Bu bölüm için baya uğraştım. Umarım beğenirsiniz...
Gözlerim yavaş yavaş açılmaya başladı. Nerde olduğunu hala çözemedim. En son sahildeydim. Sonra. Sonrası yok. Yanılmıyosam burası bir depo. Fakat beni niye bağladılar. Off. Çıldırıcam.
Birden kapı açıldı. Gözlerimi kısarak baktım. Gelen kişiyi görünce ağzım 5 karış açıldı. Allah nazarlardan saklasın dicem. Dibine kadar yakışıklı. Ulan Yuh bana. Şu durumdayken bile düşündüğüme bak. Saçma sapan düşüncelerimden kurtulup karşımda duran şahısa baktım. Tek kaşını kaşdırmış bana bakıyordu.
-"Kimsin sen?"dedim sert bir ses tonuyla. Bana yaklaştı ve gözlerimin içine baktı. Ona en sert bakışkarımla bakıyordum.
-"Acaba kimim ben?" Dedi alaycı bir ses tonuyla. Beni fazlasıyla sinir ediyordu.
-"Bende onu soruyorum. Kafanı betona sürtmeden önce söyle. Kimsin sen?"dedim. Yapardım. Yaptığım kişiler vardıda. Söylediğim şeye şaşırmıştı.-"Bence senin dilin fazla uzamış. Kessekmi az ucundan? Sen ne dersin?"deyince sinirlerim fırladı. Her cebimde çakı vardı. Eğer ulaşabilirsem burdan kurtulurum. Hemen ona çaktırmadan harekete geçtim. Bana cevap beklermiş gibi bakıyordu.
-"Sende o göt varmı?"dedim alaycı bir sesle. Fakat bu saçma olmuştu. Kesinlikle o göt vardı. Sonunda elim çkıya ulaştı. Çaktırmadan ipi yavaş yavaş kesmeye başladım.
-"Fazla kaşınıyosun bence."dedi. İp kopmuştu sonunda. Hemen kalkıp karşımdaki gıcık şahsa sert bir yumruk indirdim. Elimdek çakıyı boynuna doğru tuttum. Gülmeye başladı. Ve bu benim sinirimi dahada bozuyordu. Arkamdan biri gelip belime bir yumruk indirdi. Aniden yere yığıldım. Acı içinde kıvranıyorum resmen. Şerefsiz Piç ayağıyla karnıma tekme attı. Ve deponun dışına gitti. Işıklar söndü ve her yer karanlık oldu. Yalnız ve karanlık bir yerdeydim. Aslında hak ettiğim bir yerdi. Bilincim yavaş yavaş kapanmya başladı...Gözlerimi açtığımda deponun üst camından içeri güneş girdiğini fark ettim. Sabah olmuştu. Bulunduğum yerden kalktım. Her yerim sızlıyordu. Kendimi toparladım. Kapı açıldı. Yine o çocuk. Ulan şunun bir ismini öğrenemedim gitti ya. Yanıma geldi. Bana sinirliydi. Bu belli. Ama aynı zamanda nefrat ediyor gibiydi. Ama neden? Bu bakışları beni sinir etti. Ayrıca niye konuşmuyordu. Buraya susmak içinmi gelmişti.
-"Ne söyliksen söyle. Mal mal bakma."dedim. Yok vallaha ben kaşınıyom. Ama bana böyle bakması beni rahatsız etmişti.
-"Siktir git burdan."diye haykırdı. Hala bana o bakışlarıyla bakıyordu. Açıkçası burdan gitmemi söylemesi şaşırtmıştı.-"Bana öyle bakma. Ve beni niye buraya getirdiğini bilmeden bir yere gitmicem."dedim.
-"Gebermekmi istiyosun?"dedi
-"Kaybedicek bir şeyim yok. Gebersem ne yazar?"dedim. Haklıydımda. Ama yok haksızım. Ne işim var benim bu piçin yanında. Burdan gitmek en iyisiydi. Onu gördükçe geçmişim aklıma geliyordu. Bakışkarı çok derin ve nefret doluydu. Gözümden bir damla yaş aktı ister istemez. Onun benim ağladığımı anlamasını istemiyordum. Arkamı döndüm ve bızlıca ordan uzaklaştım. Arkamdan seslendi"Gece"dedi. İsmimi nerden bikiyoki? Ona döndüm. "Adım Gölge" dedi sırıtarak. Gölgemi? Ne saçma bir isim. Ulan bunu diyen benmiyim. Benimkide buna benzer bir şey işte. Arkamı döndüm ve oradan uzaklaştım. Eve yürüyerek gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Piskopat Gölgem
ChickLitMutlu olmak bana göre deil sanırım. Zaten mutluluğu hak eden biriside deilim. Gerçek Gölgenin peşindeyim sadece. Onu istiyorum. Geçmişimdeki masum çocuğu bilemek hatırlamak istiyorum...