4.

8 2 0
                                    

~Yazardan

Yanlış yerde doğru kelime gibi düşünün. Düşünceli-düşüncesiz, akıllı-aptal, sevgi-nefret, ölüm-yaşam gibi. Jeongguk'ta böylesine bir şey yapmıştı.

'Dövüş benimle'. Nasıl cümleydi bu? Bir seri katilden onunla dövüşmesini mi istemişti? Dediğinden pişman olduğunu bildirmek isterim.

Taehyung ona taraf yüzünü çevirdi. Başını sağa sola çevirerek gülmeye başladı. Neden gülüyordu bu şimdi.

Sonra beklenmedik şekilde gülüşüne son verdi. Ciddileşti bir az. Jeongguk'un yanına adımladı asi bir şekilde. Elini cebine attı ve konuşmaya başladı.

"Seninle dövüşmek çok isterdim ama işlerim yoğun. Hem senin gibi bir şaklabanla dövüşmek istemem. Ellerimi pisletemem şuan."

Bu neydi şimdi? Neyin egosuydu bu. Şaklaban dediği insan onunla derecelendiğinde aynı kıyasta olabilecek biriydi. Ama bunu daha anlamamıştı.

Jeongguk gözlerini irileştirip konuşmaya başladı. "Sen  kime şaklaban diyorsun anasımı satayım? Şimdi bir seri katilsin diye beni şaklaban mı sanıyorsun? Seni piç kurusu tanımadığın insanlarla oyun oynanmaz. Velilerin bunu öğretmedi mi sana?"

Bu sefer Jeongguk ona adımlamaya başladı.

"Akıllıymışsında. Güzel. Ben bir seri katilim. Belki onlarıda öldürecek kadar ileri gitmişimdir ne dersin? Sözlerini dikkatli seç Jeon Jungkook. Sözlerin bile bir bedeli vardır."

Kim haklıydı şuan? Kim' mi Jeon' mu? İkisi de hem haklı hem haksızdı. Doğrusunu söylemek gerekirse haklılık bildiren bir sebeb yoktu ortada. Sadece söz savaşına girmiş iki bir birey vardı.

"Tamam öyle olsun. Beni götürebilir misin dene bakalım. Sonda kim pes edecek göreceğiz."

Taehyung sırıttı ve işare verdi. Adamları Jimin ve Jeongguk'un üstüne adımladı. Dövebilirlerdi mi ki onları. Hayret bir şey. Taehyung'un tek hatası onları hafife almaktı. Belki tek hatası değildir. Çoğu hata yapmıştı o. Ama hiç birini üstlenmedi.

Adamlar onların kolunu tutup götürmeye çalışıyordu. Jimin kolunu çekip ilk yumruğunu adamın yüzüne geçirdi. Jeongguk'ta aynı şekilde.

Evin içinde olan 10 adamı yenebilecek güçdeydiler.
Aslına bakarsan bunların hiç biri Taehyung'un adamları değildi. Taehyung kendisi tek çalışmayı severdi. Hepsi Yoongi'nin adamlarıydı. Yoongi Taehyung'dan farklı olarak bir çetenin başındaydı. Sonralar mafya haline geldi. Neyse konumuz bu değil. Vuruşmaya mı dönsek?

10 dakikadır 10 adamı yenmeye çalışıyordular içlerinden 6 nı aşmışdılar. Diğerlerini  bayıltmaya çalışıyordular.

Jeongguk derin nefesler alıp diğerine ilerledi. Tek eliyle adamın gömleğini kendine çekip 180 derece çevirmişti. Şuan adam başaşağı  şeklindeydi. Daha sonra adamın başını yere sertçe vurup çekti. Adamı yere bırakıp Taehyung'a döndü. Taehyung sanki bir fantastik film izliyormuş gibi bakıyordu. Fazla rahattı.

Jeongguk sinirle konuştu. "Ben seninle dövüşmek istediğimi söylemiştim. Piç kurularıyla değil! Yoksa korkuyor musun benimle dövüşmeye ha?!"

Taehyung umursamazca başını Yoongiye çevirdi. "Sana söylemiştim adamlar gereksiz diye baksana bir işe yaramadılar."

Yoongi sessizliğiyle cevap vermişdi ona.

Jeongguk artık fazla sinirleniyordu. Nasıl yani dediğine cevap yokmuydu?
"Cevap veremiyor musun? Bana cevap ver!"

"Senden  korkduğumu sandığın bir saçmalık. Saçma sorulara cevap vermeye tenezzül etmem."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 29 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Fire Of Revenge -Tk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin