Bu sefer etrafımı karanlık sarmıştı. Ama normalde olduğundan daha sessizdi. Karanlığın hiç konuşmaması garip gelmişti.
-Beni delirtmen gerekmiyor muydu neden suskunsun ?
Dedim. Hiç ses gelmedi. İç çektim. Normalden farklıydı bu kabus ama yinede bitmesini istiyordum. Bir kez daha iç çektim tam o anda karanlık konuştu
-Acı çekmek hoşuna mı gidiyor küçük Grimm ?
Dedim. Sesi sanki biraz bıkkın gibiydi.
-Hayir .
Dedim. Karanlık ilk defa sakın bir sesle -Neden o zaman kendine bu kadar acı çektiriyorsun ?
Dedi. Bu sorunun karanlıktan gelmesi beni şaşırtmıştı.
-Sen nesin ?
Dedim. Karanlık güldü
-Hala anlayamadın mı küçük Kont ? Ben senim. Kendi bilinç altında kendini cezalandırıyorsun.
Dedi. Mantıklı gelmişti.
-Yaptığım şeyin bedelini ödemeliyim
Dedim. Karanlık
-Peki sen ne yaptın ?
Dedi. Ne ? Karanlık
-Calente'yi öldürerek kaç kişiyi kurtardın ?
Dedi. Mantua , Venedik, Venezia , Ferrara belki de Steinsberg'de ki insanlar diye içimden mırıldandım. Büyük bir orduydu karşımdaki ne olacağı hiç belli olmazdı. Karanlık
-Haklısın. Sen olmasaydın. Belki de binlerce insan ölmezdi. Ama milyonlarca insanda ölebilirdi.
İlk defa karanlık benim hakkımda iyi birşey söylemişti. Ne oluyordu ?
Gözlerimi açtım . İlk defa böyle garip rüya denilecek birşey gormustum. Yavaşça yataktan kalktim. Dün ne kadar boktan bir gündü böyle. Ama yorgun hissediyordum. Ama fiziksel birşey değildi sanki ruhum yorgun gibiydi. Odamın kapısına ilerledim. Kapının kilidini açtım. Gordugum şey beni şok etti. Milano Düsesi sırtını duvara yaslanmış ve oturur vaziyette uyukluyordu. Tanrım ! Dün arkamdan gelmişti . Söylediği hiç bir şeyi umursamamıştım. Odama geldiğimde sert bir şekilde " defol "diye bağırmış odamın kapısını kitleyip uyumustum. Onunda gittiğini sanmistim. Ama yanılmışım. Tüm gece kapımda beklemişti! Dişlerimi sıktım. Yavaşça ona yaklaştım. Ve onu kucağıma aldım. Uyanmadı bile hattta elleriyle boynumu sardı. İç çektim. Ve odama gittim. Yavaşça onu yatağa yatırdım. Tanrım ! Tumgece bu her tarafını açıkta bırakan gecelikle miydi ? Hasta olacaktı. Kalkacagim sırada beni kendine çekti. Bunu beklemiyordum . O yüzden yüzüm tam boynuna gelecek şekilde dustu. O an boynunun sütlü çikolata gibi koktuğunu hissettim. Acaba isirsam çikolata tadı gelir miydi ? Tanrım ben ne saçmalıyorum !? Kesin açlıktan dı bu. Yada yoğun sütlü çikolata beynimi yakıyordu. Bu da olabilirdi. Hay Lanet ! Kalkmaya yeltendigimde Düşesin fısıltısı beni olduğum yerde durdurdu.
-Lütfen gitme .
Sesi okadar zayıf ve güçsüz çıkmıştı ki bu beni şaşırtmıştı. O güçlü bir kadındı ondan hayatta böyle bir ses duyacağımı sanmıyorum. Onu birakamadim. Nedenini ben bile bilmiyorum. Ama bırakamadım. Bu beni şaşırtmıştı. Kolundan yavaşça kurtuldum. Ve yanına uzandım. Onu kendime çektim. Ve gözlerimi kapadım. Bunu neden yaptım ? Acaba kafami bir yere mi çarpmıştım ? Ama düşününce bu kadar kötü durumdayken beni hiç yanlız bırakmamıştı. Hatta kapımda uyuklamıştı.Acaba ona güvenebilir miydim ? Yani bunları beni incitmek için yapmazdı değil mi ? Belki de o diğer kadınlar gibi değildi ? Belki bu limanini kendi yok etmiş bir gemiye yeni bir liman olabilir miydi ?
Düşesin Bakış Açısı
Gözlerimi araladığımda yumuşak bir yerde yattığımı fark ettim. Güzel kokuyordu. Bu koku da neydi acaba ? Ağır ama bir o kadarda hafif etkileyici erkeksi bir kokuydu. Belimi saran sıcak eller hissettim. Yavaşça kafami yukarı kaldırdım. O an bedenimin buz kestiğini hissettim. Ben Grimm De Madcount'un üstünde yatıyordum. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki dışarıdan bile duyulabileceğini düşünüyordum. Tanrım onun yatağında onunla uyuyodum ! Yüzüne baktım. Yüzü sanki usta bir heykel tıraş tarafından yapılmış gibiydi. Kahve rengi dalgalı saçları yastığa yayılmıştı. Dolgun dudaklarına baktım . Yutkundum. Acaba o uyurken bir çılgınlık yapsa mıydım ? Ama eğer uyanırsa hem çok pis rezil olacaktım. Hem de onu uyandırarak bu manzarayı bozacaktım. Değer miydi ? Kesinlikle ama bunu yapacak cesareti içimde hissedemiyordum. Belki onunla daha da yakinlastigim zaman o cesaret gelirdi. Hem beni yatağına alması bile büyük bir şanstı. Belki de onu kendime aşık edebilmeye başlamıştım . Ki eğer bu doğruysa onu kolayca avcumun içine alabilecegim. Anlamına geliyordu. Ama ...
Bu nedense beni fazlasıyla rahatsız etti. Bu kadar zor güvenen birine kendimi guvendirdigimde ben ondan vaz geçebilecek mıydım ? Bunu bilmiyordum. Onu istiyordum. Ama diğerleri gibi bir istek degildi. Kokusunu içime çektim. Bu farklıydı. Kıpırdandığını hissettim. Hemen uyuyor rolü yapmaya başladım. Fısıltısını duydum.
-Uyurken meleğe benziyor . Tabi bunu yüzüne söylemektense ölmeyi tercih ederim.
Dedi. Kalp atışlarım dahada hızlandı. Umarım bunu fark etmemiştir. Grimm
-Duymayacagini biliyorum. Ama sana güvenmek istiyorum. Ama korkuyorum. Bana ihanet etmenden.
Ve özür dilerim. Bu Riske giremem.Ödeyecegim bir bedel var sırf bu yüzden nefes alıyorum.
Sesi o kadar kibar ve yumuşaktı ki. İçimde bir acı hissettim. Sanki biri kalbimi sıkıp parçalıyor gibiydi. Göz yaşlarımı geri gönderdim. Önünde ağlayamazdım. Bedel derken ne demek istemişti ?
Grimm'in Bakış Açısı
Duyduğunu biliyordum. Kalp atışlarından belliydi uyanık olduğu. Uykum her zaman hafif olmuştu. Bunları özelikle uğraşmasın diye söylemiştim. Kendini daha fazla yormasına gerek yoktu. Hem eğer o yanımda olursa nefes almanın bedelini ödeyemezdim. Benim tekrar mutlu olmaya hakkım yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grimm De Madcount
Historical FictionSteinsberg'in genç kontu Macarların korkulu rüyası Deli Grimm de Madcount 'un hayatı... Kont sayıca üstün olan Macar ordusuna baktı . " Tanrı acaba gök yüzünden bana bakıp bu salak ne yapıyor diyor mu ?" Diye iç çekti. Güldü ve "Umrumda değil. Hİ...