10. BÖLÜM

502 65 64
                                    

Bilin bakalım kim birsürü gruvia fotoğrafı buldu ve hepsini sizle paylaşacak? Tabiki ben! Hdhdhfh hatta bunun hakkında kitap yapıcam böyle konuşuruz, saçmalarız falan bdndjdnd.

Bir de hikayede küçük bir değişiklik var, karakterler 16 değil 18 yaşında . Değiştirdim çünkü 16 yaş biraz küçük geldi nfmfmf yani başından beri 18 yaşında olarak kabul edin.

____________________________________

"Evet, kolyeme bakınca onu hatırlıcam ama seni hatırlatacak bir eşyaya ihtiyacım yok. Çünkü seni hiç unutmayacağım."

"Gerizekalı. "
Diye mırıldandı Juvia hala uyuyan Gray'e bakarak. Oflayarak gözyaşlarını sildi ve çantasını alıp banyoya gitti. Elini yüzünü yıkadıktan sonra kıyafetlerini giydi ve saçını taradı. Saatine son bir kez baktıktan sonra tuvaletin kapısını açtı ve Gray'in kıyafetlerini katlayıp salondaki masanın üstüne bıraktı.
Gray'e dönüp ona baktığında Gray birden gözlerini açtı ve hızla koltukta doğruldu. Juvia onun bu ani hareketine karşılık İstemsiz olarak küçük bir çığlık atıp kalbini tutarak ona bağırmaya başladı.
"Piskopat mısın! Niye böyle birden hortlamış gibi kalktın be? "
Dedi nefes nefese. Gray ise yüzünü buruşturarak başını tutuyordu. Nefesini dışarı üfledi ve uykulu Gözlerle Juvia'ya baktı.
"İğrenç bi' rüyaydı. "
Diye mırıldandı gözlerini kapatarak. Sonra gözlerini açmadan tekrar koltuğa attı kendini ve uyumaya devam etti.
"Yuh ya.. Koala gibi çocuk. "
Diye mırıldandı Juvia şaşkınlıkla yine uyuyakalan Gray'e bakarak. Yanına gidip yüksek sesle seslendi ona.
"Gray! Uyan Artık! Geç kalıcaz! Ve ders Laxus Sensei! "
Diye ard arda bağırıyordu. Gray gözlerini açmadan elini Uzattı ve mırıldandı.
"Kalkmama yardım edermisin..."
Juvia nefesi dışarı üfleyip Gray'in elini tutup çekmeye çalıştı. Ama başarısız olunca homurdandı.
"Kendini de çekmeyi denesene bi."
Dedi tüm gücüyle onu kaldırmaya çalışırken.
"Tamam..."
Dedi ama kalkmaya çalışırken yanlışıkla Juvia'yı çekti ve Juvia dengesini sağlayamayıp onun üstüne düştü. Gray ve Juvia kafa kafaya tokuşurken Gray acıyla burnunu Juvia da Yüzünü buruşturarak anlını tutuyodu. Juvi hemen ayağa kalktığında Gray pestili çıkmış bir şekilde yatıyordu. Bir eli hala burnundaydı.
"Sana nasıl küfretceğimi bilemedim Juvia. "
Diye mırıldandı acıklı bir sesle.
Juvia koluna vurup çıkıştı.
"Sus sen!"
Gray gözünü açtığında Juvia şaşkınlıkla ona baktı.
"Ağladın mı?"
"Yok, ne ağlaması. Burnumu kırdığın için gözüm sulandi sadece. "
Dedi ona suçlayıcı gözlerle bakarak.
"Ha tamam..
"Çok acıyor mu?"
"Azaldı acısı biraz."
Juvia kafasını sallayıp yerdeki çantasını.
"Ben gidiyorum o zaman. "
"Nereye? "
Diye sordu merakla Juvia'ya bakarak. Juvia ise tuhaf bir şekilde ona baktıktan sonra saatini gösterdi.
"Okula, geç kaldım. Bence sen de hazırlanmalısın. "
Dediğinde Gray nefesini dışarı üfledi ve ayağa kaltı
"Bekle beni, beraber gidelim.
"Bu arada ben neden koltukta yatıyordum? En son hatırladığım beni uyandırmanı söylemekti."
Dedi tek kaşını kaldırarak. Juvia biraz kızardığını hissedince gözlerini kaçırdı.
"Uyuyakalmışım. O yüzden."
"Tamam o zaman. "
Dedi tereddüt ederek. Aralarında soğukluk olduğunu farketmişti. Son bir kez Juvia'ya bakıp konuştu.
"Bir şey mi oldu?"
"Geç kalıyoruz Gray! Git giyin artık! "
Gray bir süre ona boş boş baktıktan sonra kafasını salladı ve odasına doğru yürümeye başladı
"Deli mi bu kız?"
Diye mırıldandı yüzünde istemsiz oluşan gülümsemeyle.

"Hadi Gray! Geç kalıyoruz!"
Diye seslendi Juvia salonun içinde dolanırken. Dikkatini duvarda asılı olan tablolar çekmişti. Düzensiz şekilde sıralanmış altı tablo birbirini tamamlayan bir resimdi. Juvia o resme hayranlıkla bakarken gözlerini kısarak yaklaştı ve resmin alt tarafını oluşturan tabloya baktı. Amacı bu resmi çizen ressamın imzasını görmekti.
Gözleri resmin sağ alt köşesindeki imzaya takılınca şaşkınlıkla ağzı açıldı.
"Yok artık..."
Diye mırıldandı. 'G. FULLBUSTER ' imzası onu şoka uğratmıştı. Birkaç adım geri çekilip resmin tam haline baktı. Ardından gözleri yan duvardaki devasa boyutta olan tuvale kaydı. Çizmesi yıllar sürmüş gibi duran bir resimdi. Her noktasında ufacık detaylar vardı.
"Ciddi olamazsın..."
Diye mırıldandı hızla o tabloya yaklaşırken. Sağ alt köşeyi bakınca yine o imzayı gördü.
'G. FULLBUSTER '
Tabloyu daha detaylı incelediğinde farkettiğinde detayla gözleri şaşkınlıkla büyüdü. Kalbi heyecandan hızlıca çarparken Yüzünde bir gülümseme oluşmuştu. (O detayı asla öğrenemeyeceksiniz jdjdjdj)

"Ben hazırım, hadi gidelim."
Diye seslendi Gray kapının eşiğinde Juvia'ya bakarak. Juvia hızla ona döndü ve tabloları gösterdi.
"Bunları sen çizdin, değil mi?"
Gray nefesini dışarı üfleyip kafasını salladı.
"Evet de, geç kaldık hadi."
Dedi ve kapıya doğru yürümeye başladı.
"Ah, tamam. Geliyorum. "
Dedi Juvia hızlı adımlarla onu takip ederek. Ona baktığında yine ağzında sigara olduğunu gördü ve sinirle konuşmaya başladı.
"Abartmıyor musun? Daha kahvaltı bile yapmadın."
"Hayır, abartmıyorum."
Dedi dudaklarının arasındaki sigarayla. Apartmandan çıkıp yürümeye başladıklarında çakmakla sigarasını yakıp derin bir nefes aldı. İki parmağını şakağına götürüp iki kere yavaşça vurdu.
"Bu duman zihnimi bulanıklaştırıyor. O korkunç rüyaları da.."
"Rüya mı?Ne rüyası?"
Gray yüzünü buruşturarak dumanı dışarı üfledi.
"Her gece korkunç sahneler görüyorum. Bu son birkaç aydır daha kötüleşti. "
Dedi donuk gözlerle ileriye bakarak.
Juvia sessiz kalmakla yetinip onun gibi ileriye baktı. Havada yoğun bir sis olduğundan gözlerini kısarak ilerliyorlardı.
Bir süre sonra arkalarından gelen bir ses duyuldu.
"Gray?"
Gray ve Juvia hızla arkalarına döndüklerinde ona seslenen kişi gülümseyerek konuşmaya devam etti.
"İnanamıyorum, bu cidden sensin!"
Dedi sevinçle ve hızla Gray'in boynuna sarıldı. Gray şaşırmış bir şekilde ona ayırmaya çalışırken kendisi ayrıldı ve sırıtarak yanında Duran Juvia'ya baktı.
"Demek sen de geldin.
"Mavi ucube... "

YABANCI -Gruvia-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin