Arkadaşlar yb geldi! Umarım beğenirsiniz. Lütfen okuduğunuz her bölüm içinde oy vermeyi unutmayın.
Can
Can'dan
Yoktu. Hiçbir yer de yoktu işte. Üç ay! Tamı tamına üç ay olmasına rağmen hiç haber alamamıştık Derin'den.
Ortadan kaybolduğu günden beridir uğramıyordum eve. Çünkü Derin o evde olmadan ayak basmayacaktım oraya. Kimse beklemiyordu geri geleceğini, bıraktığını düşünüyorlardı Derin'in bizi. Hah! Ne saçmalık ama!
Tamam, Derin reşit olmuş olabilir ama kaçıp gitmesini gerektirecek hiçbir sebep yokken ortada, bırakıp gitmezdi ki o bizi. Bu, onun kalıbına sığmazdı bir kere!
İzmir'den uzaklaşmam gerekiyordu, o olmadan hiç tadı çıkmıyordu güzelim İzmir'imin... Aydın'a gelmiştim geçici bir süreliğine. Geçici diyorum çünkü, ben biliyorum o bücürün kafasını her an bir yerlerden çıkarıp "Ben geldim. Nasıl da kandırdım sizi ama?" diyeceğini.
Kirası çok da pahalı sayılmayan 'geçici' evimden iki sokak uzaklıkta olan bara gitmeye karar vermiştim. Derin'in yokluğundan beridir yani tam üç aydır gece gündüz tek mekanım olan yere...
Daha saat öğlen bir civarlarındaydı ama ben yine de barın yolunu tutmuştum. Her zaman ki gibi... Bara tam giriş yapacaktım ki yandaki büfeden çıkan kişi ile bir an neye uğradığımı şaşırdım.
Havluyu bedenine sarmış, sırılsıklam olmuş ve birbirine karışmış olan saçlarını ellerini kullanarak düzeltmeye çalışan bir kız... Ne kadar da çok benziyordu Derin'ime...
Başımı iki yana salladım. Herhalde sabah kahvaltı niyetine içmiş olduğum bira aç karına iyice kafa yapmıştı bende. Tam tekrardan bara doğru adımımı atmıştım ki dışarıdan gelen bir kadın sesi ile o tarafa döndüm.
Bir kadın, bu geçenlerde gördüğüm kadarıyla büfede çalışan ablaydı, benim Derin'e benzettiğim kıza sesleniyordu.
"Kızım al bu havluyu da başına sar. Hava esiyor, bu ıslak saçlarınla hasta olma bir de."diye. Bu sesle kız arkasına döner dönmez ağzım açık kaldı.
Derin olma ihtimali %1'lik bir ihtimal olsa da denemekten zarar gelmezdi. Kadının elindeki havluyu alıp teşekkür mahiyetinde gülümseyen kız arkasını dönüp yürümeye devam etti.
Şoktaydım. Gerçekten de o olabilir miydi? Bunca zaman sonra... Bunca zaman sonra bulmuş olabilir miydim ikizimi? Özlemiştim. O olmalıydı. Onun olmasına ihtiyacım vardı. Son üç ayımda sadece ama sadece içmeme rağmen sarhoş olamamışken, onun çikolatalı kahve kokusunu içime çekip ilk nefeste sarhoş olmaya, gözlerinin maviliklerinde kaybolmaya, onunla olmaya ve sesini duymaya o kadar çok ihtiyacım vardı ki... Kelimeler kifayetsiz kalırdı özlemimin yanında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mızmız Prenses
Teen FictionEn yakın dostu Bora ile kick boks antrenörü Seydi arasında çalkantılı bir aşk serüveni yaşayan Derin'in yaşadığı zorlukları konu alan bir hikaye... Hepinize okumanızı tavsiye ederim. Ayrıca bu benim yazdığım ilk kitabım ve acemiyim. İyi veyahut kötü...