First

24 2 0
                                    

Kang Seung Yoon, kenarda duran gitarını eline aldı. Notaların üzerinde elini gezdirdi. Birkaç notadan ses çıktı. Çalmak istiyordu ama aklına o gelmişti. Derin derin karşısında duran duvardan duvara olan aynadaki görüntüsüne baktı. Aklına o gün gelmişti. 

Onunla tanıştığı gün.

Seung Yoon gitarın notalarına basarken mırıldandı.

"Bir şeyler arayıp duran ruhum seninle karşılaştığında cuma gecesiydi

Siyah gökyüzünde yıldızlar parlıyordu"

Sustu.

Gitarını çalmayı bıraktı. Derin bir iç çekti. Kafasını aşağıya eğdi. Dudaklarını ısırdı.

"Onu özlüyorum."

Ensesinde bir el hissetti. Kafasını kaldırıp baktığında Mino'yu gördü. "Özlüyorsan terk etmeyecektin."

Seung Yoon, ensesinde duran Mino'nun elini ittirdi. "Ama o beni anlamadı. Benim hayallerime inanmadı."

Kang Seung Yoon gitarını aldığı köşeye tekrar bıraktı. Oturduğu yerden kalktı. Pratik odasından dışarıya çıktı. Yürüyordu. Sadece yürüyordu. Şirket binasından çıktı. Etrafına bakındı. Kimsecikler yoktu. Bu iyiydi. Rahatça kafasına estiği gibi dolaşabilirdi.

Yürümeye devam etti. Arabaların korna sesleri, çocuğun ağlama sesi, arkadaşına seslenen erkek sesi. Olduğu yerde durdu. Kalabalık sokağın etrafını süzdü. Binanın yanan ışıkları, trafik lambasının ışığı, bir sürü insan.. Şekerini yalayan çocuk, birlikte fotoğraf çektiren insanlar ve yan yana oturmuş öpüşen iki sevgili.

Seung Yoon bu sahneyi gördüğünde dudağı hafif yukarı kıvrıldı. Onu öpmeyi, ona sarılmayı özlemişti. Her şey Seung Yoon'a onu hatırlatıyordu. Önünden bisikletle geçen gençler bile. Onunla bisiklet sürdüğü zaman aklına geliyordu. Bisikletten düştükleri an bile Seung Yoon'u gülümsetmişti.  

Seung Yoon kendi kendine gülümsediğini fark edince gülümsemeyi kesti ve kendi kendine mırıldanarak konuştu. "Özlemek böyle bir şey miydi? Her şey de o aklına geliyor. Her şey de buram buram o kokuyor."

Flash Back

Kang Seung Yoon için bugün önemli bir gündü. Dolabını açtı ve dün geceden hazırladığı kıyafetlerini dolabın içinden aldı. Kıyafetleri yatağın üzerine koydu. Gülümsüyordu. Bugünün gelmesini uzun zamandır bekliyordu, onun için hayatının dönüm noktasıydı. Bu yüzden gülümsemesini yok edemiyordu.

Yatağın üzerindeki pantolonunu aldı. Üzerindeki eşofmanı çıkarıp pantolonunu giydi. Sıra üstündeydi. Tişörtünü çıkardı. Pek kası yoktu. Hatta hiç kası yoktu. Cılız bir şeydi. Seksi de değildi. Yatağın üzerindeki gömleğine uzanmıştı ki kapı açıldı. Arkasına dönüp baktı. İçeri giren kişiye gülümsedi. Sonra tekrar biraz önce almadığı gömleğini yatağın üzerinden aldı. Üzerine geçirdi. Düğmelerini ilikleyecekti ki vazgeçti. Biraz önce yatağın üzerine oturan bayana döndü. "Birlikte ilikleyelim."

Bayan yatağın üzerinden kalktı. Gülümsedi. Seung Yoon'un gömleğini iliklemesine yardım etmeye başladı. "Büyüdün artık, bunu kendinde yapabilirsin."

"O zaman neden hala iliklememe yardım ediyorsun."

"Çünkü bugün senin için önemli bir gün. Sen ne istersen annen senin için onu yapacak."

* * * *

Seung Yoon, Super Star K2 seçmelerine katılmıştı. Ön elemeyi geçmişti. Şimdi de sıra asıl elemeye gelmişti. Onun için dönüm noktası olacaktı. Bunun için yıllarca tutkuyla çalışmıştı. Babası yanında yokken tek dayanağı müzik ve annesiydi. Müzik onun için her şeyi ifade ediyordu, her şey.

Yarışmanın yapılacağı yere geldiğinde annesi de onunla gelmişti. İçeriye girip sırasının gelmesini beklediler.

10 dakika geçti.

17 dakika geçti.

36 dakika geçti.

Sıra ona gelmek bilmiyordu. Saat geçmek bilmiyordu. O sırada yanına yaklaşan bir kadın "Kang Seung yoon, röportaj sırası sizde." dedi.

Seung Yoon oturduğu yerden kalktı. Kadını takip etti. Kadın onu dışarıya çıkardı ve oturaklardan birine yani kameranın karşısına oturttu.

"Başlıyoruz."

Seung Yoon kendisine sorulan soruya cevap verdi. "Orta ikideyken kötü çocuklarla takılmaya başladım. Onlar tarafından ihanete uğradım. Bu yüzden okula gitmek istedim ve bırakmaya karar verdim. Annemi ağlarken görünce kafama dank etti.

Annemi çok üzdüm. Bu yüzden telafi etmek istiyorum."

Röportaj bitmişti. Seung Yoon duygulanıp göz yaşlarına hakim olamamıştı. Annesinden, annesinin yaşadıklarından bahsetmişti. Gözyaşlarını kurutana kadar içeri girmedi. Kendine gelince içeri girdi ve annesinin yanına gidip oturdu. Annesine gülümsedi. Elini elinin üzerine koydu. "Bunu başaracağım, anne."

Sıra sonunda Seung Yoon'a gelmişti. Seung Yoon adı çağırılınca yerinden kalktı ve içeriye girdi. İçeri de üç jüri vardı. Bir bayan iki bay.

Seung Yoon gözlerini yumdu. Gitarını çalmaya ve şarkısını söylemeye başladı.

Seung Yoon kendini şarkı söylemeye kaptırmışken jürilerden biri "Bu kadarı yeterli" dedi.

Jüriler övgüler yağdırmıştı. Aynı zamanda eksi yönlerini de belirtmişlerdi. Mesela gözlerini kapattığında hafif açık kalıp, beyazının görülmesi gibi. Seung Yoon bunu duyunca şaşırmıştı, çünkü böyle bir şey olduğunu bilmiyordu.

İçeriden çıktı ve annesine sıkıca sarıldı. Hayallerine attığı bu adımda başarılı olmuştu ve hayallerine bir adım daha yaklaşabilmişti.

Bu durumu kız arkadaşına haber vermek istiyordu. Annesiyle ve dönerken annesine önden gitmesini söyledi. Aynı sokakta oturduğu kız arkadaşının evine doğru yol aldı.

Kız arkadaşı Se Yi'nin evinin önüne gelince durdu. Yerden bir taş alarak Se Yi'nin odasının olduğu cama taş attı. Çıkan olmayınca tekrar bir taş daha attı. Bu sefer perdeler hareket etmişti. Se Yi'nin kafası göründü ve hemen sonra yok oldu. Bu 'Geliyorum' demekti.

Se Yi, Seung Yoon'un yanına gelince durdu. "Ne oldu, birden böyle yanıma gelmek nereden esti?"

Seung Yoon gülümsedi. "Hatırlıyor musun bugün elemeler vardı ve bil bakalım kim geçti?"

Seung Yoon, Se Yi'nin tepkisini görünce şaşırmıştı. Se Yi bu haberi duyduğuna sevinmiş gibi gözükmüyordu. Seung yoon, Se Yi'ye sordu. "Ne oldu, sevinmedin mi?"

"Açıkçası pek umrumda değil."

"Ne?"

"Gelip geçici bir heves. Bu kadar büyütmemelisin Seung Yoon."

Seung Yoon, Se Yi'nin dediklerine inanamıyordu. "Gelip geçici heves mi, Se Yi bu benim hayalim."

"Evet senin hayalin. Fakat bu sadece bir hayal. "

"Benim bir star olabileceğime inanmıyor musun?"

"Seung Yoon hadi ama, sen kim star kim."

Seung Yoon, sürekli şarkılar söylediği ve sürekli ona besteler yaptığı sevgilisinden bu sözleri duymak onu feci bir şekilde kırmıştı. "İnanmıyor musun? Benim hayalime inanmıyor musun?"

"Hadi ama Seung Yoon böyle yapma. " Se Yi biraz duraksadı ve devam etti. "Peki o zaman, ben mi yoksa bu boş hayalin olan müzik mi?"

Seung Yoon küçümser bir şekilde sırıttı. "Sorman hata."

Se Yi, Seung Yoon'un cevabını anlamamış gibiydi. "Nasıl yani?"

"Çünkü ben vahşi ve gencim." Seung Yoon Se Yi'ye arkasını döndü ve yürümeye başladı. Se Yi, Seung Yoon'un arkasından bağırıp çağırsa da Seung Yoon hayallerinin peşinden koşacaktı. İnanıyordu, hayalleri bir gün gerçek olacaktı. 


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 21, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

WILD | Kang Seung Yoon [WINNER]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin