Sıcak ;içimi,gözlerimi,tenimi ve ruhumu yakıyordu.Ben evime kadar süren bu işkencenin,gözlerimi kırpmadan sonuna kadar gelebildim.Kapıya doğru yaklaştım.Annemin gözlerindeki o parıltının gözlerimi alacak cinsten olduğunu biliyorum.Annemden alacağım ilgi iyi gelecektir şimdilik yıpranmış ruhuma.Kapıyı vurdum,tam dört kere! Kapı aralandığında annem
''İlkim''dedi. Pia der gibi...
Sarıldı boynuma direk,her seferinde olduğu gibi dolmuştu gözleri.Bunu yaparken annem hiç konuşmazdı uzun uzun saçlarımı koklar,öylece sessizliğini korurdu.Annem babam gibi değildi,babam annem gibi olamazdı zaten.Beni hayatımda annem kadar kimse anlayamazdı !En yakın dostlarımla dahi paylaşamadıklarımı annem ile rahatlıkla paylaşa biliyordum.Sanırım annem, benim kendimi sevdiğimden daha çok seviyordu.İlkim derken bile bunu isim olarak söylediğine inanmıyorum.Pia der gibi ilkim diyor,sesleneceği zamanda Pia diyerek çağırıyordu beni.
Eve girdiğimde her şey yerli yerindeydi.Odamı,resimleri,balkonu,bahçeyi,yatağımı ve yatağımın dibinde duran tekli koltuğu ama en çokta annemi özledim.Anneme giden evin yokuşunda sigaralara pazarladığım ciğerlerimin yetersizliğini de özlemişim.Balkona doğru yürüdüm,etrafta pek bir değişiklik yoktu.Zaten bende bu halini özlemiştim.Annem geldi, bir yerden hazırladıklarını atıştırırken bi yerden muhabbet ediyorduk.
Çayımı aldım yudumlamak için elime.
Birden ''Çayına şeker atmadın ''diye seslendi annem yüksek bir ses tonuyla.
''Çayıma şeker atmıyorum zaten canım benim.''
''Sende mi''
''Evet,Şubat'da atmıyor ondan alışkanlık oldu bana da''
Annem suskunluğunu koruyordu,anlamadığını düşünerek
''Şubat'da atmıyor yani''diye tekrarladım sözümü.Annem yine cevap vermedi.Her zamanki gibi yine dalmıştı uzaklara.İnsanın en uzağa gidebilmesi için geri gitmesi gerekmez mi ?Peki annem ne kadar uzağa gidiyordu.Bundan nefret ediyordum aslında.Kendimi bildim bileli hep bu yersiz uzaklara dalışlarıyla aramızdan ayrılırdı annem.Bende böylece alışmış olmalıyım annemden ayrı kalmaya.
''Anne ?''
'Efendim canım ,evet '' Diye cevap verdi fakat söylediğim şeyle bağdaştırılamaz bir cevaptı bu.
''Yine daldın uzaklara.''
''Seni özlemişim ''diye ekledi sokağı izleyerek.
Bende özlemiştim annemin karşımdan ruhen yok olup gitmesini.
Konu babamdan açıldı,işimden,Şubattan ve Annemin arkadaşlarından.Annem Şubatın yarın geleceğini biliyor,ve sürekli sorular soruyor onun hakkında,bende heyecanlanmıyor değilim bu tanışma konusunda.Hala endişelerim yok değil bu tanışma faslının gerçekleşmesinde.
Yarın kendisine sorarsın Aydan hatun diyerek,merakını gidermeden geçiştiriyordum konuyu.Anneme Şubat'ın arkadaşının yazlığında ,şubatla sakin bir şekilde 1 hafta tatil yapacağımızı söylemiştim.Babamın geleceğimden haberi yoktu bu sebepten.Babam gelmeden,yazlığa gitmeli ve evi görmeliydim ,birazda olsa toparlanmaya ihtiyacı vardır muhakkak.Çokta yorgunum ,gidip dinlensem fena olmazdı.Önce odama geçip gerekli eşyalarımı aldım ,salondan geçerken bir kitap gözüme çarptı,ilginç bir kapağa sahipti kitap. ''Saat Az Önce Durdu''yazıyordu üstünde ve baya da eski bir kitaptı, daha önce hiç karşılaşmadım oysa.Okuduğum kitaplara da benzemiyordu,ilk sayfasına baktım ''Saat Az Önce Durdu,pili bitmiş olmalı '' diye başlıyordu. Annem mutfakta bir şeyler ile uğraşırken bende kitabı okumaya dalmıştım.Çok derin bir anlatım gücü vardı yazarın,ara verilecek cinsten değil.Okurken nefes alışım biraz daha hızlandı,tam kendimi kaptırmışken, ''kim bu yazar diyecektim ki annem konuya hakim oldu.
''Aah orada mı unutmuşum kızım onu?''
''Anne nereden buldun bu kitabı ?''
''Onu babanla evlenmeden önce,bir parkta otururken bulmuştum.Birisi unutmuş olmalı ve bende merak edip okumaya başlamıştım.Hatta ben o kitabı tekrar tekrar okudum ve şuan bulunduğun sayfada yazanları sana söyleyebilirim.O kitabı okurken çok etkilenmiştim ve hayatıma yeniden başlangıç yapma fırsatı tanıdı bana .Aynı yazarın başka hiç bir kitabı yok,çok aradım lakin bulamadım.Durum böyle olunca bana da aynı kitabı tekrar tekrar okumaktan başka çare kalmadı.Sakladım bunca yıl o yüzden biraz yıprandı ve eskidi zamanla,artık biraz daha nadir okuyorum ama hep kendimi buldum ben o kitapta.Anlatılanlar biraz ağır ama okuyabilirsin istersen''
''Neden olmasın çok merak ettim açıkçası Annecim.Daha önce neden hiç görmedim ,yada fark etmedim bilmiyorum''
Annem beni çok şaşırtmıştı.Annemi çok nadir kitap okurken görmüşümdür ama ezbere bildiği bir kitaptan bahsetti az önce . Güzel bir kitap bulduğuma sevindim,ama şimdi çıkmalıydım evden.Gerçekten ayakta duracak kadar gücüm olsa, bu gücü ayakta durmak için değil, bir sigara içmek için harcardım .Çünkü hala anneme midemi bu denli bulandıran şeyden bahsedecek kadar cesaretim yoktu. Lakin gitmeliyim,az önce çağırdığım taksi gelmişti.Bütün gerekli eşyalarımı yanıma aldım ve
''Yarın görüşmek üzere ,telefondan haberleşiriz'' diyerek ayrıldım evden.
Hava kararmaya başlayacaktı birazdan, güneş sıcaklığını şehrimden çekmiş ,varlığını gizlemek üzereydi.Taksiye yaklaştım,şoför eşyalarımı aldı bagaja koyuyordu.Balkonda diğer yarısını kaybetmiş gibi bakan kadına el sallayıp arabaya bindim.Şoförü bekliyordum,genç bir çocuktu koltuğuna geçince aynadan gözlerimin içine baktı.Gözleri yeşili sarıya çalıyordu adeta.
''Evet hanımefendi nereye gidiyoruz 'kalın bir ses tonuyla seslendi.
Birden bakışlarımı kaçırdım .Adres kağıtta yazıyordu, ''Gölyaka köyüne gideceğiz'' kağıdı uzattım ve hareket etmeye başlamıştı araç.
Bir an önce kendimi yatağa atıp dinlenmek istiyordum,babamı da özlemiştim ama planımız gereği bu hafta görüşemezdik.Burada olduğumu bilmemeliydi,Şubat'la olan tatilimize onay vereceğini düşünmüyorum çünkü.Güzel bir tatil olacaktı,ev nasıldı acaba...
Hava kararmıştı yazlığa geldiğimde,ev dubleks bakımlı gözüküyordu.Bahçesi de aynı şekilde.Kapıyı açtım,ışığı yakıp içeriye doğru yürüdüğümde ,evin içi de aynı şekilde bakımlıydı.Şık bir tasarıma sahipti .Biraz havalanması gerekiyor sadece.Resimler tozlanmış uzun zamandır uğranmamış olmalı.Evi dolaştım Şubat'ın dediği kadarda varmış,üstümü değiştirip yatağa uzanmadan önce bir duş alsam iyi olacaktı,odaları tamamen gezdikten sonra,valizleri boşalttım.Yarın Şubatla beraber evle ilgilenebilir ,eksikleri giderebilirdik ,o yüzden hemen duşa girdim.Kendimi sıcak suyun içine bıraktığımda gözeneklerimin açıldığını hissediyordum.Bedenimdeki sn enerjiyi de bu şekilde dışarıya atıyordum.''No Clear Mind-Dream is Destiny'' dinleyip uyumak için güzel bir andı.Duştan çıkınca uyuyacağım için hiç enerjiye ihtiyacım yoktu.Bu yüzden soğuk suyla gözeneklerimi kapatmama da gerek yok.İşte bu güzeldi.Eşyaları yerleştirdikten sonra yatağa uzandım. Şubat'ı arasam iyi olacaktı,telefonumu çıkarttım şarjdan.Arayan soran yoktu,sıkılmıştım da yeterince.
''Alo''
''Alo canım''
''Canım benim ne yapıyorsun''
''Hiç bilgisayarda zaman geçiriyorum''
''Sen ne yaptın geçtin mi yazlığa?''
''Evet 1 saat önce geldim,duş felan aldım şimdi uyumak için yatağa geçtim.Ev bahsettiğin kadar güzelmiş hayatım...''
''Evet biliyorum,bende çok yorgunum yola çıkacaktım işten sonra,fakat bu halde araba kullanmak istemedim sabah erkenden geleceğim.''
''Bence de gel bir an önce ,yeterince sıkıldım burada,annemin yanında da fazla duramadım,biraz tedirginim de...''
''Ne için tedirginsin''
''Bilmiyorum yalnızlıktan olsa gerek ,biraz da sessizlikten.Yatıp uyumalıyım bir an önce yoksa zamanın geçeceği yok.Hem seni de özledim..''
''Hımm bensizlikten yani o anladım..''
''Şımarma hemen''
''Şaka yapıyorum canım. Yat uyu sen,dinlen bir an önce''
''Pekala yarın görüşmek üzere kendine iyi bak''
''Hadi iyi uykular sana ,öptüm '' telefonu kapattık ,yatakta bir sağa bir sola dönüyordum ,yorgundum ama uykum yoktu hiç,Şubatla nişan yapmalıydık bir an önce .Annemle tanıştıktan sonra bu konuyu tekrardan konuşmalıydık.İşler ciddileşiyordu,halk tarafından tanınması biraz sıkıntı gibi ama bu durum beni de her ne kadar rahatsız etse ,aldırış etmemek için elimden geleni yapıyordum. Çünkü Şubat'ı seviyorum.Onu kaybetmemek için göz yummam gerek bu konulara.Hem onunda elinde olan şeyler değil .İlk başlarda zor oldu ama bu konuları atlattığımı sansa da o,canımı hala sıkan bir konu aslında. Bir an babamla da tanışmalı ,nişanda yapılmalı diye .Şuan kıskanıyor olmamdan kaynaklı da olabilir düşüncelerim bilmiyorum ama sakin kafayla oturup düşündüğüm zamanda erken olduğu kanısına varıyorum . Her şeyi akışına bıraksak iyi olur ama şubat için,Birden kapı çaldı. Kimdi bu?,kim olabilirdi ki ? Açmamalıydım yada açmalıydım, telaşla çıktım yataktan. Telefonumu aldım Şubatı aramalıydım,Her yer çok sessiz ve şehirden 20 dakika kadar uzakta bir köy yerindeydim. Komşularında sesleri çıkmıyordu hiç.Kapıya yürürken Şubat'ın telefonu açmasını bekliyordum .En nihayetinde Şubat cevap verdi.
''Alo canım''
''Alo Şubat kapı çalıyor ama kim olduğu konusunda hiç bir fikrim yok.kim olabilir ki ?''
''Bilmiyorum! kim olabilir komşulardır belki''
''Bilmiyorum ama korkuyorum gerçekten''
''Kimmiş acaba,aç istersen kapıyı.Komşular olabilir.''dedi soğukkanlı ve umursamaz bir sesle.Sinirlenmiştim.Kapıyı açmak istemiyordum,komşularsa da neden gelmiş olabilirler ki ,müsait değilim.Görüşmekte istemiyorum hem kimseyle.Kağıpıya yaklaştım
''Açmasam olmaz mı ''dedim ürkek bir şekilde,gözlerim büyümüştü korkudan.
''Merak etme bak bakalım ''derken kapıdan gelen ses, beni şok etmişti.Duyduğum sesin sahibi oydu,neye uğradığımı şaşırdım.Bu nasıl olurdu ,imkansız dedim kendi kendime .
''Oradamısın'' dedi .
Hayır diyemezdim,kısık bir sesle ''Evet''dedim kapının ardına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERENCAM
General FictionHiç bir dil ve düşünce özlemi anlatacak kadar güçlü değil.İnsan bu yüzden özledikçe sessizleşir. Evet sessizleştim.