𝒾𝓏𝓂𝒾𝓇

750 60 15
                                    

28.08.2024 (3 months ago)

📍İzmir

"Çok özlemişim kızım seni ya!" Selin'in içten gelen, neşeli sesi kulaklarımda yankılandı. Eski dostumun yanında, tanıdık ve sıcak bir ortamda, yıllardır peşimde sürüklediğim yabancılık hissinden uzaktaydım. Dudaklarımda istemsiz bir gülümseme belirdi. Karşımda, üniversite yıllarımı geçirdiğim ve dört yıl boyunca her köşesine anılar bıraktığım İzmir vardı. Şehrin martı çığlıklarıyla dolu sabahları, denizden gelen iyot kokusu ve taş kaldırımlarını özlemiştim. Mezuniyetimin ardından hızla uzaklaştığım ve bir yıldır adımımı dahi atmadığım bu şehirdeydim yeniden.

İrem'in düğünüydü beni buraya sürükleyen sebep. 24 yaşında evlenmek için neden bu kadar acele ettiğini anlamıyordum ama çocukluk arkadaşımı bu önemli gününde yalnız bırakamazdım. İrem de benimle beraber İstanbul'a taşınanlardan biriydi. Onun ailesinin ısrarıyla düğünün burada, İzmir'de yapıldığını tahmin ediyordum.

"Ben de çok özledim." Selin'in parlayan gözlerine bakarken bir yudum aldım elimdeki biradan. Serin, hafif acımsı tadı dilimde dağılırken, Selin'in sözleri sohbetin seyrini değiştirdi.

"Tek geldiğine göre sanırım hala bekarsın." Selin'in sorusu, biranın boğazımdan geçerken anlık bir duraksamaya neden oldu; ama bu his hızla kayboldu. Elbette bekardım. Dudaklarımda ironik bir gülümseme belirdi.

"Öyleyim, muhtemelen öyle kalacağım," dedim, omuz silkip hafif bir kahkaha atarak. Konuyu değiştirmek için alaycı bir tonla ekledim: "Hem erkeklere güven olmaz, lezbiyen de olmadığıma göre?" Selin'in yanakları kahkahayla ısınırken gözlerindeki ışıltı daha da belirginleşti.

"Güven olmayacağını nereden biliyorsun, kimseye şans vermedin bile!" Selin'in kıkırdayan sesi, kafamdaki melankolik düşünceleri anında dağıttı.

"Şans mı?" diye tekrarladım, sesime hafif bir alay karıştı. "Bak, ben sana söyleyeyim; erkekler bir kediden daha güvenilmezdir. Bir an sana yakın dururlar, sonraki an hiçbir açıklama yapmadan kaybolurlar. O yüzden onlara biçtiğim ömür sadece bir günden ibaret."

Selin'in kahkahası, barın hafif loş ışıkları altında yankılandı. "Yani senin durumun, aşktan kaçmak için bahaneler bulmak gibi duruyor, Elara." Omuz silktim, içten bir gülümsemeyi bastıramadım.

"Kaçacak kadar bile yaklaşmadım ki!" dedim, sesim hafif sızlanır gibiydi. "Kalbimin en son ne zaman hızlandığını bir sor, ya da sorma. Çünkü ben de hatırlamıyorum."

"Fazla seçicisin tatlım."

"Seçici olmasaydım da 24 yaşında evlenmeye mi kalksaydım?" Yanımızda olmayan İrem'den bahsettiğimi anlayıp kıkırdadı. Gözlerinde anılarla karışık bir neşe vardı. "Damat kim, biraz detay versene."

"Galatasaraylı bir futbolcu, şu menajer olan kuzeni tanıştırdı geçen sene," dedi Selin, bir yudum daha birasından alarak. Kaşlarımı kaldırdım, şaşkınlıkla gülümsedim. İrem'in futbolcu biriyle evleneceğini duymamıştım. Bu bilgi beni biraz şaşırtmıştı, ama belki de şaşırmamam gerekiyordu.

"Popçudan ve topçudan koca olmaz sözünü ona neden söylemedin?" dedim, Selin'in kahkahasına katılarak.

"Tatlım, İrem'in aşık olunca kimsenin sözünü dinlemeyeceğini biliyorsun." Gözlerimi devirdim. Futbolcularla ilgili pek fikrim yoktu; bu, benim için uzak bir dünya, bilmediğim bir hikayeydi. Düğün davetiyesinden hatırladığım kadarıyla damadın ismi Kerem'di, ama zihnimde hiçbir şey çağrıştırmamıştı.

"Kalkıp hazırlanmaya başlasak iyi olur, geç kalırsak bizi öldürür," dedi Selin, son bir yudum daha alırken. Uyarısıyla beraber ayaklanıp onun giyinme odasına doğru ilerlemiştik. 

Wrapped Around Your Finger||Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin