ALTIN MADENİ

130 43 3
                                    

Bindim. (22:37)

İyi yolculuklar. :) (22:41)

Teşekkür ederim. :) (22:42)

Telefonu kapatmam gerekiyor, inince yine mesaj atarım. (22:42)

Tamam. Kendine iyi bak. (22:42)

Sende. Dediklerimi unutma. (22:43)

Unutmam. :)) (22:44)

Seyran teeşfonunu komodine koyup sırıtarak odasından çıktı. Amcası oturma odasında oturmuş televizyon izliyordu.

Kazım: Kız, ne sırıtin?

Seyran: Bir şey yok amca. Öyle dalmışım da.

Kazım: Bana bak. Söyle o Ferit'e bu iş uzamayacak ha!

Seyran: Tamam amca söylerim.

Kazım: Eyi eyi. Haydi yatıyom ben. Eyi geceler.

Seyran huzursuzca iç çekti. Kendi ayakları üzerinde duruyordu, okulunu bitirmişti. Babasından kendine oldukça iyi bir miras kalmıştı ama bu evde yine de kendini sığıntı gibi hissediyordu. Odasına geçip Ferit ile olan tüm konuşmalarını okudu gülümseyerek.

Seyran şimdi indim ben. (08:11)

Eve geçiyorum direkt. (08:11)

Sen uyanana kadar uyumuş olabilirim. Mesaj atarsan göremem belki, haberin olsun. (08:13)

Günaydın. (08:17)

Şimdi uyandım bende. (08:17)

İşe geçeceğim. (08:18)

Günaydın :). Ben mi uyandırdım yoksa? (08:22)

Yok yok. 9 buçukta ofiste olmam lazım. (08:24)

Anladım. Sen hazırlan o halde. Tutmayayım ben seni. Kolay gelsin. :) Gün içinde yine konuşuruz, sen müsait olursan. (08:26)

Tamam, iyi uykular sana da. (08:27)

Suna: Ee Seyran nasıldı enişte?

Seyran: Abla ya! Hem sen neden gelmedin ki?

Suna: Nasıl geleyim kızım? Abidin bir yandan çocuk bir yandan. Hem daha bu tanışma.

Seyran: Olsun, kendimi yalnız hissettim dün o sofrada.

Suna kardeşine sıkıca sarılıp konuşmaya başladı.

Suna: Seyran, ne olursa olsun ben senin ablanım. Hem daha nişan var. Söz o gün vallahi bir an yanından ayrılmayacağım.

Seyran: Beni hiç bırakmayacaksın değil mi?

Suna: Hiç, asla. Sen benim canımsın. Annemle babamın emanetisin.

İkisi de birbirlerine sarılıp usul usul ağladılar. Anne ve babalarını bir trafik kazasında kaybetmişlerdi. Seyran 15, Suna ise 18 yaşındaydı. Suna üniversitesini bitirdikten bir yıl sonra Abidin ile evlenmişti.

Hülya: Anne, biz Antep'e uçakla mı gideceğiz?

Süheyla: Heralde öyle olur kızım. 10 saatlik yol. Çocuklar perişan olur.

Mahur: Ne giyeceğim ben ya.

Aysel: Mahur kız, dolabında bin çeşit kıyafetin var ya?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 2 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GÖRÜCÜ İŞİ AŞK (YALI ÇAPKINI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin