12 Şüphe

2.6K 257 16
                                    

Yıldızınız ve yorumlarınız bol olsun~

Siyah arabaya doğru ilerlerken aklımdaki düşünceler sürekli birbirini tamamlıyordu. Birçok detay yakalamıştım. Ama ufak da olsa yanlış değerlendirip vereceğim tavsiye bir felakete sebep olabilirdi. Bu yüzden çok iyi analiz etmeliydim.

Cara'da sessizdi. Bakışlarım suratına yöneldiğinde donuk gözlerini gördüm. Fark edemediğim bir şey fark etmesi muhtemeldi. Ne de olsa benden daha tecrübeliydi. Araba şirkete uzaktı. Her ihtimale karşı önlem almıştık. Yürürken sessizliğe daha fazla dayanamayıp Cara'ya "Sence de bir şeyler tuhaf değil mi?" diye sordum.

Birkaç saniye sessiz kalsa da kısık sesle "Sırası değil sorma." demişti. Arabaya ulaştığımızda herkes bir şeyler sormak istese de ilk önce bizim konuşmamızı istiyor gibilerdi.

Ben ne diyeceğimden emin değilken Cara konuşmaya başlamıştı bile. "Şirkete girdiğimiz andan beri çok garip hissediyorum. Alice'nin beni anladığını düşünüyorum. Nasıl anlatacağımı bilmiyorum ama sanki gözden kaçırdığımız daha büyük bir şey var gibi. Çalışanlar özellikle. Bu kadar suç işleyebilen bir iş yerine göre fazla sakin. Sanki hiçbir şeyden haberleri yokmuş gibi. Bilmiyorum kafam çok karışık, Alice'yi dinleyelim biraz daha düşünmem gerek."

Cara'nın sözleri birbirine karışırken şaşkınlığımı belli etmemek için kendimi zor tutmuştum. Fark etmemiş miydi? Yoksa ben mi kafamda kurup onca şeyi uydurmuştum? Herkesin bakışları konuşmam için bana dönmüştü. "B-ben.." Buraya geldiğimden beri ilk defa ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.

Kendime küfretmeye başladım. Özgüvenim neredeydi kahretsin. Bakışlar üstümdeki baskıyı arttırıyor daha çok gerilmeme sebep oluyordu. Şaşırdıklarını fark ettim. Kekelediğimi görmeleri onları garip hissettirmiş olmalıydı.

Boğazımı temizleyerek kendimi toparlamaya çalıştım. Kelimeleri tekrar tekrar akıl süzgecimden geçiriyor yanlış cümle kurmamak için dikkatimi iyice toplamaya odaklanıyordum. Konuşmamı beklediklerini belli eden sabırsız gözlerini hissettiğimde duruşumu dikleştirdim.

Bu sefer sesimin titrememesine dikkat ederek konuşmaya başladım. "Cara doğru söylüyor. Ters giden bir şeyler kesinlikle var. Farkına varmamamız için çok dikkatli davrandıkları da doğru. Herkes sakin ve işine odaklanmış görünüyor. Ama istisnalar olduğunu düşünüyorum. İçeriye girdiğimizde kapıdaki görevliler bizi dikkatli incelemedi bile. Oysaki yasal olmayan işlerin döndüğü bir şirkette bu normalde imkansız olurdu. Daha en başından beri garipsedim.

Açıkçası şirketin ikiye bölündüğünü düşünüyorum. Yani bir gurup insan bizim peşinde olduklarımızken diğer grup gerçekten de işlerini yapan insanlar. Kapıdaki görevliler ise her ne kadar bize normal bir şirkete giriş yapıyormuşuz gibi dikkat etseler de yeterli değildi. Daha fazlası gerekiyordu. Bu davranışları bizi önemsiz gördüklerini düşündürdü. Küçümsüyorlardı." Sözlerim Felix'in sesiyle kesildi, gözleri alaycı şekilde üstümde gezindi ve kaşları havaya kalktı. "Sadece buradan bunu anlaman ve bu sonuca varman resmen saçmalık."

Gözlerimi devirdim daha başlamıştım ki. Henüz şirketin girişindeydim. Öfkeme hâkim olmaya çalışarak gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Ona ters bir şey söylemem şu anda bana fayda vermezdi. Diğerlerinin güvenini kazanmalıydım.

Bana inanmaları gerekiyordu. Artık söylediklerimin doğru tespitler olup olmadığını boş verdim. Yanlış çıksa bile söyleyecektim. Varsaydığım ihtimallerin yanlış çıkma olasılığı neydi ki?

Felix'in gözlerine bakarak "Lütfen izin ver de konuşmamı tamamlayayım" dedim. Diğerlerinin suratlarına baktığımda Felix'e katılıyor gibiydiler.

Ruby (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin