Bu gün Mats' in doğum günüydü ve akşam onun doğum gününü kutlayacaktık.
Cat: Her şey hazır değil mi? Yn: Hazır, geriye sadece Mats' i ikna etmek kaldı, biliyorsun bu aralar biraz soğuk. Cat: Üzülme Yn, hem antrenmanlarda da eski morali yokmuş bu aralar. Yn: Bilmiyorum Cat, sonuç olarak gelip bana anlatabilir. Sorduğumda da bir şey olmadığını söylüyor, ısrar edincede tersliyor. Cat: Bu gün morali düzelir belki, üzülme.
Cat yüzüne sıcak bir gülümseme yerleştirip içimi rahatlatmaya çalışıyordu, ama içimde geçmeyen garip bir his vardı.
Birkaç saat sonra
Cat: Aramadı değil mi?
Başımı olumsuz anlamda sallayıp;
Yn: Hayır aramadı. Cat: O zaman sen ara. Yn: Arıyim değil mi? Cat: Hadi, ne bekliyorsun.
Telefonu elime aldığım da rehberden Mats' i bulduktan sonra hemen aramışım. Telefonun tam 6-7 kez çalmasının ardından sonunda açmıştı.
Yn: Alo. Mats: Efendim Yn. Yn: Akşam bir yere gidiyoruz ve sende geliyorsun. Mats: Bana sormadan benim yerime karar mı verdin Yn.
Sorusunu cevapsız bırakmıştım çünkü bu davranışlarına bir anlam veremiyordum...
Yn: Geliyorsun değil mi? Mats: Başka seçeneğim mi var. Yn: Peki, akşam mekanda görüşürüz. Konumu sana attım bu arada.
Son sözlerimi söyleyip telefonu yüzüne kapatmıştım, çünkü bu davranışları zoruma gidiyordu, ben onun için bu denli çabalarken onun bu saçma sapan haraketleri sinirimi bozuyordu. Bana 1-2 hafta önce tapan adamın şimdi bende kalbime binlerce cam kırığı batıyormuş hissi yaratması canımı çok yakıyordu.
Doğum günün kutlanacağı yer
W. Anton: Mats ne zaman gelir? Yn: Gelir herhalde birazdan. Eva: Neyse biz ışıkları kapatalım da ne olur ne olmaz. Yn: İyi düşündün.
Eva ışıkları kapatmaya gittiğin de, araba sesini duyar duymaz kapıya gitmiştim.
Yn: Hoşgeldin. Mats: Hoş buldum.
Morali bozuktu yüzünden anlayabiliyordum...
Yn: Hadi içeri geçelim, gözlerini kapa. Mats: Saçmalama Yn çocukça şeylere gerek yok. Yn: Peki sen bilirsin.
İnsanda heves falan bırakmıyordu. Süpriz bozulmasın diye bozuntuya vermedim, içeri geçtiğimizde bir anda ışıklar açıldı ve hep bir ağızdan "SÜPRİZ" diye bağırmıştık, Mats ise şaşırmış görünüyordu.
Yn: İyi ki doğdun sevgilim nice yaşlara.
Hemen boynuna atlayıp sarılmıştım ama o karşılık vermemişti.
Mats: Ne gerek vardı Yn.
Son sözlerinden sonra alttan almayacaktım artık çünkü bu kadarı da fazlaydı.
Yn: Neyi var senin Mats? Mats: Bu konuyu dışarı da konuşsak daha iyi olur.
Başımla onu onayladığımı belirttikten sonra beraber dışarı çıkmıştık.
Yn: Sorun ne Mats, neredeyse 2 haftadır bana soğuk davranıyorsun, istemeden seni kırıcak bir şey falan mı yaptım? Mats: Ayrılalım. Yn: Ne? Mats: Evet duydun işte ayrılalım. Yn: İyi de neden? Mats: Seni eskisi kadar sevmiyorum, olmuyor, ilerlemiyor, sen benden daha iyilerin layıksın Yn.
Klas erkek cümlesi, sıktı artık.
Yn: Peki tamam, ama son bir şey söylemek istiyorum.
Önce titreyen sesimi düzeltmiş, sonra boğazımı temizleyip söze başlamıştım.
Yn: Sen hiç bir şey için değmezmişsin biliyor musun? Yazık cidden yazık, kendine iyi bak Hummels.
Bana aldığı yüzüğü avcunun içine bırakmıştım, daha 1 ay önce evlilik teklifi ve şu an da bu halde olmamız çok saçmaydı.
" Ve hikaye sona erdi. Biri birdaha kimseyi bu kadar sevmeyecekti. Diğeri ise bir daha bu kadar sevilmeyecekti..."
lisa2746 bacım senin isteğindi. 💛
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
