Sadakat -Üçüncü Kısım

42 14 14
                                    

81.bölüm.

Wei WuXian iki kağıt parçasını katlayarak tekrar kol yenine yerleştirerek belirtti, “Yanlış mı görüyorum? Güçlerini kaybetmediğineinanamıyorum! Tebrikler, tebrikler.

Ama sormak istiyorum –eğer kötü bir niyetin yoktuysa, neden güçlerini kaybetmediğini bizden sakladın?”Tabi ki o iki kağıt Karmaşa Koleksiyonundan yırtılan sayfalar değildi, Lan WangJi’nin Yasak Kitaplar Odası’nda yazdığı, Jin GuangYao’nun tuhaf melodisiydiler. O zaman Lan WangJi, Lan XiChen’e incelemesi ve kıyaslaması için bir kopya verirken, Wei WuXian ona ve Lan WangJi’ye ait olan kopyaları yanına almıştı. Su She’yi şüphelendirmek ve kızdırmak kullanabilmişti böylece. Öncesinde bilerek Su She’yle dalga geçmesi ve onu defalarca kışkırtması da eklenince, tahmin ettiği gibi onu aceleci bir ruh haline sokmuştu. En sonunda ise Wei WuXian tek kelime etmeden Lan WangJi sürpriz bir saldırıyla Su She’nin kendini ifşa etmesine neden olmuştu.Herkes yoldan çekildi. Aslında buna gerek yoktu. Lan WangJi saldırısı, Wei WuXian’ın konuşması gibi, baskıcı ve amansızdı. Su She yenilmemek için tüm hünerlerini ve gücünü kullanıyordu. Sendelerken merdivenlerin tepesine ulaşmıştı. Yere baktığında ayağının altındaki kırmızı rünü gördü. Lan WangJi’nin kaşları çatıldı.Wei WuXian, Olamaz, yeni onardığımız rünü bozacak!Tahmin ettiği gibi Su She dilini ısırdı ve kanı ağzında bir an beklettikten sonra yere tükürdü. Kanı koyu kırmızı çizgileri kapattı.

Lan WangJi artık onunla olan dövüşü önemseyemezdi. Sol elini Bichen’le keserek rünü tekrar onarmaya çalıştı. Su She bu fırsatı bir tılsım çıkartıp yere atmak için kullandı. Duman ve mavi alevler yükseldi.Yer değiştirme tılsımı.YueyangChang Sektininmezarlığındaki sisyüzlü kişi, GusuLan Sekti kılıç tekniklerine hakimken, Su MinShan GusuLan Sektinde eğitim almış bir yabancıydı. Defalarca karşılaştıkları sisyüzlü adam Su She’den başkası değildi!Wei WuXian, Lan WangJi’nin yanına çöktü, “Ne durumda?”Lan WangJi kanayan parmağıyla bir süre yere bir şeyler çizdi, ardından ise başını iki yana salladı. Yeni kan çoktan rünü kaplamış ve işlevini bozmuştu. Onarmak imkansızdı.

Wei WuXian kol yenleriyle yerdeki toz ve kanı silmeye çalıştı, “İşe yaramıyorsa daha fazla uğraşma.”Rün tamamen yok olmak üzereydi. MolingSu Sektinin üyelerinin yüzünde boş bir ifade vardı. Görünüşe göre Su She onlara ne yanlış çaldıklarını ne de ruh güçlerini nasıl koruyacaklarını anlatmıştı. Demek ki planlarında MolingSu Sektinin üyeleride diğerleriyle birlikte ölecekti. Diğerlerinin nefretleri nedeniyle onlardan intikam almaya çalışacağı korkusuyla küçülerek bir araya toplanmışlardı. Ancak İblis-KatliMağarası’ndaki herkes çoktan paniklemiş bir haldeydi. Kimsenin intikam alacak vakti yoktu.Birkaç sekt lideri oğullarını tutarak uyardı, “Cesetler içeriye girmeye başladığında, kendini kolla ve dışarı çıkmaya çalış. Ne olursa olsun hayatta kal! Anladın mı?!”Jin Ling bunu duyduğunda korkuyla sindi, ama içeride bir yerlerde dayısının da ona aynı şeyleri söylemesini umuyordu. Bir süre bekledi, ama Jiang Cheng tek kelime etmemişti, ona istemsizce ters ters baktı. Uzun bir sürenin ardından Jiang Cheng en sonunda ona döndü.Çok kasvetli görünmüyordu ama kaşlarını çattı, “Gözlerinin nesi var senin?”

“...” Jin Ling sinir olmuştu, “Yok bir şey!”Wei WuXian kolundan temiz bir kumaş parçası yırtarak Lan WangJi’nin elindeki kesiği sardı. Birden arkasından yaklaşan bir kişi kılıcıyla ona doğru atıldı. Lan WangJi sağ elindeki parmaklarıyla bir fiske vurdu. Uyumsuz tınlama sesiyle birlikte bir şekilde kılıcı uzaklaştırmayı başarmıştı.Wei WuXian dönerek baktı, “Yine ne var?”Lan WangJi’nin fiskesinin gücüyle, saldıran kişi birkaç adım sendeledikten sonra yere düşmüştü.

Yi WeiChun’du. Kan çanağı gözleriyle kılıcına yapışmıştı, “Wei WuXian, sözlerinin tek kelimesine inanmıyorum!”Wei WuXian, “Her şey ortaya çıktı. Su She hepimize saldırdı ve kaçtı. Nasıl hala inanmazsın?”Yi WeiChun tekrar atıldı, “İnanmıyorum! Ağzından çıkan tek kelimeye inanmayacağım!”Nefret gözlerini kör ederek, düşmanın işine yarayacak herhangi bir şeyi kabul etmesine izin vermiyordu.Tam bu sırada bağırış sesleri araya girdi, “Bozuldu!”“Rün bozuldu!”“İçeri giriyorlar!”Wen Ning çıplak elleriyle lime lime cesetleri dışarı fırlattı. Ancak ne yaparsa yapsın, tek başınaydı. Kanlı rünün sağladığı kalkan olmadan İblis-Katli Mağarası yaklaşan ceset dalgalarına karşı duramazdı. Kokuşmuş kükremeler boş mağarayı doldurmaya başlamıştı bile!Ne kadar yakın oldukları bir yana, Jin Ling daha önce hiç bukadar cesedi bir arada görmemişti. Suihua’nın kabzasını kavrarken tüylerinin diken diken olduğunu hissedebiliyordu. Ancak aniden yumruğu zorla açıldı ve içine soğuk bir nesne yerleştirildi. Şaşırarak aşağıya baktı, “Dayı?”Jiang Cheng güçlerini kaybetmiş olan Sandu’ya yaslanmıştı. Bedeni hafifçe sallandı, “Zidian’ı kaybedersen bak bakalım sana neler yapıyorum!”Lan SiZhui, Lan JingYi ve pek çokları daha kılıçlarını çekti, “Hayalet General! Sana yardım edebiliriz!”OuYang Sekt Lideri ne oğlunu durdurabilmiş ne yaptıklarına tahammül edebiliyordu, “ZiZhen buraya gel!”OuYang ZiZhen kılıcını öfkeyle savururken geriye döndü, “Merak etme baba! Seni koruyacağım!”Ancak önüne tekrar döndüğü gibi çürümüş eller boğazına uzandı. OuYang Sekt Lideri ölümüne korkmuştu, “ZiZhen!!!”Tam o anda bir kılıç uzanan eli kesti. Lan QiRen, OuYang ZiZhen’i yakaladığı gibi babasına doğru fırlattı. Kendisi GusuLan Sektinin efsuncularına önderlik ederek savaşa katıldı. Uzun zamandır dinleniyorlardı bu yüzden de enerjisini toplamıştı. Pek çok kişi onun kılıcını kullanırkenki gücüne şaşırarak baktı. Lan SiZhui arkasındaki yüksek çınlamayı duyduğunda kılıcını süratle savurmaktaydı. Arkasından gelen bir saldırıyı birisi engellemişti.Lan SiZhui, “Genç Efendi Jin, siz neden buradasınız?”Jin Ling kendi yaşıtlarının ileriye atıldığını görünce geride kalamamıştı. Jiang Cheng farkına varmadan Zidian’ı tekrar onun eline bıraktığı gibi kalabalıktan sıyrılarak, en tehlikeli yer olan mağaranın ağzına

Mø Daø Zų Shī Novel (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin