-2-
-Selena-
Okula varmıştık. Arkadaş edinebileceğimi sanmıyordum. Annemden ilk günümün güzel geçmesi için dilek dilemesini istedim.
“iyi şanslar tatlım”
“teşekkürler anne görüşürüz”
Annem arabayla uzaklaştıktan sonra ne kadar yalnız ve ezik olduğumu sonradan anladım. Hiç kimse dışarıda –okul bahçesinde- değildi. İyi de derslerin başlması için daha… oh! Olmaz! Ders başlayalı 15 dakika olmuş. Hemen koşup kantinden su alarak sınıfımı bulmaya çalıştım. Bütün katları gezdim ama bir faydası olmadı. Tekrar aşağıya indim ki orada zaten bütün sınıfların hangi koridorda olduğu yazıyormuş. Gıcık oldum. Neyse sonra 11A sınıfımda olduğumu öğrendim (tabi ki 9. Ve 10. Sınıfı başka bir lisede okumuştum.) neyse sınıfın kapısına buldum, ama bildiğiniz gibi geç kaldığım için sınıfa girdiğimde herekes bana bakacaktı. Çok utanç verici. Hemen o koridorda bir lavabo bulmaya çalıştım. Lavabo çok hoştu –yanlış anlamayın- okulun içi dışı birbirinden güzeldi. Aynada kendime çeki düzen verdim. Bir baktım ki 5 dakika daha geçmiş. Hemen acele edip sınıfın kapısını tıklatarak açtım. Ama tabii ki de dünyadaki en şansız kız olduğumdan dolayı öğretmen
“kapıyı çaldın mı?” dedi. O anda çok kötü rezil olduğumu anladım.zaten benim başıma hep böyle şeyler gelirdi.
“hocam ben kapıyı tıklatmıştım.” Dedim
“peki geç kağıdı aldın mı? Dedi. Eh! Yani bu kadar olur! Yerin dibine girmiştim.
“hayır” dedim başımı sallayarak kafamı eğdim. Bundan utanç verici bir şey olamazdı.
“oturabilir miyim?” dedim. Ama kafamı kaldırmadım. Çok utanmıştım. İlk boş görebildiğim sıraya oturdum, öğretmenden özür diliyerek. Neyse çantamdan defterimi ve kitaplarımı çıkardım. Derken 5 dakika geçti.ama ben hala sınıfı görememiştim. Büyük bir cesaretle kafamı kaldırıp yeni sınıfımdaki yeni arkadaşlarıma baktım. Hepsi gayet şyi görünüyordu. Yanımdaki kişiyi de çok merak etmiştim. Çok güzel bir kızdı. Acaba onunla arkadaş olabilecek miydim? Birden öğretmenin sesini işittim.
“buradaki herkes kendini tanıttı. Sende tanıtmak ister misin?” dedi. Benim aslında vereceğim cevap “ ımm taeşekkürler ama hayır”dı ama öğretmenle daha da kızışmamak için demedim.
“aaa… ben selena. Selena gomez.bildiğiniz gibi ben yeniyim tabi bazı arkadaşlarımız bilmiyor olabilirler. Ahaha çünkü onlar da yeni” off!! Yine saçmalamıştım.ama çok heyecanlanmıştım.
“9. Ve 10. Sınıfı burada okumadım. Çünkü yeni taşındık buraya” dedim
“ hımm” dedi öğretmen. “oturabilirdin selena”
-Barbara-
Okul başlayalı iki ders olmuştu.ama ben sıkılmıştım.kendime göre arkadaş bulmalıydım. Tek sıkıntım…
“merhaba ben selena. Senin adın ne?” işte buydu. Biraz utanıyordum. Neyse ki benim yerime birisi bunu başarabilmişti. Ama o kızda utanmış gözüküyordu.
“merhaba! Ben de barbara. Tanıştığıma memnun oldum.”
“ben de! Nelerden hoşlanırsın barabara?”
“ben mi? Benn müzik dinlemekten, kitap okumaktan, şarkı söylemekten… sen?”
“ben de müzk dinlemekten, şarkı söylemekten, fotoğraf çekinmekten, kitap okumaktam hoşlanırım… ne tür müzikler dinlerisn, barbara?”
“ben linkin park dinliyorum. Sen?”
“ben de the beatles” hahaha.. müzik anlayışlarımızda orijinal.
“bu arada çok güzel görünüyorsun”
“çok teşekkür ederim. Sende çok güzel giyiniyorsun.”
“bu arada ben yatılı kalacağım ya sen?”
“aa… ben kalmayacağım. Çünkü buraya yeni taşındık. Ne yazık ki babamla annem pek iyi anlaşamıyor. Ama belki araları düzelirse kalabilirim.”
“aa şeyy bunu sorabilir miyim? Bilmiyorum ama ‘annem ve babamın durumu’ derken?”
“ahh şey annemle babam galiba ayrılacaklar. Neyse işte yani.”
“ahh pardon! Çok özür dilerim.seni üzmek istememiştim.
“ah önemli değil. Bence bu günlük bu kadar konuşmamız yeterli”