Farklı göründüğüm kadar farklı hissediyordum kendimi. Sanki ben değildim bu. Başka biri olmuşum gibiydi her şey.
Semum'la duvar arasında kalmak artık şaşırtıcı gelmemeye başlamıştı mesela. Onun beni bu şekilde kendine hapsetmediği gün yoktu nasıl olsa. Gözlerimi gözlerinden ayırmadan öylece bakıyordum ona.
Tabi ki o da bana. Ezberlemek ister gibi, aklından bir daha çıkarmamak ister gibi. ''Öyle güzelsin ki.'' Dedi dikkatle bakarken. Şu an böyle bir elbisenin içinde ne kadar da rahattım (!) oysaki.
Hayatta giymem, yapmam dediğim şeyleri yapıyordum ve bunlar bana yakışıyor muydu sahiden? Arkama toplanmış dalgalı saçlarımı eline aldı, eğildi ve saçlarımın kokusunu içine çekti.
Gözlerini kapatmıştı bunu yaparken. Kalbim hızla çarpıyordu. Elbisenin dekoltesinden, kısalığından ve parlaklığından olan rahatsızlığımı unutmuştum bir anda.
Ben de bu görüntüyü dikkatle kazıdım aklıma. Öyle güzeldi ki. ''Nereye gideceğiz?'' Gözlerini açtı ve saçlarımı bıraktı. Bir elini belime koyup kendine çekti.
Diğer eli hala duvardaydı. Sağ bacağımın yanında duran sol bacağını büktü. Bana doğru eğildi. Sanırım dizi bacağımın yanında kalan dizi duvara temas ediyordu çünkü oldukça uzun bir boyu vardı.
Fakat bu hareketiyle boy farkımız azaldı. Zaten topukluların verdiği avantaj da vardı.
Beni duvardan iyice çekti ve kendine yaklaştırdı. Dışarıdan gören birisi bu durumumuzu oldukça yanlış yorumlayabilirdi. ''Semum?'' Gözlerini gözlerime kenetledi.
''Evet?'' Gözlerimi kırpıştırıp ''Nereye gidecektik?'' Çarpıkça gülümsedi. ''Amacım güzel bir yemek yedirmekti sana ama...'' Kalbim hızlandı. Boğazım kurumaya başladı tekrar.
İçimdeki çocuğun elleri boğazıma tırmanmıştı sanki yeniden. Neden böyle tepkiler veriyordu anlamıyordum ama onu ilk gördüğü anda böyle yapıyordu işte.
Özellikle bazen beni sınamak ister gibi bütün duygu tohumlarını aynı anda döküyordu içime ki o daha kötüydü. Şu anki gibi.
''Ama?'' Daha güçlü tuttu beni. Biraz daha eğildi, dudaklarıma yaklaştı. ''Ama... Gidemeyeceğiz.'' Dudaklarından yayılan sıcak ve nemli soluk dudaklarıma çarparken her an bayılabileceğimi düşünmeye başlamıştım.
''Neden?'' Gülümsedi. ''Çünkü seni benden başka kimse görsün istemiyorum.'' dedi. Bu kadar yakın olmamız benim için hiç iyi değildi. ''O zaman ben üstümü değiştireyim.'' deyip kollarından kurtuldum.
Tabi ki birkaç saniye sürecekti kurtuluşum. Kollarından kurtulduğum an tekrar göğsüne çarptım. ''Hayır, değiştirme. '' Daha fazla uzatmadım konuyu. Belimden elime indirdiği eliyle mutfağa yöneltti beni.
Tam olarak onu arkamda hissetmek çok tuhaftı. Mutfağa geldiğimizde beni sandalyeye oturttu.Önüme koyduklarını büyük bir iştahla yiyordum ki bana baktığını görünce tüm yediklerim boğazımdan geliyordu az kalsın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
❆ Tehtit ❆ #Wattys2016 [Ara Verildi]
Teen FictionKim olduğunu bilmiyorsan eğer ne anlamı kalırdı ki diğer her şeyin? Bakıyor ama göremiyorsan, dinliyor ama anlayamıyorsan, nefes alıyorsan ama hissedemiyorsan yaşadığının? Bir bilinmezliğin içinde, hiçliğin kıyısında duruyordum. Önüm uçurumdu, arkam...