DOĞUM GÜNÜ

124 23 0
                                    

5 gün sonra..
Tuğçe gelmiş ve başımda beni uyandırmak için uğraşıyordu. Ben ise kalkmak istemiyorum çünkü bugün doğum günüm. Aslında insanlar doğum günün de mutlu olur. Bende öyleydim beş gün öncesine kadar. Mutluluk pozu verilecekmişmiş çok biliyor o. Tuğçe ise bunun için erkenden gelmiş ve beni uyandırıp kuaföre götürmeye çalışıyor ama ben kalkmamakta kararlıyım. Taki tuğçe soğuk suyu dökene kadar. Tuğçeye bağırarak yataktan çıktım. Bir insan su ile uyandırılır mı ya. Tuğçe ise istediğini elde ettiği için mutluydu tabi.
Onu umursamayarak banyoya gittim. Rutin işlerimi hallettim ve pijamalardan kurtulup üzerime spor bir kıyafet giydim. Kahvaltı yapmadan tuğçeyle evden çıktık. Zaten 5 gündür ailemle yemek dahi yemiyordum. Tuğçeyle buluşup onunla yiyorduk. Annem konuşmaya çok çalışmıştı ama onu her seferinde dinlemedim. Bir mazeretleri olamazdı. Onları düşünmeyecektim. Madem bu yoldayım en iyi şekilde bu oyunu oynamalıyım. Tuğçeyle sahilde bir kahvaltı yaptık. Ardından kuaför alışveriş derken saat 5 olmuştu. Eve geri döndük ve bizim evde hazırlandık. Saçlarımız zaten yapılıktı. Sadece kıyafetlerimizi giydik ve aksesuarları taktık. Ben ben siyah düz etek kısmında üç beyaz şerit olan mini bir elbise giydim. Tuğçe ise kırmızı sade mini bir elbise giydi. Hazırlığımız bitince Tuğçe Aras'ı aradı ve hazır olduğumuzu söyledi. Aras gelince tuğçeye mesaj attı ve biz de kapıya çıktık. Kerem ile orada buluşucaz zannediyordum ama o da gelmişti. Aras tuğçeye "sen benimle gel kerem ve beren aynı arabada gidecekler" dedi ve gittiler. Bende mecbur Kerem'e kaldım. Arabada kerem konuşmaya başladı
"Sevdiğin kişiyi en yakın dostunun da sevmesi nasıl bir duygu" dedi. Ne saçmalıyordu bu böyle. Kimden bahsediyordu. Tuğçe'den mi. Ne yani Tuğçe'de mi Aras'ı seviyordu. Peki bana neden söylemedi. Yoksa benim gibi mi düşüyor. Pekala bu bir yalan olmalı. Tamam Aras'a o kadar derin duygular beslemiyorum ama tuğçe benim dostum. O seviyorsa ben Aras'a artık o gözle bakamazdım. Onu seviyorum diyemezdim. Kendimi hemen uzaklaştırırdım. Artık öyle de yapacaktım. Peki ya kerem bunu nerden biliyor. Hiç bozuntuya vermemeye çalışarak
"Ne saçmalıyorsun" diye sordum.
"Duydun ne dediğimi ve bence anladın da"
" sana kaç kere daha söylemem lazım ben kimseyi sevmiyorum"
"Hiç öyle değil pinokyo" dedi ve devam etti "ellerini serbest bırakabilirsin yoksa birazdan avuç içlerin kanayacak" dedi. Gözlerimi hemen ellerime kaydırdı ellerimi yine sıkmışım. Yalan söyleyince ne yaptığımı biliyor aras söylemişti. Hemen bir yalan  bulmam lazımdı yoksa bu sefer inkar edemezdim. "Ellerimi kızınca da sıkarım" dedim. Kerem "demek kızıyorsun da peki öyle olsun" dedi. İnanmadığı zaman bunu yapıyor hep alttan alıyor. Uzatmamak için sustum. Gidecegimiz Restauranta yaklaşınca kerem "inip kapını açacağım fotoğraf çekmek isteyecekler bana yakın dur. Koluma gir ve öyle yürü" dedi. Ne zaman emir vermekten vazgeçecekti bu.
"Bana emir verme" dedim
Çünkü artık bu sinirimi bozuyor.
Kerem "dediğimi yap bana hesap sorma" dedi. Ne bu kötü çocuk gibi. Gören de seri katil falan zannedecek. İnsan nazik olur. Sempatik olur. Bu ne odun gibi.
