10| Mistake ?

1.6K 156 34
                                    

"Kalbimin odundan yapıldığını bilmezdim ta ki yanan yüreğimin küllerinde boğulana kadar . "
(Bölüm 21)

*********
Başını EXO-promise ile okuyun .
(Ve yorum yapmayı unutmayın )
************
Öyle anlar vardı ki insanı ölmek için yalvartacak... Çünkü bilirdiniz ki ölmek bile bu kadar acı vermezdi . Başınızı duvara yaslayıp sessizce göz yaşları dökerken katlanılmaz bu acıyı yüreğinizin en derinlerine gömer ve biraz olsun nefes almaya çalışırdınız. Ama hiç bir nefes alış gerçekten yaşıyor gibi hissettirmezdi. O kadar , o kadar parçalanmış hissederdiniz ki ölümün bile daha canlı hissettireceğini düşünürdünüz. Çünkü sanırdınız ki o bütün bunların tek kaçış yoluydu.

Sehun şu an hissettiklerini günün başında bilseydi eğer tüm gün boyunca çektiği kalp ağrısını başı dik bir şekilde çekerdi.

O an, Luhan kollarının arasındayken kendini çok kuvvetli ve huzurlu hissediyordu. Öyle ki her zaman şikayet ettiği hızla atan kalbi bile onu hoşnut ediyordu.
Son on beş dakikadır bir cesaret patlaması yaşamıştı. Önce onunla tartışmış sonrasında ise peşinden koşarak onu öpmesini söylemişti.
Ve burada bu vaziyette duruyorlardı.

Gökyüzünden inen yağmur damlaları ikisinin de vücudunda ıslanmadık yer bırakmamış, soğuk hava üşüyen tenlerin iyice üşümesine sebep olmuştu. Ama bir şekilde Sehun sıcak hissediyordu. Luhan'ın sıcaklığı kalbine yayılıyordu.

Bir an sonra Sehun Luhan'a yaklaşıp genç adamın ıslanmış kırmızı dudaklarına fısıldadı

"Hem de hiç olmadığım kadar. "

Bu cesaret belki de içtiği beş bardak içkiden dolayıydı. Luhan gözlerini bir kaç kez kırpıştırdı, bundan dolayı ıslanmış kirpiklerinden bir kaç damla damlamıştı.

Kısa olan parmak uçlarında yukarı kalktı ve Sehun'un dudakları ile kendi dudakları arasında çok az bir boşluk kalana kadar durmadı.

Sehun, sonunda Luhan bu kadar yakınında olduğu için kendini delirecek gibi hissetmişti. Nefesler birbirine karışıyor, Sehun'un hızlanan kalbi durmak bilmiyordu.

Kısa olan sessizce mırıldandı. Bunu yaparken dudakları Sehun'un aralık dudaklarına sürtünmüştü.

"Daha fazlası için geleceksin. "
Kumral olanın nutku tutulmuşken Luhan aradaki boşluğu kapattı.
Her şey durdu, zaman durdu ve Sehun'un düşünme mekanizması devre dışı kaldı.

Havanın soğukluğu birleşen dudakların sıcaklığıyla unutuldu. Kumral olanın karnına kramplar girerken Sehun dudaklarını hareket ettirmeyi başarabilmişti.
Luhan'ın belindeki eli tutuşunu sıkılaştırdı. Kısa olan ise iki elini de kumral olanın yanaklarına koydu.
Yavaş hareketlerle dudaklarını hareket ettirdi.

Luhan açık olan gözlerini kapatıp kendini anın tadını çıkarmaya bıraktı.

Sehun mutluydu, rahatlamıştı, ölecek gibiydi...

İkisi arasındaki ten uyumu gözle görülür derecedeydi.
Orada o karanlıkta iki kalp de huzur doluydu. Ama her güzel şey gibi bunun da bir sonu olmalıydı.

Luhan, yavaşça nefes almak için geri çekildi.
Sehun, hiç bitmesin istiyordu. Hayır bunun nedeni genç adamın arsız düşüncelerinden dolayı değildi. Bunun nedeni genç adamın belki de hayatında ilk defa kalbinin huzurla dolmasından dolayıydı.

Luhan Sehun'un omuzlarına bakan gözlerini onun gözlerine çevirdi.
Sehun'un gözleri derin ve anlamlı baksa bile Luhanınkiler öyle değildi. Boştu... Hissizdi...

Bunları da beğenebilirsiniz

          

Kumral olan, kısa olan kollarının arasından kayıp giderken hiçbir şey yapamadı.
Onu izledi, onu ve gidişini. Luhan kapıdan girmeden önce son kez arkasında bıraktığı adama baktı.
Çaresiz ve düşünceli adama...

*********
Günler hızlı geçiyordu. Gösteriye üç gün kalmıştı ve Sehun salı günlerinin verdiği yorgunluğu yaşıyordu.

Biraz da ruhsal olarak çöküşteydi kumral olan. Luhan'ın yüzüne ne bakıyor ne de onunla konuşuyordu. İçindeki boş umudun sönmesi için Luhan'a karşı bir beklenti içinde durmamaya çalışmıştı tüm o uzak günler boyunca.
'Malum' olayın üzerinden iki gün geçmişti.

Kısa olanın da ondan bir farkı yoktu. Gerçi ikisi de sessiz olsalar bile içlerinde ne fırtınalar kopuyordu...
Luhan, Sehun belki o günden sonra daha fazlası için gelir diye düşünse bile iki gündür etkileşimde oldukları tek an akşam yemeğinde kısa olanın tuza uzanamaması ve diğerinin ona uzatması olmuştu.

Bu, bu şekilde devam edemezdi. Kariyerlerinin sonuna kadar konuşmadan duramazlardı. Hem öpüşmüşlerdi canım, o kadar abartılacak bir şey değildi bu. Luhan bu durumu düzeltecekti. Ve Luhan bildiği tek yönteme başvurdu; konuşmaya...

Kısa olan o gün saat on civarı kumral olanın odasına çekildiğini görmüştü. Tao'nun salonda onlarla birlikte olmasını fırsat bilerek Sehun çıktıktan on beş dakika sonra ikinci kata çıktı.
Koridor bomboş ve karanlıktı. Yalnızca Sehun ve Tao'nun odasının kapısının altından ışık geliyordu.

Luhan içine derin bir nefes çekip beyaz ahşap kapıya bir kaç kez vurdu.
Karşı taraftan gelmesi gereken 'gel' sesini beklemeden kapıyı açtı.
Sehun çalışma masasının yanındaki gitarı eline almış elini klavyede gezdiriyordu.

Kumral olan arkasını dönerken gülümsemişti ta ki Lu'yu görene kadar.

"Luhan ?" dedi sorarcasına.

Sehun'un şaşkın bakışlarının aksine Luhan çok samimi olduğunu düşündüğü, dişleri görünecek kadar büyük gülümsemesiyle bakıyordu.

"Sehun, müsait misin ?"

Hala kapıdayken sordu.
Uzun olan başını onaylar nitelikte salladıktan sonra

"Evet '' diye mırıldandı.

Luhan hiç çekinmeden içeri girerken kendini bir şekilde gergin hissediyordu.

Uzun olan elindeki gitarı uygun bir köşeye koyarken beynini işgal eden düşünceleri def etmeye çalışıyordu.
Neden gelmişti ?
Ne diyecekti ?
Bir şey mi istiyordu ?

Sehun, yatağında ne zaman oturmaya başladığını bilmediği Luhan'ın yanına gidip onun karşısına, Tao'nun yatağına, oturdu.

"İlk sahnen için heyecanlı mısın ?"
Kumral gencin düşüncelerinin gösteriye kaymasıyla gözleri ışıltıyla parıldadı.
Sehun bugün ilk defa gülümserken cevapladı karşısındaki mükemmelliği

"Evet, çok heyecanlıyım. "

Luhan tebessüm ettikten sonra başını salladı ve kısa bir süreliğine sessizlik hüküm sürdü. Kısa olan aklına gelen yeni soruyu hiç düşünmeden sordu

"Şarkı nasıl gidiyor ? Stüdyoya gittin mi ?"
Uzun olanın bakışları tavana çıktı. Bir süre düşündükten sonra Luhan'ı cevapladı.

"Evet, gittim. Biraz düzenledik. Kyungsoo söylemeyi kabul etti. "

Konuşurken saygı ifadeleri kullanmaması Luhan'ın gözünden kaçmamıştı.
Kumral olan samimi davranıyordu.

Luhan, gerilmişti. Sanki daha da olabilirmiş gibi gülümsemesini büyüttü.

Say You Love Me II HanhunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin