SAVAŞTAN DEVAM
Eve geldiğimde içimin tamamını sıkıntı oluşturuyordu. Hakan beni arayıp açelyanın ve tekin görünmeyen arkadaşından bahsettiğinden beri içim içimi yiyordu. Muhtemelen tekin değil diye bahsettiği Mert zübbesiydi ki çoçuk bana göre de tam bir uzak durulması gereken şahşiyetti ama küçüğüm uzun zaman sonra arkadaş edindiği için ona bu düşüncelerimden bahsedememiştim. Kırılsın istemiyordum, ama zarar göreceği düşüncesi kafamın içinde mikrop yayan bir tümör gibiydi.
Neyse ki şuan hakanın yanındaydı.
Rahat bir nefes aldığımda çalan kapı ile düşüncelerim kesilmek zorunda kaldı.
"Yeliz?"
Kapı açtığımda gördüğüm kişi görmeyi beklediğim ve istediğim son kişi bile değildi. 7 yıl önceme ait bir hataydı..
"Savaşçım. Numaranı değiştirmişsin ama neyse ki adresin aynı. Çocuklara kendimi hatırlatmak için yarım saat dil döktüm. "
Kapıyı sertçe kapattım, ve kendi eviymiş gibi rahatlıkla koltuğuma yayılarak oturan Yeliz'e bakarken ondan uzak bir köşe de durarak ellerimi ceplerime soktum.
"Ne işin var burada? "
"Rahat olsana canım. Yolumun üstüydü, bir seni görmek geldi içimden. Tayinimi İstanbul'a aldırdım belki eskiden olduğu gibi.."
Tahammül edemeyerek sözünü yarıda kestim.
"Ne saçmalıyorsun sen ya! Ne anlatıyorsun deminden beri! Sen beni aldatmadın mı kızım!"
"Off savaş, geçmişe bu kadar takılmasak mı? Gençtim, bir hataydı. Oldu gitti. Artık aynı kişi değilim. "
Bana doğru bir adım atmıştı ki aramızda ki mesafeyi açtım.
"Sakın bana yaklaşma. Ben hala aynı adamım. Ayrıca benim hayatımda zaten biri var. Bir daha sakın evime gelmeye cüret etme. "
Yeliz şaşkınlıkla bana bakarken söylenerek karşısında ki koltuğa oturdum.
"Bak Yeliz, seni görmek istemiyorum ama sana karşı içimde bir öfke olduğundan falan değil. Hayatımda ki kişinin hoşuna gitmeyecek hiçbir durumun içine kendimi sokmak istemiyorum. Bu yüzden söylediğini uygulayarak geçmişte takılı kalmazsan ve benimle iletişim kurmaya çalışmazsan sevinirim. Şimdi evimden ayrılmanı rica edeceğim."
Tek tek kelimelerin üzerine baskı kurarak konuşmayı bitirmenin ardından dudakları şaşkınlıkla aralandı.
"Sen aynı değilsin. Değişmişsin. Sen böyle değildin. Şuan benimle karşılıklı oturup konuştuğuna inanamıyorum."
Sabır çekerek derin bir nefes aldım. Geçmişte ki öfke kontrolsüzlüğüm yoktu artık ama yine de çok sabırlı bir adam sayılmazdım.
"Bunu oturup seninle konuşmayacağım. Gider misin artık. Ben mi atayım evden dışarı!"
Hızlı adımlarla yanıma gelip dizlerinin üzerine çökerek elimi tuttu. Ben elimi çekmeye çalışırken o dolu gözleriyle konuşmaya başlamıştı.
"Savaş. Ne olur herşeyin eskisi gibi olması için bana bir şans daha ver. Ben seni çok seviyorum çıkaramıyorum aklımdan. Seni düşünmeden tek bir günüm bile geçmedi."
"Yeliz saçmalamayı bırak, ve defol."
Birden kucağıma oturup yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Ve bu benim için bardağı taşıran son damlasıydı.
"Öyle gidip öyle gelebileceğini sana ne düşündürdü bilmiyorum ama Yeliz bu evin benden başka bir sahibi daha var. Hayatım, kalbimin, ruhumun, ve üstünde oturduğun şeyin bir sahibi var. Ve sen ona ait olan şeye yani bana dokunmaya çalışmayı cüret ederek kutsal olarak sayıp taptığım aşkıma saygısızlık ediyorsun. !"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖĞRETMENİM+18
RomanceNefesi dudaklarımı yalayıp geçiyorken heyecanla aldığım nefesi tuttum. Eli eteğimin altından iç çamaşırımı bulduğunda parmakları ıslaklığımla buluştu. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı ve daha fazla ıslanmamı sağlayacak şekilde fısıldadı. "Benim için...