"Emir almaktan hoşlanmam" dedim ve devam ettim "sen emir almaltan hoşlanıyorsan emir ver ama bende seninle sert konuşurum" dedim Kerem çok umursamaz davranıyordu ama bu halime
Kerem tebessüm etti ama sonra eski haline döndü. Araba durunca etrafa baktım. Arabadan kerem indi ve kapımı açtı. Normal şartlarda sanırım yapmazdı. Çünkü bana karşı hep soğuk. Sanki benden nefret ediyor gibi. Ona bir şey de yapmadım. Tamam evleniyor olabilirdik ama bende istemiyordum. O zaman benim de ona karşı soğuk olmam lazım ama ben uzun bir süre numaradan da olsa bir arada olacağımız için ona sıcak davranmaya çalışıyorum. Bu konuyu daha sonra konuşsam iyi olacaktı. Arabadan indim ve Kerem'in koluna girdim. İlk defa Kerem'e dokundum. Ona dokununca garip bir şekilde heycanlandım. Kameralar bizi çekmeye başlayınca daha önce de böyle bir şey yaşamadığım için garipsedim ve Kerem'e biraz daha yaklaştım. Kısa bir süre poz verdikten sonra Restauranta girdik. Tuğçe ve Aras gelmiş oturuyorlardı. Biz de gidip oturunca yemekleri sipariş verdik. Yemek boyunca pek konuşmadık. Sessiz bir yemek olmuştu. Yemekler bitince kalkmaya karar verdik Çünkü burası sadece göstermelik bir mekandı. Şimdi ise Motto bara gidiyoruz.  Aras orayı sevdiğini ve bizim de seveceğimizi söylemişti. Bizde doğum günümü orada kutlamaya karar verdik. 15 dakikalık bir yolculuktan sonra Motto'ya gelmiştik. Gerçekten güzel bir mekandı. Herkes içeceklerini söyledi. Bugün için tuğce ve bende alkol kullanacaktım. Tuğçe ve ben pek alkol kullanmayız ama bugün biraz kafa dağıtsak sorun olmazdı. Kısa bir süre sessizce içecekleri içtik. Yaklaşık yarım saat sonra pasta geldi ve bende bir dilek tutup mumları üfledim. "Gerçek aşkı bulmak istiyorum" diye diledim içimden. Gerçekten tek isteğim buydu.
...
Hafiften sarhoş olmaya başlamıştım. Etraf dönmeye başlamıştı. Tuğçeye bakınca çoktan uçtuğunu gördüm. Aras ise bizden iki kat içmişti ve oda sarhoştu. Kerem' de benim gibiydi. Kafamı biraz toparladım ve taksi çağırdım. Aras ve tuğçe aynı taksiye bindiler. Şoföre adreslerini verdim ve gönderdim. Kerem ve ben de bir taksiye bindik. Ben taksiciye yolu aklıma geldiği kadar tarif ediyordum ama Kerem beni durdurdu ve sarhoşluğun verdiği konuşmasıyla konuşmaya başladı "abicim sen şurdan bi dönüver ben sana  şimdi yolu tarif edicem" dedi. Taksi şoförü onu dinledi ve döndü. Kerem "..... Şu adrese götürü ver abi sen bizi" dedi.
İlk kendi evine gitmek istiyordu demek neyse ben onu bırakır sonra kendi evime giderdim. Midem çok kötü bir durumda ve gözlerim de kapanmak üzereyken taksi durdu. Kerem sızmıştı. Onu eve kadar bu halde nasıl taşıyacaktım. Kapıda güvenliği gördüm ve yanıma çağırdım. Sağolsun adamcık kapıya kadar taşıdı. Taksi şoförüne de parayı verdim ve gönderdim. Artık başka taksi çağırırım. Güvenlik kapıya gelince Kerem'i bana bıraktı ve yerine geri döndü. Cebindeki anahtarı aldım ve kapıyı açtım. Onu zorla odasına çıkardım. Başım çok ağrıyordu  midem bulanıyordu ve gözlerim kapanmak üzereyken keremi yatağına attım. Kerem kolumu bırakmayınca bende onunla birlikte yatağa düştüm. Yatağa düşünce gözlerim kapanmak ve kapanmamak arasında savaş verdi ama sarhoşluğun etkisiyle Kerem'e sarılı bir şekilde sızdım.

UNUTULMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin