Sabah alarmın sesiyle uykudan uyandım. Biraz sersem hissediyorum kendimi ve başım çatlıyor. Ellimi yüzümü yıkmaya gittim aynada ki halime baktım çok kötü görünüyordum gözlerim kızarmış ve şişmişti. Dün yaşadıklarımı anımsadım içim burkuldu neden işe yaramamıştı ki sanki eğer her şey yolunda gitseydi şuan gözümü İstanbul'da açıyor olacaktım tertemiz bir hayat belki kahretsin bu dünyaya acı çekmek için mi geldim ben !
Düşüncelerimden sıyrıldıktan sonra bu gün okula gitmemeye karar verdim evde de kalmayacaktım üvey annemin yüzünü görmeye tahammül edemiyorum.
Karşıyaka sahilinde biraz gezip kafa dağıtmayı düşünüyorum denizi çok seviyorum üzerimde rahatlatıcı etkisi var.
Hazırlanıp evden çıktım. Sahil kenarına vardığımda sabahın erken saatleri olduğu için biraz soğuktu ama temiz hava ve deniz kokusu bunu unuturuyordu. Bir bankta oturup sigara yaktım ve etrafı seyretmeye başladım. Bir kaç kişi erken kalkıp koşuya çıkmıştı yavaş yavaş hayat canlanmaya başlıyordu trafik sesleri yükselmeye kalabalığın sesi çoğalmaya başlıyordu herkez için normal bir günün sabahı.Sahili kaç kez turladığımı bilmiyorum çok derin düşüncelere dalmış boyunca yürüyorum. Bir ara annem aklıma takıldı onu düşünmeye başladım, annem kumral saçları vardı derin kahve gözler , ah seni çok özledim anne tahmin edemeyeceğin kadar çok. Farkında olmadan gözlerimden bir kaç damla yaş süzüldü. Büyük bir özlem ve hasret bir anda yüreğime çöktü , yüreğim bunun altında ezildi ve kendimi bir anda yerde içli içli ağlarken buldum " neden anne neden ! Niye bıraktın beni ! Çok bencilsin anne çok beni hiç düşünmedin dimi sensiz ne halde olacağımı hiç düşünmedin sadece babam sadece o vardı senin için !" diye kızıdım ölen anneme...
Ağlamaktan nefret ettiğim halde hayatımın çoğu bunla geçti. Benim için ağlamak basitlikti , acizlik , acınasıca bir durumdu zaten bende tam bu haldeydim acınacak halde bu halden kurtulabilirdim ama bütün umutlarım kaçma planımın bozulmasıyla bir son buldu.
Gözyaşlarımı ellimin tersiyle silip yerden doğruldum kaç saat orda oturduysam artık bayağı geç olmuştu sorun değildi bu çünkü beni merak eden kimse yoktu.
Eve doğru yol aldım yüzümdeki mutsuzluğu silip ciddi bir ifade yerleştirdim güçlü olmalıyım yada öyle görünmeliyim başka çarem yok .
Düşünerek ilerliyordum ki birinin bana "pşşşttt." diye seslendiğini duydum sert bakışlarla etrafa baktım ah lanet herif " Hırçın sen bu saate sokaklarda böyle bir başına ne yapıyorsun bakim?" diye sordu Murat. Birden bütün bedenimin titrediğini hissettim. Murat başıma bela olan üç yıldır yakamı bırakmayan serserinin teki. Çok korkutucu ve tehlikeli bir çocuk ve malesef ki onla aynı okuldanız yüzünde benim bıraktığım bir yara izi var evet bunu ben yapmıştım neden mi yaptım çünkü Murat beni taciz etti !
" Sana ne !" dedim onu gördüğüme iğrenmiş bir surat takınarak." Hırçın kızım benim başına gelecekleri hiç düşünmüyorsun ama ya biri seni burda kıstırısa ve.." diye alay ederken bir yandan da bana doğru yaklaşıyordu tehlikeli bakışı ve sinsi gülüşüyle devam etti " ve sana hoş olmayan şeyler yaparsa. "dedi bana çok yaklaşmıştı onu iterek konuşmaya başladım " Çekil yolumdan." dedim onu kendimden uzaklaştırdım evet daha sert olabilirdim ama en son onu öfkelendırdığımde başıma gelenleri hatırlıyorum simdilik bunu demek daha makul. Sonra yürümeye yeltendim ama kolumdan tuttu " orda dur sana gidebilirsin diyen olmadı ! "dedi ve kolumu çok sıkıyordu canım acısada belli etmemeye çalıştım " Beni çıldırtıyorsun Gizem senin beni umursamaman beni bir yandan öfkelendirirken bir yandan daha çok istememe sebeb oluyor " derken beni kendine çekti gözlerini kapatarak başını saçlarıma görüp derin bir şekilde koklamaya başladı " Bırak lan beni piç !" dedim ve kendimi çektim lanet olasıca çok kuvvetliydi ama kendimi ondan kurtarabilmiştim. Hafif dudağını kıvırdı ve " senin bu hırçın ve asi tavırların seni o kadar çekici yapıyor ki Gizem aklımı başımdan alıyorsun." dedi ve artık yeter canımı sıkmaya başladı " siktir git lan yolumdan yüzünde çalışma yapmayayım yine !" dedim öfkeli bir şekilde kızasada kızın be " Ah evet Gizem yüzümde bıraktığın izi çok seviyorum çünkü bana seni hatırlatıyor kendime bakınca seni görüyorum, sadece seni ." dedi yüzündeki ize dokunarak " git be !" dedim ve yürümeye başladım hızlı adımlarla ondan uzaklaşmaya çalışıyordum ki arkamdan geldiğini fark ettim artık yürümeyi bırakıp koşmaya başladım ve oda koşmaya başladı bütün gücümü vererek daha çok hızlanmaya çalışsamda belimden kavradı beni " nereye böyle hırçın ." dedi nefes nefese kalmıştı . " Bırak lan beni oruspu çocuğu bırak !"diye bağırmaya başladım . "Hayır ben istediğimi alırım benim olacaksın ya güzellikle yada zorla !" dedi ve kendini kaybetmiş gibiydi ondan kurtulmaya çalışsamda sadece yerimde debelenebildim hareket edemiyordum çok sıkıyordu belimi Murat'la boğuşurken bir araba önümüzde durdu ve içerden biri indi karanlıkta kim olduğunu tam kestiremiyordum bize yaklaşınca ne gercekten mi yine mi ?
Bu Doruk ama ...
" napiyon lan sen bırak kızı "dedi çok sakin görünüyordu Murat'ın kolları biraz gevşeyince kendimi ondan çekip kurtardım "sana ne lan sen kimsin?"diye sordu Murat "kimsem kimim bir daha seni bu kızla görmeyeyim." dedi ve hâlâ çok sakin görünüyordu gözleri çok karanlıktı bakışları buz gibi korku veriyordu insana " sana ne lan Gizem benim sevgilim bundan sana ne ! Yüzün hâlen sağlamken git burdan " dedi Murat oda artık öfkelenmeye başlamıştı dişini sıkıyordu , ellerini yumruk yapmış ve çenesinde ki kaslar seyiriyordu. Doruk , Murat'a daha da yaklaştı ve gözlerindeki o korkunç öfkeyle bakışlarını Murat'a sabitledi " Siktirip gitmen için üç saniyen var!" dedi biraz daha devam ederse kavga edeceklerini düşünüyordum Murat'ın Doruk'u itmesiyle olan oldu Doruk geriye iki adım attıktan sonra kendini toparladı ve Murat'a doğru hamle yapıp yumruğu yüzüne geçirdi Murat yerle buluşunca biraz korktum ve şaşırdım bu Doruk çok tuhaftı hem iyi hem kötü bir yanı vardı şuan ki Doruk çok korkutucuyken dünkü Doruk kibar ve samimiydi gizemli bir çocuk peki tam başım beladayken yine beni kurtarmasına ne demeli?"Gizem, atla arabaya." dedi bana bakarak Murat hala yerde acı ile inliyordu nasıl bir yumruk atmışsa artık Murat kalkamdı yerinden ama şunu söyleyebildi " Bittin lan sen bunu sana ödeticem bunun hesabını vereceksin hayatının yanlışını yaptın lan! "diye tehtitler savurdu ve yerinden doğruldu aman Allahım ağzından kanlar akıyordu elinin tersiyle ağzındaki kanları silip yalpalayarak bizden uzaklaştı.
" Belaya bulaşmadan duramıyorsun sanırım ?" dedi hafif dudağını kıvırarak şimdi daha az korkutucu görünüyordu deri ceketi beyaz ayakkabıları ve içindeki vücut hatlarını gözler önüne seren beyaz tişörtüyle çok yakışıklıydı Tanrım bu çocuk gercekten çok yakışıklı "kendim halledebilirdim !" dedim ters ters bakarak " evet görebiliyordum "dedi alaycı bir ses tonuyla " hadi atla eve bırakayım seni."dedi kafasıyla arabayi işaret ederek " hayır kendim gidicem gerek yok " dedim gerçekten gerek yok bir erkeğe ihtiyacım yok hem beni ne sanıyor ki yardıma ihtiyacım olduğunu mu düşünüyor gerçekten yanılıyor o zaman.
"Sen beni takip falan mı ediyorsun ?"dedim gözlerimi kısarak " ne takip mi ? Gerçekten komiksin ben sadece evime gidiyordum ." dedi evine mi bizim semte mi ? " hadi atla götüreyim seni bana güvenebilirsin Gizem ." dedi gözlerimin içine sıcak sıcak bakarak " Çok yorgundum eve kadar yürüyecek halde değildim sadece tamam anlamında başımı salladım ve arabaya bindim. Arabası son model ve çok şık bir arabaydı zengin olduğu her halinden beli oluyordu.
Yolda evimin adresini verdim ve adresi duyunca gülümsediğini fark ettim " Komik olan ne?" dedim ciddi bir şekilde yüzüne bakarak . " hiç komşu bir şeye güldüğüm yok"dedi sırıtmaya devam ederek ne komşu mu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAĞIMLI
Novela JuvenilMutluluk ve aşk... Bu duyguların tadını unutmuş birine yüksek dozda verilmesi cok tehlikelidir. Ama sanirim ikilimiz tehlikeyi seviyor. Gözde tek kelimeyle korkusuz. Ama Doruk ilk defa korkuyor. Gizem'i kaybetmekten ve evet bundan korkuyor...