İler de bize doğru koşan birini görmemle Güney'in kollarının arasında hızlıca sıyrılmam bir oldu. Bu gelen Sıraç'dı. Çok kızacağından emindim. Ama oda bırakıp gitmişti. Sıraç hızlıca geldi. İlk önce bana sonra keskin gözlerini Güney'e çevirdi. "Noluyor lan burda?" "Sıraç yanlış anlama o benim arkadaşım cidden." gözleri hala Güney'in üzerindeydi. Kavga etmeleri hiç iyi olmazdı. Güney gülmeye başladı. Güney her ne kadar romantik olsada fazla sinirliydi. Eski okulumda çoğu kişiyi mahvetmişti. Sıraç daha da sinirlenmişti. "Manyak mısın lan sen?" Güney hala sırıtıyordu. Birden ciddileşti. "Öyle mi gözüküyorum. Altı üstü güzel arkadaşımla dans ediyordum. Sevgilisi bu güzel kızı burda tek başına bırakıp gitmişte ondan yani. Teşekkür etmen gerekirken bana burda kabalık ediyorsun. Hiç yakısmadı." Sıraç ağzını açtı. Sonra sustu. Sıraç'ın elinden tutup çekiştirmeye başladım. "Hadi gidelim." "Tamam"dedi ve elimi tuttu. Güney bağırdı. "Rica ederim." yürüyorduk. Sırac elimi fazla sıkmıstı. Gidip yanağına kocaman bir öpücük kondurdum. Güney'in ceketi üzerimde kalmıştı. Birden Sıraç'ın ellerini bırakıp Güney'e doğru koştum. Söyleseydim. Göndermezdi çünkü. Ceketi omuzlarımdan alıp Güney'e uzattım. "Teşekkür ederim" "Sorun değil." dedi gülümseyerek. O an içimde bi burukluk hissettim. Sarılmak istedim. Ama yapamazdım. Arkamı döndüm. Tam o sırada Güney kolumdan tuttu. "Bekle" O sırada Sıraç ağır adımlarla yanımıza geliyordu. Cebinden bi kutu çıkardı. "Bunu sen buraya gelmeden önce vericektim ama olmadı. Senin yanına biraz da bunun için geldim. İstersen sakla sevgilin görmesin" dedi. Tereddütle baktım. "Hadi al bunu sana aldım. Başkasına veremem." Kutunun içine bakmadan hemen çantama koydum. Elimi uzattım. "Tekrar teşekkür ederim. Kendine iyi bak." dedim. Elimi tutup kendine çekti. Aramızda çok az bir mesafe vardı. Yavaşca eğildi. Gözlerimi kapattım. Kulağıma eğildi. Nefesi boynumu gıdıklıyordu. "Şiir gibi bakan kadınlar, şiirden anlayan adamları sevmeli. Sevmeli ki; ziyan olmasın o mısralar. Hoşçakal meleğim. Unutma her ihtiyacında en yakınındayım." dedi. Ve kollarımı bırakıp uzaklaştı. Donup kalmıştım. İçim titremişti. Arkamı döndüm. Sıraç biraz uzağımda bana bakıyordu. Birbirimize doğru yürümeye başladık. "Eski sevgilin değil mi?" dedi sert bir sesle bir şey diyemedim. Arabaya bindik. Arabada da sessizlik hakimdi. Evin önünde durdu. Yüzüne baktım. Bana bakmıyordu. "Teşekkür ederim." dedim ve arabadan indim. Hiç bir şey dememişti. Bitmişmiydi? Kızgın olmalıydı. Birden onu bırakıp Güney'in yanına gitmiştim. Birden gözlerim doldu. Siteye doğru ağır adımlarla yürürken birden arabanın kapı sesini duydum. Daha arkamı dönmeden Sıraç elimden tutup kendine doğru çekti ve dudaklarıma yapıştı. Sonra geri çekildi. Şaşkın şaşkın ona baktım. Sırıtmaya başladı. "İyi geceler şaşkın" dedi gülerek. "Şeyyy.. İ-iyi geceler" dedim arabadan indim. "Zeynep." dedi ciddileşerek. "Efendim?" "Seni seviyorum. Dedi. Ona bakıp güldüm. "Merak etme. Seni terketmem. Seni seviyorum." Dedim ve gülerek eve doğru yürümeye başladım. Arkamdan "Ukalaaa!" diye bağırdı ve ben siteden içeri girince arabanın çalışma sesi geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZLARI YAKALAMAK
Teen FictionMerhaba arkadaşlar bu benim ilk hikayem ve gerçekten büyük bir hevesle yazıyorum. Umarım okur ve beğenirsiniz :))