KISA OLDU BİLİYORUM AMA DAHA FAZLA BEKLETMEK İSTEMEDİM DİĞER BÖLÜM DAHA KISA ZAMANDA GELECEK :*
BU ARADA KAPAK İÇİN sdemir_508' E ÇOOK TEŞEKKÜR EDEİYORUMM ^-^
Yerimde kıpırdandım ve gerinerek döndüm. Yanımdaki sıcak vücut bana gece olanların rüya olmadığını hatırlatıyordu. Acaba uyanık mıydı? Belki de gece hakkında konuşmak isteyecekti ya da konuştuğumuz gibi unutmuştu.
Tüm bu düşüncelerin verdiği sinir bozucu rahatsızlık ve kıpırdanma isteğiyle derin bir nefes alıp verdim ama kıpırdamadım. Uyanmadıysa onu uyandırmak istemiyordum.
Evet, evet dün gece tüm ‘sabaha unutmuş olacağız’ zırvalığını başlatanın ben olduğumun farkındaydım ama… Ah siktir et!
Gözlerimi açıp yana döndüğümde elinde telefonu ve kulağında kulaklığıyla ağzını oynatarak ve mimiklerinden anlayabileceğim şekilde coşkuyla şarkıya eşlik eden bir Harry buldum.
Görünüşe göre biri zırvalığımı gayet makul bulmuştu.
Ona dönmemin yumuşak yatak üzerinde oluşturduğu sarsıntıyla bana döndü. ‘’Günaydın.’’ Dedi gülümseyerek beyaz kulaklıkları kablolarından çekip çıkarttı.
Kurumuş dudaklarımı yaladım. ’’Günaydın… Neden… Bu kadar mutlusun?’’ kalp atışlarımı duymaması için bir süre içimden yalvardım
‘’Amaris ile hafta sonu kayağa gitmeyi düşünüyoruz. Gerçekten harika olacak.’’ yok artık.
Geri zekalının tekiydim, evet kesinlikle öyle! Tüm o unutacağız sözleri benden çıkıyor ve için için ‘hayır aşkım bunu asla unutamam’ demesini bekliyorum. Ve sonra bam! Unutmak ne kelime tamamen her şey balık beyinlinin aklından siliniyor!
‘’Güzel.’’ Dedim ve kendimi gülümsemeye zorladım.
‘’Sende gelmelisin. Kayağa ikimizde bayılıyoruz Daph bu süper bir fırsat!’’ dedi çocuksu bir heyecanla. Bense olaylardan tamamen rahatsız olduğumu itiraf etmeliydim.
Beni unutabileceğini düşünmeyerek aptallık etmiştim ve beni öpmesine izin verdiğim için de ayrıca aptal hissediyordum. Bunu isteyerek ve özel olduğunu düşündüğü için yaptığına inanmıştım ama hayır! Lanet olası Styles her zamanki gibi hormonları ve uzuvlarının keyfinde!
Onunla bunları hiç konuşmamalıydım! Lanet olsun! Pişman olacağımı biliyordum ama yine de yaptım! Her şeyden nefret ediyordum! Bana resmen oynamıştı! Ona zavallıca aşık olduğumu biliyordu ve resmen benimle dalga geçiyordu!
Yataktan fırladım. ‘’Hayır. Hayır istemiyorum.’’ Ani hareketim karşısında yüzü ciddileşti ve ayağa kalktı. ‘’Hey, tamam peki istemiyorsan gelmek zorunda değilsin Daph. Üzgünüm.’’
Tam anlamıyla sinirlerim tepeme çıkmış zıplıyorlardı. Bana doğru bir adım attı. ‘’Sen iyisin değil mi?’’
‘’Tabiki iyiyim.’’ Saçlarımı yüzümden çektim ve bileğimdeki ince lastikle b düzgün bir atkuyruğu yaptım.
Hayır. Zavallı, çaresiz, aşık kız olmayı şu an da reddediyordum. Çiftlerin yanında gezen tek fedai olmayı da. Ona ihtiyacım yoktu. Evet! Kendi ilişkim olabilirdi ve hatta kalbimi başka birine açabilirdim. Onlardan çok daha sağlam hormonlarla hareket etmediğim bir ilişkiye sahip olabilirdim.
Dün gece aptalca hareket etmiştim. Belki de… Ah tanrım! Belki de gerçekten yalnızca onu sıkıştırdığım için ve kendimi kötü hissetmemem için beni sevdiğini ve öpmek istediğini söylemişti! Hissettiğim şey kelimenin tam anlamıyla berbattı!
‘’Daphnie?’’ eğilip yüzümü görmek için omuzlarımdan tuttu ve başımı kaldırınca gözlerime baktı.
‘’Şimdi gitsem iyi olacak sanırım kıvırcık.’’ Ellerini çekti. ‘’Eve mi?’’ başımı iki yana salladım.
‘’Dün gece Zayn’i öptüm. Hem de birden bire. Bu konuda konuşmalıyız, kafasını karıştırdığıma eminim.’’ Başını yavaşça salladı. ‘’Anladım.’’
‘’O, bence iyi biri. Birbirimizi tanımalıyız. Çünkü eminin nasıl hissettiğimi anlıyorsundur. Sevgiye ihtiyacım var marul. Gerçek sevgiye. Beni gerçekten seven birine ihtiyacım var, değer verecek birine.’’ Kaşlarını çattı.
‘’Neden sana kimse değer vermiyormuş ve kimse seni gerçekten sevmiyormuş gibi konuşuyorsun?’’
‘’Çünkü öyle olduğunu anladım.’’ Arkamı dönüp kapıya doğru ilerledim ve kapıyı açacağım sırada büyük ve yapılı elleriyle kapıyı itip kapattı.
‘’Ne oldu Daphnie? ’’ kollarımı tekrar bağladım ve ona döndüm. ‘’Bir şey olduğu yok. Dediğim gibi, şimdi eğer izin verirsen Zayn’le konuşmaya gideceğim.’’ Geri dönüyordum ki kolumu tutup beni kendine çevirdi.
‘’Hayır. Önce biz konuşacağız. Seni anlayamıyorum, ne yapmalıyım bilmiyorum Daphnie beni öldürüyorsun! Senin istediğin gibi davrandığımı zannediyorum ama sen surat yapıp arkanı dönüp gidiyorsun! Ne? Bana ne yapmam gerektiğini açık açık söyle öyleyle. Hadi. Ben imadan anlayamayan bir man kafayım bu yüzden hadi söyle. Unutacağımızı söyledin. İşte! Unuttum ama yine de mutsuzsun. Dün gece yüzündeki şu ifadeden kurtulduğumu zannetmiştim ama yine somurtuyorsun. O konuya gelirsek ise bir daha bana gerçek sevgiyi aradığını söylersen seni camdan aşağı atarım çünkü seni kendimden bile fazla sevdiğimi biliyorsun. Bunu iki gündür tanıştığın bir çocukta asla bulamazsın.’’ Sözleri bittiğinde yüzüne yaklaştım.
‘’Gidip Amaris’inle oynasana sen.’’ Ve kağıyı açıp dışarı çıktım. Hayır onun saçma oyunlarına dahil olmak istemiyordum. Unutmuştu, ve öyle kalmasını istiyordum…
OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONCE UPON A TIME (Harry Styles Fanfiction. Türkçe)
RomanceFLASHBACK Saçları çok güzeldi, çok kıvırcıktı. Bir buklesini parmağıma doladım. ‘’Senin saçların neden marul gibi?’’ dudağını sarkıtıp başını önüne eğdi ‘’Bilmiyorum.’’ Ona sarıldım. ‘’Üzülme ben çok beğendim.’’ Güldü. Sarı uzun saçlarıma dokundu. ‘...