2.Bölüm

111 12 3
                                    

Ben hemen asansörün tuşlarına basmaya başladım. Korktuğumu anlamış oluşacaktır ki;

"Saki  ol " dedi.

Bende o anki korkuyla ona" karanlık fobim olduğumu" söylemekle nefesim kesilmeye başladı. Elimi ayaklarımı hissetmiyordum.

Birden elimin üzerinde bir ağırlık hissetmemle irkildim. O, o çocuk elimi tuttu. Hah şimdi bir bu eksikti ve şimdi ellerim terlemeye başlamıştı.
Bana sakin ol diyordu. Allah'ım hem taş hemde çekici sesiyle bana
"Sakin ol " diyordu.

Alya kendine gel ne diyorsun sen. Resmen kendimle konuşuyordum. Ve en son fark ettiğim bu düşüncelerimin sessiz ortamda yankılanmasıyla, bir kıkırtı ve bir bedenle kendime geldim.

Sarılmasıyla kokusunun keskinliği burnumu hapsetti. Göğsüne kafamı yasladım ve bana sadece "sakin ol" diyordu.

Bu olanlardan dolayı gözlerimi kapatmış asansörün çalışması için  dua ediyordum ki asansörün ışıkları yandı gözlerim biraz kamaştı ve asansör aşağıya doğru hareket etmeye başladı.

Asansör durduğunda hemen kabini açıp apartmandan dışarı çıktım. Bir an oradan hiç çıkmayacak gibi hissetmiştim.

Dışarıya çıktığımda asansörün neden durduğunu anladım biraz ileride trafonun etrafında işçiler birşeyler yapıyordu muhtemelen o yüzden elektrikleri kesmiştiler. 

*****
Hemen ilk gelen taksiye binip üniversitenin yolunu tuttum. Gittiğim lise meslek lisesiydi seçtiğim bölüm aşçılık.

Bir kaça ay önce Antalya'da yaptığım staj aklıma geldi. Harika meyve kokteylleri, kokteyl yarışmaları. Personel partileri çok güzeldi.

Orada tanıştığım kız arkadaşım Hale'yi çok sevmiştim. Acaba şimdi ne yapıyordur. Aslında bende numarası vardı, neyse eve dönünce ararım deyip aklıma not ettim. Ama tabi unutmazsam.

*****

Üniversitenin girişine girdiğimde müdürün odasını aradı gözlerim.
Bir bayanı durdurup 

"Pardon müdürün odası nerede" dedim ve tarif ettiği yöne doğru ilerledim.

Müdür Kerem Kalya okuduğum isimle birlikte kapıyı tıklayarak içeri girdim.

Koltukta hafif göbekli tontiş bir adam oturuyordu birden yanaklarını tuttup öpesim geldi.  Neyse

"Şey efendim dedim...  Ben Alya Kuldan sınıfımı öğrenebilir miyim ?  
dedim. 

Önümdeki tontiş adam önce önündeki kağıtlara baktı ve.

"Sınıfın A blok G sınıfı " dedi.

" Peki teşekkürler " dememle. Kapıya yöneldim kapıyı açar açmaz küçük bir şok geçirdim.

" Sen " dedim.

O hafif gülümsemeyle içeri girdi bende dışarı çıktım. O kim miydi?

O bu sabah asansörde kaldığım şu taş çocuktu.

" Allah'ım sen dünyaya meteor  atıyorsunuz biz neden hissetmiyoruz" diye geçirdi  içimden.

Of ya bana ne oluyor daha ilk gördüğüm adamdan etkileniyor muydum?  Hadi canım olsa olsa en fazla, hoşlantı. Tabi ona sarıldığımda hissettiğim kasları unutmazsam.

Neyse bu sefer bir beyefendiyi durdurup ;

"A blok nerede" diye sordum.

İşaret ettiği yöne doğru döndüm tam adım atacakken ayağım taşa takıldı,tam yeri öpecekken bir el beni tuttu. 

Allah'ım yine o.  Biz neden hep aksi yerlerde karşılaşıyoruz ki. Herkes gibi sinemada, tiyatroda. Benim hayatımın farkı bu olsa gerek. 

Gözlerinin içine uzun uzun bakarken yüz hatlarını daha iyi inceledim. 

Sert bir bakış, çatık bir çift kaş ve harika dudaklar. Her kızın öpmek istediği gibi. 

Neeee bu dememle irkildim Allah'tan içimden konuştum.

Doğrulup;
"Teşşekür"edip kollarından ayrıldım.

Biraz ilerideki bir banka oturup biraz sakinleştim.

Beni tutmasaydı ünivertenin ilk günü herkesin içinde rezil olurdum. Ayağa kalkıp A bloğa doğru yürümeye başladım.

Sınıfı artık kendim bulmalıyım. Sınıflar A, B, C... diye gidiyordu.

Koridorun soluna döndüğümde G sınıfı sonunda bir işi  kendim başarmıştı.

Sınıfın kapısını açacakken içerden biri sınıfın kapısını açmasıyla kapı kafama  dank. diye.

Kafamı kaldırdırdığımda ;
"Sen" dedim onun duyabileceği sesle

"Ah yeter ama  yine mi sen ben senden kurtulamayacak mıyım? Beni  takip mi ediyorsun? " demesiyle tepemin tası attı.

" Aaaaa. Delinin zoruna bak ben kim seni takip etmek kim? "

"Yasa öyle mi? Sen ki? "

"Sanane be." dememle önünden geçip sınıfa girdim.

Sınıfta birkaç kız ve birkaç erkek vardı. Boş bir sıraya oturup telefonumun ön kamerasını açıp çarptığım yere baktım. Biraz kızarmış ve hafiften şişmiş.

"Sanırım eve gidince buz koyman gerek " bunu diyen sese doğru kafamı çevirdim.

Evet yine o çocuk" korkma biraz şişti eve gidince bir buz koyarsın geçer. Ha bu arada özür dilerim. "

" Niçin "dedim.

" Kafana tosladığım için "

" AA. Neyse önemli değil sadece eve gidene kadar boynuzum çıkmasa iyidir". Onun kıkırdamasıyla bende biraz güldüm

Arkadaşlar vote vermeyi unutmayın 😇

SEVDAN BİR ATEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin