insanlar sana yardım etmek için buradalar ve hiçbir sebepleri yok Mevsim.” Omuzuma koyduğu eline kısa bir bakış atıp tekrardan gözlerine döndüm.

ElementalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin