Odasındaki sandalyesine dirsekleri masada kalacak şekilde oturmuş ağrıyan başını elleriyle ovalıyordu. Saat henüz altıyken başındaki beladan en kolay yolla nasıl kurtulabileceğini düşünüyordu. Anlaşmaları gereği ifadesini almak için gelen polislere bir yanlış anlamanın olduğunu söylemek zorunda kalmıştı. Aslında bunu yapmayıp olan biten her şeyi anlatmak istesede Han-Do'nun dalağını riske atmak istememişti. Ayrıca Han-Do kurula şikayet edilirse asistanlıktanda kovulabilirdi. Sonuçta bu hastane onların hastanesiydi. Savunmaları bir işe yaramazdı. Bu yüzden de bir şeyleri alttan almak zorunda kalmıştı.
Mesaisi sabah sekizde başlayacağı için evine gitmeyi tercih etmemiş odasına gelmişti. Niyeti biraz dinlenmekken o pisliğin onu tehdit edişi beyninin her köşesinde dolaşıyor beynindeki tüm nöronların uyanık kalmasına sebep oluyordu. Sinirle masaya bir yumruğunu geçirmiş ardındanda ayağa kalkmıştı. Eğer biraz daha kendiyle kalırsa o adamı bulup yakasına yapışacaktı.
Odasının kapısını hızla açıp çıkmıştıki Han Do'yla karşılaşmıştı.
"Neden burdasın?" demişti şaşkınlıkla. Ona izin verip evine göndermişti. Burada olmaması gerekiyordu.
"İçeride konuşabilir miyiz hocam?" diyince onu başıyla onaylamış içeriye girmesi için yolunu açmıştı.
Han-Do'nun elindeki kağıdı ona doğru uzatıp "İstifa etmek istiyorum." demesiyle kaşlarını çattı.
"Bu gece yaşananlar yüzünden mi istifa edeceksin?"
"Hiç olmaması gereken bir hata yaptım ve ben... ben o anda birini öldürmenin çok kolay bir şey olduğunu farkettim. Az daha birini öldürecektim. Birdaha buna benzer bir şey yaşamak istemiyorum."
"Bunu çok iyi biliyorsunki ben ameliyathanede asla hata kabul etmeyen biriyim. Hatta senin asistanlığını sadece bu hatan için bir yıl daha uzatırdım. Ancak bugünkü koşullarımızda böyle bir şey olması tolere edilebilecek bir durum."
"..."
"Yaşadığın şey henüz çok yeni. Şu anda her duygunu çok yoğun bir şekilde hissediyorsun. İstifanı kabul etmiyorum." sözlerinden sonra elindeki istifa dilekçesini yırtmıştı.
"..."
"Bay Seo taburcu olana kadar izinlisin. Kang Tae denen manyakla karşılaşmanı istemiyorum."
"Neden polise onu şikayet etmediniz?"
"Bu seni ilgilendiren bir durum değil. Sadece tüm bunları en az hasarla atlatmaya çalıştığımı anlamanı istiyorum."
"..."
"Git ve toparlanmış olarak buraya geri dön. Asistanlığının bitmesine iki yılın kaldı. Birdaha üç yıllık emeğini yakmayı aklından bile geçirme."
"Neredeyse öldürmek üzere olduğum bir adamın hastanesinde mi asistanlığımı bitirmemi istiyorsunuz?"
"Başka bir seçeneğin var mı?"
"..."
"Bugün ameliyathanedeyken neden ameliyatı benden devralmadınız?"
"Senin bu ameliyatı yapabilecek kabiliyette olduğunu biliyordum çünkü."
"Biliyor musunuz ben hiç öyle olduğunu düşünmüyorum."
"..?"
"Sorumluluk almamak için ameliyatı siz yapmadınız çünkü hastanın durumu kritikti."
"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?"
"Öyle olmasa bile böylesi bir durumda hastayı bir asistana teslim etmemeniz gerekiyordu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak
Mystery / ThrillerBeni gerçekten karanlığa hapsetmekle mi tehdit ediyorsun? diyerek gülmeye başladı. Başını hafifçi sağa doğru eğerek sözlerine devam etti. "Böylesi bir durumda bu sadece benim için bir ödül olur."