Merhaba nasılsınız?
Asker kadın ve biyolar yeni adıyla karanlık serisinin 2. Kitabı....
Uzun soluklu bir kitap olur umarım, yorum yapıp beğenmeyi unutmayın!!
Başlayalım!
Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın!!
🐺🐺🐺🐺🐺🐺🐺🐺🐺🐺🐺🐺🐺🐺
KOŞ KOŞ KOŞ!
KOMUTANIM YARALIMIZ VAR!
KAÇ OLDU ASKER!
TEKMİL VER!
EMRE İTAATSİZLİKTEN CEZALISIN!
AÇIĞA ALINDIN ASKER!
SORUŞTURMA AÇILACAK ASKER!
KİMSİN SEN ASKER!!
BEN KARANLIĞIN GÖLGESİYİM KOMUTANIM!
evet ben karanlığın gölgesiydim. Bundan yirmi yıl önce dağlarda nâm-ı salınmış karanlığın gölgesiydim. Ben gece kurtay! Ben karanlığın gölgesi!
Beni hep gölgede aradılar, ama ben karanlığın gölgesindeydim. Ve bunun hiçbir zaman farkında olmadılar...
Yine karanlığın gölgesindeydim. Elimde kanlı bir hançer vardı. Ve üstünde süzülen koyu kırmızı kanla sırıttım.
Yere düşen benden ile sırıtmam arttı. Bir şerefsiz daha ölmüştü. Karanlıkta ki gölge etrafta yarasa misali süzülüyordu. Sessizce girdiği mağarada birkaç kişinin sessi vardı. Daha doğrusu birileri'nin yastığımız mezar taşı türküsünü söylemesi kulaklarıma doldu.
ANNEM BENİ YETİŞTİRDİ BU ELLERE YOLLADI
ANNEM BENİ YETİŞTİRDİ BU ELLERE YOLLADI
AL SANCAĞI TESLİM ETTİ ALLAH'A ISMARLADIK
AL SANCAĞI TESLİM ETTİ ALLAH'A ISMARLADIKBOŞ OTURMA ÇALIŞ DEDİ HİZMET EYLE VATANA
BOŞ OTURMA ÇALIŞ DEDİ HİZMET EYLE VATANA
SÜTÜM SANA HELAL OLMAZ SALDIRMAZSAN DÜŞMANA
NE ŞEREFTİR ÖLMEK BİZE BU GÜZEL VATAN İÇİNElimde ki hançeri kabına koyup bacağımdaki cep kısmına atıp, onlara bende eşlik etmeye başladım. "Yanar yürek yurt aşkıyla için için..." Sessim onların sessleri arasında kaybolduğun da sırıttım. Ve sessiz adımlarla giderken türküyü yüksek sessle söylemeye devam ettim.
"Yanar yürek yurt aşkıyla için için..." Karşımdaki demir kapıyı açtım. 7 asker vardı. 14 tanede it her askere iki it, ellerindeki sopalarla vuruyorlardı."YASTIĞIMIZ MEZAR TAŞI YORGANIMIZ KAN OLSUN, YASTIĞIMIZ MEZAR TAŞI YORGANIMIZ KAN OLSUN" Son sözlerimle Herkesin odak noktası ben oldum. Yüzümdeki siyah maske ile kim olduğumu anlayamıyorlardı.
Ama anlayacakları bir cümle kurdum. "Karanlığın gölgesi geldi!" Dedim yalandan neşeli bir sessle, itlerin teker teker rengi attı. Askerlerin anlamayan bakışlarının yerine gurur geldi. ama bu ortamda olan hiçbir Duygu önemli değildi. Birazdan akıcak kan önemliydi, birazdan yere düşecek it bedenleri önemliydi, birazdan olucak yalvarış sessleri önemliydi, birazdan olucak bağırış sessleri önemliydi...
Bir it koştu bana ellinde ki sopası ile bana vurmaya çalışacakken, iki adım yana kaydım. Ve sopayı boş yere vurduğunda, affalamasından faydalandıp, elindeki sapoya tekme altıp, yere düşmesini sağladım. Belimde ki tabancayı hızlıca çıkartıp, emniyeti açtım. Ve yerde yatan itin karın boşluğuna, sağ omzuna ve kalbinden vurdum.