message [three]

140 27 7
                                    

Kirkland kalbindeki boşluğu doldurabilmek için neredeyse her yolu denemişti.

Bir sürü kadınla birlikte olmuştu gençken. Sonra kadınları o kadar da sevmediğini anlayıp erkeklerle cinsel ilişkiye girmişti.

Ancak kalbinin ortasındaki o boşluk asla dolmamıştı. Bazen geceleri kalbinin ortasındaki boşluğa yıldızları ektiği rüyalar görürdü. Sonra yıldızlar büyür ve İngiltere'nin üstünde parlardı.

Derin bir nefes alıp sol elini normal insanlardan farklı yerdeki kalbine götürdü. Sağında kalp taşımak zordu, bazen o boşluğun bu yüzden olduğunu düşünürdü.

Sol koluna yaptırdığı kalp dövmesine baktı. Eğer bir şey olursa, araba kazası gibi, kalbinin yerini böylelikle öğrenebilirlerdi.

Düşünceleri telefonuna gelen mesajla bölündü.

[Kimden: Belirsiz]

Bu sefer İngiltere'nin resmi yerine yıldızların resmi vardı. Ve sağ köşede ucu çıkmış Dünya. Büyük siyahlığın ortasındaki maviydi Dünyası sanki. Sanki evrendeki bütün gezegenlerin aşık olduğu bir başka gezegendi.

Ancak içindekilerin pek de aşık olunabilecek tipler olduğu söylenemezdi.

Resmin altındaki mesajı okumaya başladı:

[Bu sefer İngiltere'nin değil de uzayın görüntüsünü göndermek istedim. Sanki içindeki boşluğu doldurmak için yıldız ekmeye çalışmış, değil mi?

Ancak sorun şu ki ne kadar yıldız ekmeye çalışırsa çalışsın hep o büyük boşluk kalacak.]

Arthur gülümseyip telefonu nazikçe yatağın üzerine fırlattı.

Boşlukları doldurmanın bir imkanı yoktu, sadece direk kalbini yok edebilirdi.


well shit.


letters from one astronaut //usukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin