'Tolga ben.'
O anda aklıma Görkem'in bana bugün yaptıklarından, söylediklerinden ve gelecekte olacaklardan intikam almak için bir şey geldi.
'Merhaba, ben Görkem.'
Yapacağım şey öyle çok karmaşık bir şey değil. Ne ona ne de bana zarar verecek. Sadece onunla birebir aynı görünüşe sahip olan beni Görkem diye çağırırlarsa, Görkem bir erkekle sevişmiş olacak ve ben sadece bununla tatmin olabilirim.
Görkem diye çağrılmaya zaten alışkınım. Gerek bizi karıştırdıkları için gerekse biz karşımızdakinin kafasını karıştırmakiçin pek çok kez Görkem denildi bana. Bu durumu yadırgamayacağıma eminim. Açıkçası Görkem diye çağrılmak bir nebze hoşuma da gidiyor.
Elimi Tolga'ya uzattım, kocaman bir gülümsemeyle karşılık verdi. O zaman ilk defa üst sağ köpek dişinin biraz yamuk olduğunu fark ettim. Bu da Tolga'ya acayip bir tatlılık ve seksilik katmıştı. Eliime uzanıp sıktı.
'Biraz utangaçsın sanırım.'
Evet oldukça utangaç bir tipimdir. Çünkü her zaman yanımda Görkem vardı ve her şeyi benim için o hallederdi. Bu sözleri üzerine elim ayağıma dolandı. Ellerimi birbirine dolayıp oynamaya başladım.
'Çok mu belli oluyor.'
'Evet, tamam üzerine gelmeyeceğime söz veriyorum. Her şeyi ağırdan alcaz tamam mı?'
Kendime çok tatlı bir doğum günü hediyesi bulmuştum. Kesinlikle. Gözlerimi kucağımdaki ellerime indirdim.
Göz ucuyla Tolga'nın ayaklarını görebiliyordum. Ayağındaki bordo spor ayakkabıları yere bastı. Uzun tabureden inip bana doğru bir adım attı. Parmak uclarında yükselip yanağıma uzun bir öpücük bıraktı ve kulağıma yöneldi.
'Yapma böyle Görkem. Çok seksi oluyorsun.'
O bana bunları söylerken ben çoktan sertleşmiştim. Sadece yanağımdan öpüp kulağıma fısıldamasıyla. Fark etmemesi için ellerimi üzerine getirdim. O da tekrar yerine oturdu.
Yüzüne bakmak istiyordum ama çok çekiniyordum. İçkimi elime alıp büyük bir yudum aldım. Oldukça sertti ya da içmeye alışkın olmadığım için bana sert gelmişti. İçkinin verdiği cesaretle kafamı kaldırıp baktım. Hala bana bakıp gülümsüyordu. Benim tersime hareketlerim onun hoşuna gidiyordu belli ki. Koca bir yudum daha içip gülümsedim.
Bu gece inşallah gülümsemenin ötesine geçebiliriz. Gerçi işler bana kalırsa pek mümkün görünmüyor ama.
'Peki Görkem. Okuyor musun sen?'
'Evet, lise son sen?'
Al işte çocuk konuşacak bir şeyler bulmaya çalışıyor. Kalkıp gitmediğine dua et sen.
'Gerçekten mi? O kadar küçük göstermiyorsun ya. Kaç yaşıdasın?'
Saate baktım.
'Iım yaklaşık 2 saat sonra 18.'
'İyi bari reşit sayılırsın.' Kıkırdadı. Gittikçe daha tatlı geliyor bana. Acaba içkiden mi? 'Üniversitedeyim ben 2. sınıf.'
Bir süre bakıştık. Yine gülümsedi.
'Bu muhabbette bir yere çıkmadı ha?'
Güldüm. Zaten fazlasını yapsam kendim şaşırırdım.
'Pekala bu kezde bunu deneyelim.'
Bir kez daha kalktı taburesinden. Benim taburemin kenarlarından tutup kendine doğru çevirdi. Bacaklarımın arasına girip parmak uclarında yükseldi bir kez daha. Elini yanağıma koydu ve başparmağıyla dudağımı okşadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİZ ÇIKMAZI (gay)
General FictionEğer ikizlerden birisi gay diğeri homofobik olursa ne olur? İkizlerin birbirinin duygularını, düşüncelerini hissettiği duyulmuş bir şey değil mi? Peki gerçekten öyle mi?