ÇASÇ 9. GÖRÜCÜ USULÜ

30K 2.2K 428
                                    

♥♥Çarşamba günü, ÇASÇ günü! ♥♥

Multimedya okur çalışması! Böyle sürekli bakıp, gülmelik bir çalışma. :)

Bölüm ithafı; cagladrbs💕

📆 📆 📆

Mutlu mesut yaşamak bir insanın teşekkürüyle sağlanabiliyorsa, ben her daim iyilik yapabilirdim. Çok zor da değildi hem. Para bile vermeden bir teşekkür almıştım ve mutlu mesut olmuştum.

Umarım bu hal kişiye göre değişiklik göstermiyordur. Yoksa vay halime! Her daim Beyza'yı yanımda bulamazdım. Yakınında olamaz, ona iyilik yapamazdım. O da bana teşekkür edemezdi. Böyle kolay elde edilen mutlu mesutlu hal, inşaallah sadece Beyza ile kısıtlı değildir. Yoksa, kendime yeni bir yöntem bulmak zorunda kalırdım.

Onların bindiği dolmuş gidene kadar, yüzümdeki gülümseme solmamıştı. Gerçekten bu kızın üzerimde değişik bir etkisi vardı ama buna anlam veremiyordum. Neden böyle oluyordu? Neden anlam veremediğim davranışlar içerisindeydim?

Allahtan bugün yaptığım çok normal ve iyi bir şeydi. Kafa karıştırıcı değildi, mantıklı olduğunu düşünüyordum ve en önemlisi de içim rahattı! Akşam olmak üzereydi. Eski arkadaşlarımı düşünmek zorundaydım. Her ne kadar Beyza, küçükken benim sinirlerimi düşünmeyip beni çıldırtsa da, o günler geride kalmıştı. Geride kaldığını, Beyza'nın değişen tavırlarından da anlayabiliyordum.

Bu zamana kadar, Beyza'nın o zamanki davranışlarını hiç sorgulamamıştı ama yeni bir dolmuş geldiğinde bu düşünce de zihnime girmişti. On dört yıl önceyi düşünerek bir cevap bulabileceğimi zannetmiyordum ama düşünüyordum işte. Zaten dolmuşta yapacak başka işim de yoktu.

Ama sorun şurda ki, dolmuştan indiğim halde düşünmeye devam ediyordum. Durakta inip, eve kadar yürümem gereken mesafe içerisinde düşünmemi de normal karşılardım ama mahallenin çocuklarının bana attığı topu farketmeyip, üzerine basıp düşecek kadar düşüncelere dalmam anormaldi.

Evet, şuan yerde yatıyorum. Ayşegül sultan görmesin.

"Öldü mü lan acaba?"

"Ölse, kan olurdu oğlum!"

"İç kanaması vardır belki."

Bu son duyduğum cümleyle yavaşça açtım gözlerimi. Yeni neslin espri anlayışı berbattı. Açık ve net. Tepemde dikilen beş çocuğa tek tek baktım. "Sayenizde içimde kan gölü var artık. Organlarım, keyifle içerisinde yüzüyor."

Verdiğim cevapla hepsinin gözleri irileşti. Evet, verdiğim cevap beyin travması geçirdiğimi gösterir nitelikteydi belki ama sonuçta öyle bir şey yoktu. Gayet sağlamdım ben. Yattığım beton da fazlasıyla rahattı. Tek korkum beni bu halde görürse gazabını esirgemeyecek olan Ayşegül sultandı. En iyisi artık yerden kalkmalıydım.

Yerden kalkıp, kirlenen üstümü elimle vura vura temizledim. Ben şimdi kendimi dövmezsem, annem evde döverdi. Bakmayın yirmi altı yaşında olduğuma. Anneme göre, ben evlenene kadar çocuğum. İstediğini yapabilirmiş.

Bana hala tip tip bakan çocukları farkedince kaşlarımı çattım. Bunlar yüzünden düşmüştüm ben değil mi? Aslında iyi bir cezayı hak ediyorlardı ama bir şey yapmayacaktım. Ben bugün mutlu mesut olmuştum Beyza sayesinde. Keyfimi bozacak şeylere izin veremezdim.

Ayrıca, annemin de verdiği güzel bir haber vardı. Yıllardır "Annemin bulacağı kızla evleneceğim ben" diyordum. Ayrıca dua da ediyordum. Sanırım duam kabul olmuştu. Abimden önce evlenmeyi pek istemesem de, onun Elvin'i atlatmasını beklerken yaşlanabilirdim!

Çıkmaz Ayın Son Çarşambası (İslami Yaşantılar serisi/3)Where stories live. Discover now