Mazinin Tozu

= SOKAK LAMBASI =

×Bölüm sözü×

= Şuramda birşey var haykırmadan anlatamam =

Selam Gençler fazla uzatmayacagim ama suan bu bölümü yazarken bir yanımda peçete diyer yanımda ise annemin zorla içirmeye çalıştığı ama icmiyecem diye inat edince zorlamaktan bıkıp bırakıp gittiği tarhana çorbası var ama ben bu bölümü bu halde de olsa yazacam. Diyer bölümlerde dahil asla yazmaktan vazgecmiyecegim.

Multiyi bölümün başından sonuna kadar dinleyebilirsiniz ben bu şarkıyı çok seviyorum.

Ben bu bölümü AngelbyAngel ithaf ediyorum. Suprizim buydu inşallah begenmissindir.

= iyi okumalar =

Gözümü açtığımda gözümü nişan almışcasına perdenin arasından beni selamlayan sabaha tabikide güzel başlamadım. Niye mi? Çünkü bu baş ağrısı beni öldürmek için bu kadar şiddetli bir şekilde Beynimi zonglatıyo sanırsam.

Gözlerimi avuç içlerimle ovuşturup yatakta dikleştim. Gözlerimi açmamla odanın yani benim şuan uyandığım odanın benim odam olmadığını nasıl yeni fark ettiğimi sorguladım kendi kendime. Hemen yataktan kalktım ve üstüme baktım. Üstümde değişmişti bir basketbolcu şortuyla siyah bol bir t-short vardı. Burnumdan derin bir nefes almamla kimin odasında olduğumu anlamam bir oldu. Odada yoğun ve başımın ağrısına ağrı katan bir parfüm kokusu sanmıştı. Bu koku herzaman tanıyacağım ve tanıdığım ben sıkma dedikçe özellikle benim yanıma gelirken üstüne boca ettiği parfümü yine inadına odaya da boşaltmış. Aslında niye yaptığı belli ben onla ilgilenmiyom 1 haftadır aramiyom diye ama buda yapılmaz ki abi yaaa.

Karşımdaki boy aynasına baktığım anda aynadakinin ben olduğuna inanamamam bir oldu. "Hortlakk" diye içerden beni sinir eden Özgür ü bu seferlik duymamazlıktan gelebilirim diyerek kendimi sakinlestirdim.

Makyajım akmış , gözlerim kıpkırmızı ve dün dümdüz olan saçlarım Kıvır Kıvır. Hah dün olanlar aklıma gelince yine sinirlendim bak. Hayır nerden çıktı yani sen tam 1 yıldır geçirme o lanet krizi tam eğlendiğim güldüğüm gün kriz geçir. Bok bok işler. Daha fazla gözlerime işkence etmemek için
Hızla banyoya girdim. Yüzümü güzelce yıkayıp gözlerimi dolabın tekinden aldığım pamukla temizledikten sonra saçlarımı ellerimle düzeltip ev topuzu yaptım. İşlerimi halledip aşağı indiğimde Batu salondaki koltuga yayilmis kömüş gibi uyuyodu. Mutfaktan gelen tıkırtılara ve konuşmalara kulak verince Su ve Eylülün de burda olduğunu anladım. Bende yanlarına gidiyim diye mutfağa geçtim ama bahçeye açılan kapıdan bahçeye çıkmışlar herhalde çünkü burda Su ve Eylül den iz bilem yok. Bende bir bardak su içip bahçeye çıktım. Önce bir kuş sütünün eksik olduğu sofraya sonrada daha beni gormedikleri belli olan kızlara baktım. En iyisi hiç sorgulamamak mantığıyla önümde duran sofraya oturdum.

Beni daha yeni fark eden Su "Abla sen iyimisin" dedi. Tedirgin olduğu sesine tüm bütünlüğüyle yer vermişti. Bende o daha fazla üzülmesin diye "endişelenecek biseyim yok benim merak etme sen " diye geçiştirdim ve tıkınmaya başladım.

~~~~~~

Karnımı doyurup masadan kalkacağım sırada Eylül " Sana bir kaç şey ayarladık yukarıda odada" dedi. "Sağolun canlar" dedim ve bahçeden salona girdim. Özgür ün aklıma soktuğu şeytani planı uygulamak için Batunun yanına sinsi sinsi yaklaştım ve kulağının dibinde tiz bir çığlık patlattım. Batu öyle bir sıçradı ki anlatılmaz eline çekirdek alıp izlenir. Koltuktan totosunun üstüne düştü ve uyku sersemi küfür yağdırmaya başladı. Bende daha fazla dayanamadım ve bastım kahkahayı. Batu ayağa kalkıp koltukta ters bir sekilde oturup bana bakmaya ve pis pis sırıtmaya başladı. "Çocuk kıçının üstüne düştü ama belli ki beyni hasar görmüş" diyen Özgüre bende "Sen bilmiyon mu bu salağın beyni kıçında" diye söylenince sesli söylediğim için Batu bir anda kahkaha attı ve "Belli ki sen benim suprizime sinirlenmişsin" diyip o koca kıçını kaldırıp bahçeye çıktı. Bende bu söylediği laf üzerine arkasından X-Ray ışınlarımı yollayip onu delik deşik ettim tabi o duymadı bile . Sonrada odaya çıkan merdivenleri tırmanıp en az 2 kilo vermenin ardindan Eylülün cam kenarındaki koltuğun üzerine koyduğu parçaları alıp üzerime geçirdim.