8. Bölüm

61 2 2
                                    

Keyifli okumalar 🌼

___________________________________________

Kulağıma dolan huzurlu sesi ile yerimde kıpırdandım ve gözlerimi açtığımda kendimi onların konağının önünde buldum

" Günaydın karıcığım" dedi gülümseyen yüzü ile oysa beni uyandırcaktı

"  Miran niye uyandırmadın beni konağa gelmişiz ben hala uyuyorum ya ben uyanmasam uyandıracağın yok he  " dedim omzuna vurarak

" Karıcığım çok güzel uyuyordun bende kıyamadım uyandırmaya " dedi gülümseyerek bense ona eriyen bakışlar attım

" O zaman sana küçük bir ödül verebilirim " dedim tam dudağından öpeceğim sırada telefonu çaldı  İsmet bey arıyordu ben ise ondan uzaklaştım ama o bana sitem eder gibi bakarak açtı telefonu bende aradaki camı açıp şoföre kapıyı açmasını söyledim
Gelip açtı yaklaşık beş dakika bekledikten sonra Miran da geldi o önümden gidiyor ben arkasından gidiyordum ama o elimi tutarak beni yanına çekti bende ona uyum sağladım
Yan yana konağa girdiğimizde elimi elinden çektim o babamların  yanına çıkarken bende annemlerin yanına gittim  sırasıyla hepsinin elini öptükten sonra çantamı ve paltomu askıya asıp babamların katına çıktım sırayla onlarında elini öptükten sonra Miranla aşağıya indik Miran annemlerin elini öptü ve geri yanıma geldi bende onu yanımdan kovdum sonra sofra kurmaya gittik

Masamız çok genişti çünkü biz geniş bir Aileydik hemde fazlasıyla yani  yaklaşık 15 kişi falandık yani  masaya örtüyü serdim ve kenarlarını düzelttim Dila yengem ablam ve ben masayı kurarken diğerleri beylerin yanına çıkmıştı yemeklerin hepsini bitirince Ahu ya annemleri çağırabileceklerini söyledim herkes inince Agâh babam ve  Eslem annem yan yana oturdular  annem ve babam da onların karşılarına geçtiler baş köşeye Şerwan abim geçti yani bu cümleden anladığınız kadarıyla babam masa düzenine önem vermez herkes masa da mı ona bakar
Diğer baş köşeye Havin ablam geçti ben ve Miran da Eslem dayemden tarafa yan yana oturduk bizim karşımızda ise Dila yengem ve abim vardı ahu ise Havin  ablamın çaprazındaydı yağmur ve Baran ise annemin yanında oturuyorlardı herkesin afiyet olsun demesi ile yemeğe başladık bugün o kadar yorulmuştum ki yani ne verseler yerdim miran  sağ olsun kendine ne alırsa bana da koydu ve ben hepsini afiyetle yedim ben çiğ köftemi elimle bölerek yerken bacağımda bir şey hissettim bu bir eldi

Bu Miranın eliydi kaşlarımı kaldırıp ona baktım ellerim çiğ köfte yüzünden yağ olduğu için dokunamıyordum ona bunu sana ödetecegim bakışı atsam da beni dinlemedi yemek tam bir imtihan gibiydi en sonunda herkes üst kata gidince ablam ve yengem ile masayı toplamaya başladık

" Ee yenge heyecan var mı ? " Dedim tabakları üst üste koyarken o ise bana doğru gülümsedi

" Olmaz mı hem de çok o kadar fazla ki anlatamıyorum " dedi onun heyecanını bildiğim için başımı sallamakla yetindim tabakları mutfağa bıraktım ve geri dönüp su tepsisini de alıp yine mutfağa geldim
Yukarıdakiler için kahve yapmaya başladım 

" Bu arada yenge ben alışverişe gelmeyeceğim yani gelemiyorum biliyorsun yeni döndüm hastane işleri çok yoğun yoks- " demeye kalmadan sözümü kesti

" Olur mu öyle şey sen işine bak bir tanem haklısın düğüne gel yeter " dedi gülümseyerek bende ona bakıp gülümsedim kahveyi karıştırırken ablama döndüm

" Ee ablam noldu senin iş " dedim sorguya çekerek

" Ne işi " dedi  yengem tabi bu bilmiyor ablama anlatımı bakışı attım o ise onayladı

" Şimdi ablamın sevdiği var yani sevgilisi" dedim yengem devam etmeme izin vermedi

" Kim kız " dedi başını bana eğerek

Yüreğimdeki Yangın  ( Berdel ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin