O gün kalktığımda her şey aynıydı.Sıran ve sıkıcı rutinlerimin dışında bir şey yok.Kendime iyilik yapıp boğazda bir restoranda öğle yemeği için yer ayırttım.Zengin miyim?Çalışıyor muyum diye soracak olursanız,orta halliyim .Çalışmıyorum çünkü ailemin sınırsız kredi kartları bana yetiyor.Ama şu sıralar biraz kavgalıyız.
Pazar günü zaman daha hızlı ilerliyor sanki.Saatin akrebi on iki ye geliyor.Boğazda restorana gitmek için hazırlanmaya başladım bu sırada kahvem de kaynıyordu.Kahveyi sevmemin nedeni ağzımda hoş bir tat bırakması.Ne giyeceğime karar verip son olarak bileğime bir saat seçtim ve rimelimi sürüp kahvemi elime aldım.Tam kapıdan çıkacakken aynada kızıl saçlarımı biraz düzelttim.Hep salaş dururlar.Araba ön taraftaydı bu yüzden çıkmam kolay oldu.Radyoda çalan müzik ağzıma dolanmıştı.Restoran a varışım tam istediğim saatti.
Kapıdan girer girmez hoş bir beyefendi benim için ayrılmış yere kadar eşlik etti.'Ben bir rosto alıyım lütfen' peki efendim, İçecek? 'Kola olsun' tabi hemen getiriyorum.Gelen yemeğimi afiyetle yerken annemden mesaj geldi 'Bu sana son uyarım,artık olacaklardan ben sorumlu değilim!' Canımı sıkmak istemiyorum.Ağzımdaki yudumumu bitirip gazozumdan son bir fırk içerek 'Hesap lütfen' diyip cüzdanımı çıkarmaya koyuldum.Kartımı uzattım.
-Afiyet olsun efendim yine bekleriz
Ah tabii
-Yalnız kart çalışmıyor?
Nasıl yani,bir daha deneseniz
-Peki.Yok hala geçmiyor
Cüzdanımdaki iki karta bakarak yeşil olanı seçtim.Bir de bundan alın
-Hemen efendim.Ama malesef bu DA geçerli değil.
Son olarak bu karttan da deneyin,olmazsa nakit öderim.
-Uzattığı kartı aldım ama geçiceğini hiç sanmıyorum.Üzgünüm geçmedi bu da
Ahh tabi ya annem! Bütün kartlarımı iptal ettirmiş.Cüzdanımdan yüzlük çıkardım ve uzattım.Hızlı adımlarla oradan uzaklaştım.Hiç bu kadar küçük düşmemiştim.Hiçbir şeyim kalmamıştı.Nasıl yaşayabilirdim artık.O an aklıma ürpertici bir fikir geldi.
İş bulup para kazanmalıydım.