BELGİSİZ ZAMİR

914 51 2
                                    

(Multimedia Miray)
Hep birlikte masaya geri oturduk sonra Çağatay'ın telefonuna bir mesaj geldi Çağatay ağzında bir kügür geveleyerek masadan kalktı sınıf kapısının hemen yanında telefonla konuşuyordu "Büşra, Çağatay'a ne oldu?" diye sordu Sena
"Bilmiyorum..."
"Bence yanına git" dedi ekleyerek Çağatay'a uzun bir süre baktım "Rahatsız edilmek istemez bence" dedim kafasını evet anlamında salladı bemdd ona zoraki bir şekilde gülümsedim bu arada Anıl Sena'nın sırtını sıvazladı Senada ona sarıldı onları çok kıskanıyordum o arada Çağatay geldi ona ne olduğunu soran bakışlar attı bana gözlerini irileştirip omuzlarını silkti, salak anlamamışmıydı?
"Ne?" diye haykırdı "Ne olduğunu açıklamayı düşünüyormusun" diye haykırarak karşılık verdim "Sanane" dedi "Sadece doktora gitmiyoruz bunu bilmen yeterli!" diye ekledi neden diye sorardım ama içimden uzatmak gelmiyordu bu yüzden sustum.
Birkaç sıkıcı dersten sonra en sonunda okul bitmişti Çağatay'a ne olmuştu çok merak ediyordum eve geldiğimizde hızlı bir şekilde üst kata çıkmıştı bende umursamadan koltuğa oturdum kulaklıklarımı takıp müzik dinlemeye başladım Lana Del Rey-Summertime Saddness'ı dinliyordum en sevdiğim şarkı olur kendisi...
Telefonumdaki tüm müzikleri dinledikten sonra kulaklığımı çıkardım ama hala bi müzik sesi duyuyordum bu telefonumdaki müzikler gibi değildi sözleri yoktu sadece müzik aletinin sesi kulaklarımı dolduruyordu bu çok güzeldi nerden geldiğine bakmak için ayağa kalktım önce bahçeye çıktım ama ses ordan gelmiyordu sonra içeri girip bütün odaları aramaya başladım tüm odalara bakmıştım tek bir oda dışında ......
ÇAĞATAY'IN ODASI
Oraya girmek konusunda bir tereddüt ettim önce kapıya yaklaştım ses ordan gelmiyorsa boşuna girmek istemiyordum sesin ordan gelmemesi için dua ettim ama ses ordan geliyordu gözlerimi yumarak içeri girdim neden girmiştim ki? sesin nerden geldiğini öğrenmiştim işte geri gitseydin ya salak... Ama artık çok geçti içeri girdiğimde dev gibi bir piyano ve karşısında oturan fazla yakışıklı bir çocuk vardı... Çağatay piyanomu çalıyordu?

Çağatay beni fark etmemiş gibi çalmaya devam etti uzun parmaklarını piyanonun tuşlarında gezdiriyordu bu çok güzel görünüyordu...

Bu manzara karşısında donup kaldım,Çağatay beni en sonunda fark etti "Ne yapıyorsun sen burada?" diye sordu "Piyanomu çalıyorsun" dedim hiçbir şey açıklamadan "Evet" dedi karşılık olarak bense ona doğru yürümeye devam ettim önündeki nota defterini aldım ve karıştırmaya başladım o ise hiçbir tepki vermeyerek beni izledi bir sayfada donup kaldım bunlar A Great Big World ve Chiristina Aguilera'dan Say Something'ti "Bu şarkıyı çalabiliyormusun?" dedim şaşkınlık dolu bir sesle "Çalışıyorum" dedi benim aksime umursamaz bir sesle "Çalsana" dedim nota defterini elimden aldı parmaklarını tuşların üstünde gezdirmeye devam etti şarkı mırıldanmaya başladım bana bakıp gülümsedi sonra şarkıyı söylemeye başladı sesi bir mucizeydi bende bir özgüben patlaması oluşup söylemeye başladım seslerimiz birbirine çok uygundu yüzlerimiz çok yakındı kalbimin anormal atışlarına aldırmadan söylemeye devam ettim ama asıl şaşırdığım şey; Çağatay ne nota defterine nede tuşlara bakıyordu. O bana bakıyordu ve GÜLÜMSÜYORDU...
Yüzlerimiz dahada yaklaştı gözlerinin içinde kayboluyordum yüzünde hiçbir kusur yoktu bana dahada yaklaştı birden öpücek sandım gözlerini yumdu şarkının sonundaydık şuan öpebilirdi beni her an öpebilirdi belkide ÖPÜCEKTİ...
Yüzünü daha çok yaklaştırdı yüzüm bordoya dönmüştü hayalim gerçekmi oluyordu? Yutkundum yüzü daha çok yaklaştı çok heyecanlıydım Çağatay Savaş beni öpücekti, dudakları açıldığı an aşağıdan bir ses duydum,lanet olası kapı çalınmıştı kimdi bu şimdi kim olduğu umrumda değil yinede tebrik ediyorum çok iyi bir zamanlaması var.
"Ben bakarım" dedim hala kıpkırmızıydım "Tamam" dedi ve piyanosuna geri döndü aşağıya hızlı adımlarla indim ve kapıyı açtığımda bir kızla karşılaştım kızın uzun turuncu saçları vardı gözleriyse masmaviydi çok az çilleri vardı kız bana garip bir şekilde bakıyordu ben ona farklı bakıyordum sanki.
Yukarıdan bir ses geldi "Kim geldi cüce?" dedi Çağatay önümdeki kız "Miray!" diye bağırdı ve beni yok sayarak içeri girdi Çağatay'da gelmişti "Akşam gelmen gerekmiyor muydu?" diye sordu Çağatay "Çok özel bir anı bozdun" diyede ekledi bunu derken bana bakıp alaycı bir şekilde gülmüştü beni utandırmaya bayılıyordu kızarmama aldırmadan bu kızın kim olduğunu anlamaya çalıştım "Zaten hazırlanıp çıkıcam arkadaşlarım bekliyor,bu arada özel an derke-" sözünü bitirmeden bana baktı "Peki tamam anladım" dedi Miray denen kız, bizi sevgilimi sanmıştı,keşke "Hayır,şey öyle değil" dedim telaşla Çağataysa alaycı bir şekilde gülüyordu "Açıklamana gerek yok bulaşmayacağım" dedi o kız "Biz sevgili değiliz" dedi Çağatay en sonunda düzgün birşey söyleyerek "Peki neden senin evinde" dedi Miray "Uzun hikaye sen hazırlan,bu arada ikinci misafir odasına gir birincisi dolu" dedi Çağatay kız bana elini uzatatak "Ben Miray" dedi "Büşra" diye ekledim
Merhaba arkadaşlar uzun zaman oldu bu bölümü yazmak için çok uğraştım yaklaşık 10 kere falan silmişimdir aslında bölümün içeriği çok farklı olucaktı ama niysi
Uzun zamandır bölüm yazmamıştım özür dilerim daha uzun olucaktı ama hemen paylaşmak istedim
Unutmayın oylar ve yorumlarla daha hızlı ve daha güzel bölümler çıkabilir
Seviliyorsunuz...

FüzyonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin