Bakın melez olmayı ben istemedim. Zaten böyle bir şeyi kim ister ki .
Melez olmak tehlikeli. Korkunç. Çoğu zaman da pis şekilde , acı çektirerek öldürüyor sizi.
Şâyet normal bir çocuksanız emin olun sizi kıskanıyorumdur.
Benim gibi melezseniz zaten biliyorsunuzdur. Hayatınız bok gibidir. Benim yaşadığım ülkede ırk ayrımı olduğu için ırkçı insanlar size türlü türlü hâin planlar hazırlarlar ya da en iyisi sizi dışlarlar.
Benim adım Anastassia Martine
On altı yaşındayım. Birkaç ay öncesine kadar , New York şehrinin dışındaki, siyahi çocuklar için özel bir okul olan Wenderlock Akademisi'nde yatılı öğrenciydim.
Akademi beyazlar tarıfından saldırıya uğradı ve harabeye döndü.
Bu nedenle eve dönmek zorunda kaldım.Eve gitmeme sebebim babamdı. Babam bir beyaz, beyaz olduğu kadar da bir Fransız. Annemle nasıl evlendi bilemiyorum. Kendisinden ve onun gibi beyaz olan insanlardan o kadar nefret ediyorum ki . Ah tanrım gerçekten çok kötü insanlar. Biz siyahilere çok işkence çektirmişler ve hala çektiriyorlar. Erkek kardeşim Charlot Melun bizim siyahi değil melez olduğumuzu söylüyor ve artık beyazların kötü olmadığını sadece ırkçılık yapanların kötü olduğunun söylüyor.
Sizce doğru mu ?
Tanrım ne demeliyim bilemiyorum.Dokuz yaşımda sigara ile tanıştım. Gerçekten çok iyi bir dost. On iki yaşımda eroin dostumla tanıştım. Kendisini en iyi dostum olarak tanımlarım çünkü dünyayı mükemmel bir şekilde gösteriyor. Ve on dört yaşımda alkolle kendim arasında bir bağ kurdum.
Yedi yaşında en yakın arkadaşım olan büyük annemi kaybettim. Büyük annem beyaz ırkçı insanlar tarafından öldürüldü ve bunlar yaşanırken herşeye tanık oldum. Büyük annemin ölümünden sonra birçok tedavi gördüm. Ama hiçbir etkisi olmadı şâhsen ben öyle düşünüyorum. Her gece kâbus olarak rüyalarımda görüyorum. Gerçekten beyazlılardan nefret ediyorum. Belki bu nedenle babamdan nefret ediyorumdur.
İnanırmısınız bilmiyorum ama ben bir aile faciasında büyüdüm. Yani ailem asla aile olmadı. Zaten şu hayatta sadece tek gecelik arkadaşlarım oldu. Ben hep insanlara acı veren ezen oldum. Beni hiç kimse ezemedi, ezemeyecekte.
İnsanların küçük çük kafalarına yaklaşıp tek söylediğim "Sen öldün bebeğim" oldu. Yani aslında böyle mutluyum. Çok param olmasada mutluyum. Hiç bir şeyi artık umursamıyorum. Aslında beyaz ve siyahım.
~
Yüzüme vuran güneş , yüzümdeki solgunluğa imrenmiş ve taklit etmişti. Charlot 'ın dolgun sesiyle yerimden sıçradım.
"Üç aydır şu lanet sesini çekiyorum. Artık acı bana!"
Charlot kapıyı sertçe vurduktan sonra sinirle ayağa kalktım. Ayağa kalkmamla birlikte dengemi kaybedip yere kapandım. Üzerimi düzelttikden sonra hızlı adımlarla banyoya yürüdüm. Fakat Charlot koşarak kafama yumruk attı ve banyoya benden önce girdi. Sinirle banyo kapısını yumruklamaya başladım.
"Hey , çık şu lanet banyodan. Ah , tanrım senin gibi lanet bir kardeş görmedim."
Charlot'ı on dakikadır bekledim.Bir anda banyonun kapısı açıldı. Hızlıca banyoya girmiştim ki yerdeki ıslaklık beni kaydırıp düşürmüştü.Charlot gülerek kendi odasının kapısını kapattı.Bu çocuk cidden benim sinirlerimi bozuyor. Anlamıyorum nasıl tek yumurta ikizim olur?
Annem titrek sesiyle " Hadi çocuklar, kahvaltı hazır." Dedi. Odamdan hızlıca indim. Annemin yanağına öpücük kondurduktan sonra kahvaltı masasına oturdum. Charlot bana bakarak sırt çantasını yere koydu.Sinirle ona döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
White Chocolate
FanfictionVücüdumun pasaportu farklıydı. Biçimsiz hayatıma ne olursa olsun bi sanatkar aradım. Ama elimde hislerim yoktu. ○●