Dumbledorun sözleri üzerine odadaki hava ağırlaşmış ve sanki elle tutlabilir hale gelmişdi. Ama şimdi herkes tüm olanları kavradıktan sonra odada tam bir kaos vardı. Herkes bir ağızdan konuşuyor ve kimse kimseyi duymuyordu. Sonunda Siriusun ayağa kalkmasıyla herkes sustu.
"Dumbledor böyle bir şey olamaz. Şimdiye kadar hiç kimse öldüren lanetten kurtulamadı."
"Biliyorum sevgili Sirius. Eminim Voldemort da böyle düşünmüşdür. Fakat Harry yaşıyor, çünki hayatta sihirden daha güçlü şeyler var ve ne yazık ki Voldemort bundan nasibini almış deyil. Sevgi."dedi ve biraz bekledikten sonra devam etdi.
"Lily o gün kendini oğlu için feda etdi ve kendi de bilmeden ona ömürlük bir koruma sağladı. Böylece Voldemortun büyüsü çalışmadı. Ama Harry o gün o sihirle bir yere gönderildi ve Voldemort öldü bildi."dedi Dumbledor
"Nereye?"diye sordu Remus
"Voldemortun ilk kez sihri kötüyü kullandığı yere. Çocukken okul gezisinde gittikleri yere. Orda onu bir muggel ailesi bulmuş ve onu bir muggle olarak yetişdirmişler. Ama sanırım artık ona gerçekleri söylemenin zamanı geldi. Ben şimdi onun yanına gidiyorum. Sirius ve Remus eğer isterseniz siz de gele bilirsiniz. Bu mesele sizi de ilgilendiriyor."dedi Dumbledor ve odadan çıktı.
*****
"Micael ekmek aldınmı?"diye seslendi mutfaktan Margarit.
"Evet anne her gün okuldan gelirken alıyorum zaten ve sende her gün soruyorsun."dedi Micael yarı alaycı bir sesle.
Margarit elini silerek mutfaktan çıktı gülümseyerek ona baktı."Ne o? Yine günün kötü geçmiş galiba?"
"Ah hayır canım her zamanki gibi - biraz kavga, biraz öğretmenle tartışma ve bir tutam müdürün odasında bir sürü laf dinleme. Alıştım artık."
"Micael o çocukla çok kavga ediyorsun. Neydi adı? Hah Duke. Nolur sanki biraz altdan alsan?"
"Anne yapma. Onun ne kadar rezil birisi olduğunu sende gayet iyi biliyorsun. Kendi sataşıyor."
Bu zaman evin kapısı açıldı ve Lucas içeri girdi.
"Merhaba" dedi sevecen bir sesle.
"Merhaba hayatım nasıl geçti günün?"diye sordu Margarit
"Eh işte fena değildi. Yeni patron biraz zorluyor tabi. Eskisi gibi olmadığını göstermek için ama o kadar da kötü değil. Zaten bir kaç aya düzelir."
"Ee? Senin günü nasıl geçti bakalım" dedi babası Harry'e bakarak. Ama yerine annesi cevap verdi."Her zamanki gibi kavgalı."dedi biraz hırçın bir sesle
"Öylemi? Yine senmi kazandın?"diye sordu babası gözlerinde gizli bir gururla
"Elbette. Zaten çok birşey yapmama gerek kalmıyor. O kadar sakar ki üzerime gelirken kendi düşüyor" dedi gülerek.
*****
Akşam yemeğini yedikten sonra her zamanki gibi dışarı çıktı Micael. Hava serin ve gökyüzü yıldızlıydı. Sadece bir kaç kere büyük şehirlerde olmuştu ve yıldızların kıymetini o zaman anlamıştı. Oralarda asla bu kadar çok yıldız göremezdiniz.
Birden içinde garip bir his yarandı. Önündeki ağaca baktı. Ve birden olanlar karşısında şok oldu. Üç kişi az önce tam önünde hiçlikten var olmuştu.Evet. Bir bölüm daha. Lütfen fikirlerinizi yorum olarak yazın. Sizin yorumlarınız benim için çok değerli.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harry Potter-Geç Gelen Zafer
FanfictionYa Harry öldü bilinseydi? Ya Voldemort o gün ölmeseydi ve büyücü dünyasına korku salmaya devam etseydi? Ya kimsenin umudu olmasaydı? Aynı zamanda bir harmione hikayesidir. Bir Harry Potter fanından hayran hikayesi. Beğenilirse turkfanfiction.net si...