Video video videoğğ!
Eve geldiğimizde sırayla duş aldık ve her güne yeni bir film geleneğimizi bozmadan cipslerimizi alıp bilgisayar başına geçtik. Büyükannemin yemek yememiz konusundaki sitemlerine kapıyı usulca kapatarak bir son verdikten sonra yorganın altında bilgisayar ışığıyla gördüğüm gözlerine en dostçul bakışımı attım ve kulaklığın birini ona uzattım. Filmi seçme sırası bendeydi ve piç gülümsemesi de öyle.
"Ne izliyoruz?" dedi saf saf.
'Ben Seni sen filmi güzelim..' dedi iç sesim.
"Maviyi sever misin?" dedim gözümü ekrandan ayırmadan.
"Koyu tonlarını evet."
"Anlaşıldı, bende açık tonları severim. Yani diyorsun ki Helena..."
Filmi tarayıcıya yazdım,
'Mavi En Sıcak Renktir tr dublaj'
"Bunu izleyelim, öyle mi?"
İfadesizce ekrana baktı. Hadi canım! Bu filmi bilmiyor olamazsın!
"Konusu ne?" dedi cipsi ağzına atarken.
Gülümsedim. "Bilemiyorum... Yani IMDB puanı yüksekti ve hakkında hatırladığım tek şey adı.İzleyelim mi?"
"Ödül almışsa olur."
"Almış almış, palmiyelisinden hemde.." dedim kahkahayla.
Aslına bakarsanız, şok olmuştum. Bu filmi nasıl bilmezdi? Yoksa salağa mı yatıyordu? Bu bana yanlış şeyler düşünmememi söyleyen bir subniminal mesaj olabilir miydi? Böyle şeyler hakkında hiç mi bilgisi yoktu!
Filmi başlattım. Cipsten bir avuç alıp filmi 3.izleyişimin tadını çıkarmaya çalışıyordum ama.. Onunla izlemek bana anormal bir heyecan aşılıyordu. Tanrım! Belki bu film miladımız olurdu, ha? Belki filmin sonunda bana da mavi saçın yakışacağını falan söyleyecekti..
Gözünü bir an bile ekrandan ayırmıyordu. Onu tanıyordum, izlerken bir filmi, başrol yapıverirdi kendisini. Duyguları benimseyip en derininde hissedebilmek, filmi sindirebilmek için. Peki başrolun hayallerindeki mavi saç yerine ben konacak mıydım?
Bir an önce şu karşılaşma sahneleri gelsin istiyordum, resmen içim içime sığmıyordu tam şu an. Böyle zamanlarda midemde feci bir gaz sıkışması olduğundan uslu kız olup tuvalete gitmem gerektiğini söyledim. Hızlı olup tepkilerini kaçırmayacağım konusunda da kendimi öğütledim.
Odamın kapısını açtığımda büyükannem halen söyleniyordu, dayanamayıp mutfağa gittim.
"Teşrif ettiniz prenses hazretleri.. Yok yok! Pembe kazak giydirip pazara götüreceğim ben seni.. Ancak öyle iflah olursun sen!"
Dizisini izlerken bana laf yetiştirmesi alışıldık değildi.. Yanına gidip bir öpücük kondurdum yumuşak yanaklarına.
"Canım benim.. Sen iste on tabak yiyeyim ben senin patlican yemeğinden! Hatta dur alayım hemen de odamda halledeyim ben onu.."
Gülümsemesini saklıyordu kendince kraliçem.. Hayattaki en önemli varlığımdı o benim.
Tabağıma bir tatlı kaşığı kadar yemek koyduktan sonra su almak için lavaboya ilerledim, Helena'nın telefonu hemen önümdeydi. Ellemeyecektim elbette! Eğer arka arkaya 4 mesaj gelmeseydi..
Şifreyi bildiğimden vakit kaybetmeden kik uygulamasına girdim. Mesaj Josh'tan dı.
"Seni özledim Helly.. Sıcak dokunuşların, ay ışığındaki dansın ve elbisenin ucundaki pileler.. Seni özledim, gerçekten özledim!" 21.03
"Neden yanıtlamıyorsun?" 21.07
"Hey! Biliyorum mesaj atmamamı söyledin ama buraya geleceğin gün için sabırsızlanıyorum.." 21.10
"Ve şimdi sadece saatler kaldı bebeğim." 21.11
Ekrandan gözümü alamıyordum. Tanrım! Bu da ne? Helena bana yalan söylemezdi! Neden söylesin kardeşiyim ben onun! Yani o öyle düşünüyor, kardeşiz biz.. Birşeyler anlamış olması.. Bu imkansız!
"Buzdolabında kola var, doldur Helenaya da.."
Ah büyükanne.. Ne yapacağım ben!
Biliyorum, biliyorum fazla kısa oldu.. Ama daha sık yayınlamaya çalışacağım yorum ve oylarınızı görünce daha da mutlu olacağım! (VİDEO!)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstediğim Sensin (LGBT)
Teen Fiction'-İlk defa bu gözle bakıyorum hemcinsime..' Kimdim ben? Sandığım kişi mi? Herkes gibi biri mi? Yoksa farklı olduğu için yargılanmaya mahkûm biri mi? KİTAPTA MEVCUT İNSANLARA HASTALIKLI, SAPIK, SAPKIN veya HEYECAN ARAYAN SAYKO diyen HOMOFOBİKLERDEN İ...