Akaryakıt istasyonunda durduğumuzda az ilerisinde siyah bir vip aracı gördük. İçinden bazı kişiler inip markete doğru yöneldi.
"İlerde bir minibüs var. İçinden insanlar indi burda durmayalım."
Ali: Katılıyorum. Tehlikeli olabilirler.
Konuşmamızla beraber Arifte oraya girmeyip dümdüz devam etti. Ama adamlar çoktan bizi farketmişlerdi.
"Beyler bunlar bizi farkettiler peşimizden gelmesinler sakın."
Emirhan: Olabilir Arif Hızlan kardeşim.
Depodaki mazotta bitmek üzereydi ve dahada hızlandığımız için çok daha çabuk bitecekti. Ama bizim ev pekte uzak değildi.
Arif: Artık gelemezler izimizi kaybettirdim. Ama kötü haber mazot tamamen bitti.
Arif böyle konuşurken kamyon yavaşladı ve en sonunda durdu. Daha kamyonu yeni bulmuşken bırakmamız gerekecekti.
Ali: Sövücem lan artık. İlk önce muharrem. Sonra senin vurulman. Sonra kim olduğu belirsiz grup tarafından kovalanmak. Herşey bizimi bulur anasını satayım.
"İnsanlar zombilerden daha tehlikeli, aç kurt gibi önüne gelene saldırma peşindeler, bu yüzden bir süreliğine gözden uzak olmamız lazım."
Emirhan: Aynen katılıyorum.
Arif: Bence bu geceyi ormanda geçirelim ve şafak sökmeden sizin eve doğru yol alırız zaten pek uzak değil.
Herkesden tamam sesi çıkınca ormana doğru yöneldik. Zaten şuan saat 3.24'tü geceye hazırlanmalıydık.
Bunuda kolumda pili azalmış saatimden öğrenmiştim.Emirhan: Ben ve Ali yiyecek bulmaya gidelim, sizde buraya barınak gibi birşey yapmaya çalışın.
"Aliler gittikten sonra Arifle odun toplamaya başladık."
Arif: Kanka burada bizi bulamazlar ama uzun süreli kalınacak bir yer değil.
"Aynen kardeşim bu geceyi atlatabilirsek bizim evde güvenli oluruz."
Arif: Aynen kanka, fakat bir sorun var biz şimdi barınağı yere mi yapıcaz yoksa ağaca mı?
"Bence ağaca yapalım, sıkıntısız olur.
Dalların aralarına odunları koyarız ve orada yatarız."Arif: İyi fikir kardeşim, hadi şu odunları alalım.
Barınak yapacağımız yere geldiğimizde, Aliler daha gelmemişti.
En azından yukarda ve yatılabilecek seviyede bir barınağımız vardı.
Ben böyle düşünürken Aliler de gelmişti.
Emirhan: Kanka akşama ziyafet var.
Arif: Vay, neler buldunuz kardeşim.
Ali: Birsürü elma armut ve 2 tane tavşan yakaladık.
"Helal size be, biz de barınağı hallettik. Gelin şu tavşanları pişirelim."
Tavşanları pişirdikten sonra yemeği yedik ve saat 8 olmuştu ve biz çok yorgunduk.
"Beyler 2 kişi 5'er saat dönüşümlü nöbet tutacağız.İlk ben ve Arif."
Ben böyle söylerken Ali ve Emirhan ağaca çıkıp uzandılar.
"Arif, sence şuan bizimkiler ve sizinkiler ne halde , ordu ve devlet hala varmı yoksa dağıldılarmı?"
Arif: İyi olmalarını umuyorum. İnşAllah onları bulacağız.
Vakit akıp geçerken sıra Alilere gelmişti. Onları uyandırıp biz barınağa geçtik.
En azından 5 saat boyunca dertlerimizi unutacaktık. Uzanır uzanmaz gözlerim kapandı ve uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zombilerle Yaşamak
ActionTürkiye insanları yamyamlaştıran bu virüse yenik düşerse neler olur? İşte bu hikayede bunu öğreneceğiz. Bir hayatta kalma hikayesidir.