"Cansu korkmuştu. Eli ayağına dolandı. Nerden bulaştı bu işe kendine küfür ediyordu. İşler çok karıştı. Acilen kaçması gerekiyordu. Birşeyler düşünmesi gerekiyordu..."
Akdeniz'in dibinde bir tesis kurulmuştu. Bu tesisin amacı biyolojik savaş için silah geliştirmek ve genetik kodları karıştırarak daha dayanıklı askerler elde etmekti.
Cansu, başarılı bir genetikciydi. Üniversiteyi yurt dışında okumuştu ve tekrar ülkesine dönmüştü. Yurt dışında uzun süre kalmasından olsa gerek ülkesini özlemişti. İçinde ülkesine faydalı olma isteği vardı. Bu nedenle başvurularda bulundu. Özgeçmişi ile başka rakibi yoktu zaten ve bu gizli laboratuarda çalışma şansını yakaladı. Şansmıydı şanssızlıkmıydı tam bilemiyordu ama en azından müthiş bir başlangıçtı.
Ankara'da yaşıyordu Cansu. Bahçeli 7. Caddede gezerken bir telefon geldi. Ses sert bir erkek sesiydi.
- Cansu hanımla mı görüşüyorum?
-Evet, buyrun benim.
-Ben MİT den arıyorum. Sizi acil olarak almamız lazım, karşınızda siyah bir araç var lütfen ona binin.dedi.. Cansu çok korktu. Bu da neydi şimdi. Hem onu nerden bulmuşlardı ki. Doğru ya telefonunda ki GPS açık kalmış. Nerden girdi bu işe şimdiden pişmanlık duydu. Yola doğru ilerledi ve onu bekleyen siyah, yüksek arabaya bindi. Camlar bile simsiyahti.
Arabada telefonla konuştuğu adam karşısında oturuyordu. Cansu iyice korktu. İçinden 'Türkiye' de de böyle olaylar oluyor muydu ya ben bu tarz olayları filmlerde olur sanıyordum' diye geçirdi.
-Merhaba ben Rüzgar.(diyerek elini uzattı) Sizin korunmanızla bundan sonra ben ilgilenecegim. Artık siz nereye ben oraya. Bensiz nefes dahi almayacaksınız ve bensiz adım dahi atmayacaksınız. Anlaşıldı mı?
-E.. e.. evet...Diyebildi Cansu ancak. Şaşırmıştı, bu tarz olaylara alışık değildi haliyle. Hem adamın hali de neydi öyle? Kendini beğenmiş tavrına sinir olmuştu, ne demek onsuz nefes alamazmış. Tuvaletede mi onunla gidecekti? Şu an ki hali heyecan vericiydi ancak huzurunu kaçırmaya da yetmişti.
Gözlerini bağladılar Cansu'nun. Yaklaşık 2 saate yakın yol gittiler. Gözlerini açtıklarında kendini gizli bir pistte buldu. Küçük bir uçak bekliyordu onu. Rüzgar, 'hadi bakalım, gidiyoruz. ' dedi. Cansu nereye, kimle, nasıl diyemeden kendini uçakta buldu. Zaten çok stres altında kitlenirdi hep. Konuşamazdı. Daha ailesine bile haber vermemişti. Annesi babası çok korkarlardı. Acaba MIT dekiler haber vermişler midir diye dusundu yada onun haber vermesine izin verirler miydi?
Uçağa tabi ki özel koruma Rüzgar'da bindi. Anlaşılan ondan yakın zamanda kurtulamayacaktı. Acaba isterse bu ukala adamı değiştirirler miydi?
Uçak kalktı ve Cansu'nun gözlerini tekrar bağladılar. Acaba şimdi nereye gidiyorlardı.. Acaba daha nelerle karşılaşacaktı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YERALTI GENETIGI
Science FictionTürkiye de geçen bir hikaye... Gizli bir genetik laboratuar... Kıbrıs adasının altında kurulan bir genetik merkez... Iki gencin çevresinde dönen bir bilim kurgu dünyası... Cansu üniversiteyi yurt dışında okumuş ve prestijli bir biyolog olmuştu...