8. BÖLÜM

134 66 12
                                    

Biraz geç oldu ama birkaç gün önce Miray'ın yani Avril'In doğum günüydü. İyiki doğdun AVRİL LAVİGNE

İyi okumalar :)

***

7. BÖLÜMÜN SON KISMI

İşte şimdi işler değişmişti. Benden ne için intikam istediğini bilmiyordum ama bildiğim tek bir şey vardı.

Eğer o beni bu kadar rahat kullanabiliyorsa ben de onu kullanabilirdim.

***

8. BÖLÜM

Kuzey'in yanından ayrıldıktan sonra şoförümüzü aradım ve bulunduğum yere bir araba göndermesini söyledim.

Orada beni öpmesine izin mi vermeliydim? Yoksa iyi mi yapmıştım? En azından kolay lokma olmadığımı anlamıştır diye düşünüyordum. Ama bir yandan da beni kendimden bile iyi tanıyordu. Bunu baştan bilmesi gerekirdi.

Daha ne yapacağını tam olarak bile bilemezken ben neye karışmıştım böyle. Belki de en başından birinden yardım almam gerekirdi.

Arkamdan gelen adım seslerini duyunca bakışımı o tarafa yönlendirdim. Kuzey'i çok sinirli bir şekilde bana doğru gelirken gördüm. Sanırım arkamdan gülmek yerine onu reddettiğim için kızmıştı. Hemen adımlarımı hızlandırarak ileriye doğru gitmeye başladım. Kolumdan bir el beni tutup çektiğinde bunun Kuzey yerine başka birisini gördüm. Bu da nereden çıkmıştı şimdi?

Karşımda Mete'yi (deve güreşindeki oğlan)gördüğümde çok şaşırmıştım. Ağzımı kapatarak beni bir ağacın altına çekti. Elinden kurtulmak için debelenirken o beni daha sıkı tutmuştu.

Bana ne yapacaklardı acaba? Kuzey de buraya varmak üzeredir diye düşündüm.

"Bağırmayacaksan elimi çekeceğim"

Hızla başımı salladım. Çünkü gerçekten nefessiz kalmıştım.

Mete yavaşça elini çekti.

"Bak sana anlatmam gereken şeyler var."

Kaşlarımı merakla havaya kaldırdım. Tam o anlatmaya başlayacağı sırada arkadan Kuzey'in bana seslendiğini duydum. Sesi biraz daha yumuşamış gibiydi.

" Hemen kaç buradan otele git. Bak kuzey şimdi sinirli sana zarar verebilir." Diyerek beni iteklemeye başladı. Ben de onun söylediklerine uyup koşmaya başladım. Zaten birkaç yüz metre uzakta arabayı bulmuştum. Arabaya atlayıp şoföre hemen otele sürmesini söyledim.

--------

Sabah Damla'nın popomu dürtüklemesiyle güne söverek uyandım.

"Ne yapıyorsun kızım ya" diye cırladığımda sesimden dolayı yüzünü buruşturdu. Kendi sesimi duyduğumda ben de yüzümü buruşturdum. Sonra ikimiz de birbirimize bakarak gülmeye başladık.

"Uçağı kaçıracaksın hadi" diyerek altımdaki çarşafı çekti. Çektiği gibi ben de yeri boyladım tabii. O bana kahkahalarla gülerken ben de yatağımın başındaki suyu onun suratına doğru fırlattım.

Bu sefer kahkaha atan taraf ben olmuştum.

Üstünü değiştirmek için banyoya gittiğinde ben de popomu ovuşturarak ayağa kalktım. Masanın üstünden telefonumu alıp bildirimlere baktım.

Bildirim olmadığını görünce telefonu tam geri yerine bırakıyordum ki mesaj sesiyle geri telefona baktım. Kalbimde nedenini anlamadığım bir kıpırtı oluştu. Ama bu kıpırtının nefretten mi yoksa başka bir şeyden mi olduğunu çözememiştim.

Sonsuz Aşk #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin