-"Sana inanamıyorum Ege. Böyle birşeyi nasıl yaparsın? O çocuklardan uzak durman gerektiğini sana defalarca söyledim ama sen inadına yaparmışçasına gidip o çocuklardan biriyle kavga ediyorsun."
-"Aslında, mantıklı olarak düşünürsek kavga iki kişinin arasında olan bir olay."
-"Yani?"
-"Yani ben Mete'ye vururken o bana hiçbir şekilde karşılık vermedi ya da veremedi desek daha doğru olur. O yüzden cümlenin doğrusu sen Mete'yi dövmüşsün olacak."
-"Ege!" Babasının sert ses tonunuyla birlikte saçmalamayı bir kenara bırakması gerektiğini anladı.
-"Baba, kızgın olduğunun farkındayım ama beni bilirsin durup dururken birine saldıracak bir çocuk değilim. Asla olmadım ama söz konusu olan ailemden birisiyle dayanamıyorum. Heleki o kişi Deniz ise." Mustafa Bey, karşısında tüm samimiyetiyle duran oğluna baktı bir süre daha sonrada yavaşça oturduğu yerden kalkıp oğlunun yanına ilerledi.
-"Ege, bu durumla ben ilgileneceğim. Sen daha fazla karışmayacaksın."
-"En fazla ne yapabilirsin ki baba. İçeri mi attıracaksın. Kaç günlüğüne? Ben söyleyeyim en fazla 24 saatliğine. Bu onları akıllandıracak mı? Görülen o ki hiçbir işe yaramıyor."
-"Ege..."
-"Baba, anla artık. O şerefsiz Deniz'e her yaklaştığında kardeşimin gözlerindeki korkuyu görüyorum ben. Ve bu durum beni deli ediyor. Bunun tek sorumlusu biziz. Eğer geçen gün yaptığımı daha önce yapmış olsaydım. Bunların hiçbiri olmazdı."
-"Oğlum, Deniz'i düşündüğünü biliyorum."
-"Sadece Deniz'i düşünmüyorum baba. Dean'i de düşünüyorum."
-"Dean'in bu işle bir ilgisi yok Ege."
-"Aslında fazlasıyla ilgisi var baba." Mustafa Bey'in ve Ege'nin gözleri en başından beri sessizce onları dinleyen Ufuk'a odaklandı. "Cenk, Deniz'i saplantı haline getirdi. Deniz, Cenk'e yüz vermemekle kalmadı. Üstüne üstlük Dean ile nişanlandı. Eminim Dean'i, Deniz ve kendisi arasındaki bir engel olarak görüyor."
-"Dean ile Deniz'in arasını bozana kadar da durmayacak. İşin kötü yanı az kalsın bunu başaracak olmasıydı baba."
XxxxxxX
-"Bana anlatman gerekenler var Deniz."
-"Farkındayım. Sana söz veriyorum en yakın zamanda anlatacağım."
-"Bana kesin bir gün vermeni istiyorum."
Genç kız, uzandığı yatağından tavanı izlerken düşündü bir süre.
-"Hmm... Piknikten hemen sonra."
-"Tamam. Anlaştık... Bu arada piknik tam olarak ne oluyor? Yani kabul ettik ama ne olduğunu bilmiyorum."
-"Merak ettiklerini sor. Bende cevaplayayım."
-"Tamam... Pikniğin özel bir kıyafeti var mı?"
-"Hayır. Yok. İstediğin gibi gelebilirsin. Yani pantolon ve tişört yada eşofman tarzı birşeyler giyebilirsin."
-"Harika... Peki piknikte ne yapılır?"
-"Bu sorunun cevabı anlat anlat bitmez ama sana şunu söyleyebilirim midenin bayram edeceği nadir günlerden biri olacak."
-"Midem bayram mı edecek? Ne demek bu şimdi? Ben niye birşey anlamadım?" Deniz, yattığı yerden sıkıntıyla başını sağa sola sallarken derin bir nefes alıp
